17. Bölüm

27 4 1
                                    

Armina'nın ağzından

Poyrazın bana anlattığı masal beni bu okula geldiğimden beri bana nasıl asık oldugunu anlatiyordu. Onu o gune kadar nasılda fark edememistim. Hayatimın askı yıllarca beni severken ben herkesten uzakta müzikle , patenlerimle ve baska herşeyle ilgilenmistim. Fakat insanlarla ilgilenmemistim. Ve bu yüzden Kendini masalında basit bir köylü olarak tanitan kayip beyaz atlı prensimi kaçırmıştim. Yıllarca baskalarinı uzaktan sevmistim. Belki o gün çarpışmasak. Poyrazın masalda dediği gibi kaderin bizi birlestireceği tutmasa o belki beni yıllarca uzaktan severken ben hicbirseyden habersiz öylece kendi hayatimda mahfolacaktım.

Poyrazın boynuna sarilıp beni sevdigi icin hıçkırıklarımın arasinda, gozyaslarınmı omzuna akıtarak binlerce kez tesekkur ettim.

"Teşekkür ederim. Poyraz beni sevdiğin icin binlerce kez tesekkür ederim."

'Bende tesekkur ederim prensesim. Bu basit köylüyü gönlunün sarayına aldığın icin binlerce kez teşekkür ederim."

"Bende sana bir masal anlatayım mı ?"diyerek boynundan biraz geriye cekilip gözyaşlarımı sildim.

Tebessümle karsılık verdiğinde dizine yatıp anlatmaya başladım.

"Bir varmış bir yokmuş. İnsanlar birbirini tanimaya bile korkarken dünyaya minik bir kız çocuğu gönderilmis.Bu kız cocuğunun annesi ve babası birbirini severek evlenmisler ve kızlari dogduğunda havalara ucarcasina sevinmisler.

Minik kız buyürken masallarda duyduğu prenslerden birine asık olmus. ve o prensi her an yaninda hissediyormus. Korktugunda yaninda hissetmis. Üzüldüğünde yanında olduğunu hayal edip o prensin omzunda ağlamış.

kız cocugu büyüdükçe anne ve baba da birbirinden uzaklasıyormus. Ve sürekli kavga ediyorlarmış. Kız korkuyormus ve korkarak buyüyormuş.

Artik kavgalar korkulur hale geldiğinde minik kız çoktan bir gençkız olmuş. Ve prensinden yavas yavas uzaklastığında bir gün prensi karsısında çıkmıs. Fakat kücük kız presin hayal ettiği yuzünü o kadar unutmus ki onu taniyamamış.

Kızın anne ve babası ayrildığında kız çok üzüldüğünden birden bayılıvermis ve kız prensin kollarinda bulmus kendini. Gözlerini actiğında hemsire ona sevgilisinin kapıda bekledigini söylediğinde şaşıran kız iceri o gün tanımadığı prensi girivermiş.

prens dinlenmek icin gözlerini yumduğunda kız onu incelerken onun yıllardır unuttuğu prens olduğu aklina gelmiş ve kucük genç kız hayatının prensiyle mutlu mutlu yaşamis."

"Oy ben seni yerim."diyerek alnımı öptü.

"Ama yersen ölürüm."diye masum tatlı kız bakısını attığımda kahkahalara boğuldu.

Birlikte kalktık ve yine elimi tuttu. Bu sefer utanctan başka bir duygu hissesdiyordum. sahiplenme. O kadar guzel tutuyordu ki elimi sanki tüm dünya görsün bizim sevgili olduğumuzu bilsin istiyordu. Oturdugumuz banktan on adım kadar yürüdükten sonra kafamı kaldırdığımda görduğüm insanla sok oldum.

Annem.

Anneme biraz daha yaklaştıktan sonra .

"Anne ."dedim. Elim hala Poyrazın elindeydi.

"Kızım biraz konuşalım mı?"

"Tabii."

"Yalnız konussak daha iyi olur."dediğinde Poyrazın elimi dahada sıktığını hissettim.Elimi çekmek istesem de cekemezdim artık.

"Anne Poyrazdan sakladığım birsey yok burada konuşabiliriz." dediğimde. Onaylar anlamda kafasını salladı. Annem modern ve anlayışlı bir kadındı. Ya da belki umursamaz.

"Kızım bu hafta sonu babanla kesin bir şekilde bosanacağız ve seninde gelip şahitlik yapman gerekiyor."dediginde gözlerim dolmuştu nasıl bu kadar rahat oluyordu.

"Anne bunu benden bekleme. Gelemem."

"Kızım lütfen yapma böyle babanla biz artik birliktw olamayız."

"O zaman işlerinizi bensiz de yapabilirsiniz."

'Tamam armi mahkemeye gelme istersen ama evine gel artık."

"Anne gelemem anlamıyor musun? o ev benim korkulu hatıralarımla dolu. birbirinize bagırdığınız günlerle dolu ev artik o eve dönemem. Ben Poyrazla mutluyum. O beni hiç yalnız bırakmıyor. Beni sizden daha mutlu ediyor "dediğimde annem sinirlenmiş gibi bakiyordu.

"Armi o kim oluyor da seni bizden daha mutlu edebiliyor?"dediginde de ben sinirlenmiştim.

"Sevgilim."dememle annemin eli kalktı bana tokat atacaktı bir yapmadığı o kalmıştı cünkü . Tam o sırada onu tutan ele baktım. Poyraz. Tabi ya benim biricik prensim hala yanı basımdaydı.

"Sakin olun hanim efendi. Armi benim sevgilim. Ve benim olana benden başka kimse dokunamaz. Kimse onu üzemez. ve canını yakamaz. cünkü o Poyraz  Şanlının sevgilisi."dedi be elini sakince indirip bıraktı annemin.

"Armi hadi gidiyoruz."diye kolumdan tutansa annemdi.Alev fışkıran gözlerle ona baktım ve cevap verdim.

"Ben hiçbir yere gelmiyorum."

"Sen gelmiyorsun zaten ben seni götürüyorum."

"Hanım efendi beni duymadınız sanırım Armi hicbir yere gitmiyor."diyense Poyrazdı. Annemin ikinci kez elini kaldirışıyla. Poyrazın elimi bırakıp tekrar kolunu tutmasıyla koşmaya başladım.

Hayattan nefret ediyorum. Yasamaktan nefret ediyorum. Annemden nefret ediyorum. Seslerden nefret ediyorum. Sadece Poyraz onu cok seviyorum. Ana yola doğru kosuyorum koşuyorum ve kosuyorum.

Arkamdan gelen sesleri duyuyorum.

"Armi bekle. "

"Armi armi dur."diyen ses Poyraza ait. Onun sesleri arasında yolun karşısına kosmaya başlıyorum ve karnımda hissettiğim acıyla bir cığlık atıyorum. duyduğun son şeyse poyrazın ağzından adım.

"Armina."

GÜL KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin