14. Bölüm

29 3 0
                                    

Poyrazın koridordan gelen sesiyle yüzümde bir tebessüm oluşmuştu deli cocuk.

O odadan cıkınca aklıma bir an gördüğüm rüya geldi. Annem ve babam. Ailem. Onları cok özlemiştim. Onları arayacaktım ama önce Poyrazla konusmalıydım. Yani fikirlerini almalıydım.

Yatağı topladım.  Çantamı elime aldım.( Evden ayrıldığım için kitaplarım yoktu ama rehberlik hocasından yardım almiştım) Be aşşagıya inmek icin yeltendiğimde birsey unutmadığıma emin olmak icin son bi kez gözlerimi odada gezdirdim. Yatağın baş ucunda duran resime takılmıştı gözüm.  

Çantayı yatağın üzerine birakarak resmi elime aldım. Resimde Sıla ve Poyraz vardı. Poyraz koyu kırmızı bir t-shirt giymisti. Sıla'nınsa ciçekli beyaz bir elbisesi vardi. Poyraz kolunu Sıla'nın boynuna dolamıstı ve yanağına dudaklarını bastirıyordu.bir eliyle de çenesini tutuyordu. Sıla da yüzünü burusturmustu. Çok tatlı gözüküyorlardı.

Poyraza derince baktım.Çok yakışıklıydı yüzüne cok yakışan gozleri , küçük burnu , gül kurusu dudakları ve gamzesi. Bir an icin icimden kendimi tebrik ettim. 'Cok iyi yaptim ben bu cocugu sevmekler baksana ne kadar tatli !" diye onayladım kendimi.

Sevmek cok güzel bir duyguydu. Hele karsılik buldugunda, dünya eline verilse bu kadar mutlu olamazdı insan. Sevmeyide sevilmeyide bilmeliydi. Sevdiğini sevgisinden boymayacakti ama varligını da hissettirecekti her an. Kıskanacaktı, sahiplenecekti, özleyecekti, bekleyecekti, SEVECEKTİ.

Bu düşümcelerimden siyrılıp aşsağıya inmeye karar verdim. Aşşağıda sıla dayanamayip kahvaltiya başlamistı.

"Afiyet olsun."deyip masaya oturdum.ve bardağıma portakal suyu doldurdum.

Herke kahvaltiya dalmişken Poyrazın gözleri sadece bendeydi. Annane durumu biliyordu ama torunlarına dayanamazdi.

'E oğlum etsene kahvaltını."

"Ediyorum ya annane."dedi Poyraz. Masaya göz gezdirdim. Masada cesit cesit kahvaltılık vardi. Gözlerim gül recelini gördüğünde altın bulmus madenci gibi sevindim bir an. Bir dilim ekmek alip önce yağ sonra da gül receli surüp Poyraza uzattım.

"Hadi ye okula ac ac gidemezsin."dedim. Şaşırmısa benziyordu. Ekmeyi yemeye başladı.Biraz bekledikten sonra;

"Poyraz ben annemleri aramak istiyorum."dedim bir anda tüm gözler bana cevrilmisti..

"Ara. dakkan yoksa veriyim telefonu."deyip cebine yeltendi.

"Yok benim dakkam varda sormak istedim."dediğimde Sıla muzipce gülerek ;

"Neden abime soruyorsun ki?"dedi söyletmeye calıstığı şeyi anlamıştım.Portakal suyundan bir yudum alıp.

"Iııı...hani...yani...ııı..hani...biz...şeyiz ya...."dedim . Kızardığımdan adım gibi emindim. Ellerimi dizlerimin uzerine indirip basımı yere indirdim. Poyraz sılanın söyletmeye calıstıgı seyi anlamıştı.İkisıde aynı anda;

"Neysiniz?"dedi.

Sesimin sadece otuz santim cıkacağı bir ses tonuyla."Sevgili.'dedim.

Bunu yapmak zorundalar mıydı . Utanmıştım iste. Umarım mutlu olmusturlar. Poyraz ve Sıla gülmeye basladı. Poyraza sinirle bakıp.

'Gülme."dedim.

"Ama cok tatlıydın. Anlamıyorum ki neden utanıyorsun."

Tekrar bağırarak 'gülme. Utanıyorum iste . "deyip kafamı yine o masum kız kilığına girerek eğdim.

Bu kez daha fazla gülmüştü."Ya gülme dedim sana."

"Tamam."diyordu ama bir iki saniye sonra kendini tutamayip tekrar gülmeye başlıyordu.öf sinir şey.

Bir anda bana doğru yaklastı sinirle çevirdiğim kafamı kendine çevirdi. yanımda eğildi.Ve

'Utanma. "dedi. Ağzını genişce açıp gülerek.Ama sen gulme ya o nasıl bir gülüştür. Bu çocuk reçel yiyimce daha mı tatlı oluyordu ne? Ah ölmemek için kendimi zor tutuyordum.

GÜL KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin