9

1.2K 100 98
                                    

James Potter yemek masasında otururken oğullarını izliyordu. Lily yemek yemekle meşguldü. Sirius gibi. Ama James farkındaydı, bir şeyler ters gidiyordu. Harry uzun zamandır garip davranıyordu. Sebebini bilmiyordu ama can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı.

Günlerdir yemek yememişti. Gülmemişti. Kendisiyle bile konuşmamıştı ki bu büyük sorun tescil ediyordu. Slytherin masasına bakınca Draco Malfoy'un da başka bir halde olmadığını fark etti. Öğrenciler dersleri için ayrılmaya başlarken Draco oturmaya devam etmişti.

Harry'le tek kelime etmemişti o günden beri. Bu canını sıkıyordu. Ruhu oğlanın yıldızlarının parlaklığında kör olurken kendi dalgalarında boğuluyordu. Yavaşça ayağa kalkıp çantasını aldı ve büyük kapıya yöneldi. İlk dersinin ne olduğunu düşündü. Programı yanında değildi.

Etrafta salak gibi dolaşırken hatırlamaya çalıştı. O sırada gözüne kabarık saçlı bir kız takıldı. Nereye gittiğini biliyordu. Muggle Bilimleri dersine gidiyordu. Pansy sürekli ondan bahsediyordu çünkü.

Kızın peşine takılıp arkasından yürümeye başladı. Hermione sonunda rahatsız olup arkasına baktığında gri gözleri gördü. Sisli gri gözleri. Uykusuzluktan tılsım yapılmaya zorlanmış gözleri.

Draco durduğu yerden kıza hareket etti ve omzundan tutup yürümeye zorladı. "Hadi Jean yoksa geç kalacaksın." Hermione sıkıntıyla yürümeye devam etti. Yanında yürüyen uzun boylu çocuğa baktı.

"Neden benimle geliyorsun?" Draco gülümsedi. Belki günler sonra ilk defa. "İlk dersimin ne olduğunu unuttum. Seninle gelirsem sıkıntı olmaz diye düşündüm. Ne de olsa Profesör Burbage sıkıntılı bir profesör değil."

Hermione gülümseyip kafasını salladı. "Zaten muggle doğumlusun neden bu dersi alıyorsun anlamıyorum." Hermione oğlana kısa bir bakış attı. "O bulanık değil miydi? Ne ara değişti?" Oğlan omuz silkti.

"Galiba göt kafalı arkadaşına tutulduğum gün." Kız sırıttı. "Yani birinci sınıftan beri böyle ama belli etmiyorsun?" Draco kızı ittirdi. "Hermione!" Kız kahkaha atarak sınıfın kapısını ittirdi. İçeri girerken Draco'ya olan bakışları görebiliyordu. Ama oğlan umursamamamıştı.

Kızın peşinden içeri girip yanına oturdu. "Harry en son ne zaman güldü hatırlamıyorum bile. Ne yaptın sen bu çocuğa?" Profesör daha sınıfa girmemişti ve ikili rahatça konuşabiliyordu. "Galiba dalgalarımı kayalarına vurdum."

Kız anlamadı ama bu sözün altında bir anlam yattığını hissedebiliyordu. Draco neden böyle garip bir cümle kurduğunu anlamıyordu. Ama zorunda gibi hissetmişti. "Bugün hangi konuyu işliyorsunuz?" Kız kitabını çıkarırken oğlana baktı.

"Elektronik cihazlardayız. Galiba en son müzik çaları anlatmaya çalışıyordu." Draco sırıttı. Aklına o garip aletle olan anıları gelmişti. Babasıyla nasıl çalıştığını çözene kadar çıldırıp cihazı duvara fırlatmışlardı ve çalan müzikle korkmuşlardı.

"Neye sırıtıyorsun sen öyle?" Platin saçlı kıza döndü. "Aklıma babam geldi o kadar." Omuz silkip kızın önündeki kitabı kendine çekti. İçini karıştırken gözüne çarpan şeyleri soruyordu. Hermione ise hiç sorgulamadan anlatıyordu.

"Bir gün Harry ile evlenirsem muggle dünyasına kaçıp komşun olacağım yemin ederim." Hermione öksürmeye başladı. "Ne!?" Draco yanlış olan ne söylediğini düşünmeye çalışıyordu. Sonra köşeli jeton makineye düştü ve kıza şokla baktı. "Siktir, Hermione. Amacım o değildi..."

Kız gülmemek için kendini sıkarken içeri bir kadın girdi. Muggle Bilimleri Profesörü Charity Burbage, sarışın kadın masasına yöneldi ve oturmalarını işaret verdi. Kadın etrafta gezip eksik bir şey var mı diye bakarken gen oğlanı fark etti.

You Can't See My PainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin