20. Bölüm

27 4 0
                                    

Artık odama alınmıştım. Ve olan biten her şeyi merak ediyordum. Annem ve babam nerdeydi? Beni hiç mi merak etmemişleri. Yada haberleri bile yok muydu?

Hemsire son ayarları yapıp odadan çıktığında Poyraz yatakta yanıma oturdu.

"Aşkım. "dedi.

"Efendim, Poyraz."

"Sana bir masal daha anlatayım mı?"dedi kuçük bir çocuk misali. Onu çok özlemişim. Yanağına bir öpücük kondurup. göğsune yattım.

"Bir varmış bir yokmuş. Dünyanın en güzel prensesi istanbulda yasıyormuş. Ve bir gün zehirlenerek derin bir uykuya dalmış.Prensesin hafızasını kaybetme korkusu varken . Uykuyu çok seven prenses uzun bir süre uyumaya karar vermiş. O zamana kadar onu seven fakir köylüsüyse ona ne olursa olsun başında beklemeye söz vermiş.

Tam dört ay uyuyan prensesin başından onlarca olay geçsede prenses uyanmıyormuş. Prensesin annesi ve babası boşanmış. Babası çok uzaklara gitmiş. Annesi de onca olan şeye rağmen biricik prensesinin uyanamayacagını düşündüğünden prensesini birakıp dünyanın bir ucuna gitmiş. Artık prensesin annesi ve babası dünyanın bir ucundayken. Fakir köylü onu hiç bırakmamış. Çünkü biliyormuş yıllar sonrada olsa uyanacakmış prenses. Uyuyan güzel masalında olduğu gibi. Bu prenses de uyanacakmış. O masala inanara köylü her sabah bir buse konduruyormuş prensesin alnına.

Ve prenses sonunda uyanmış. köylü ve prensin nişanlı oldugunu dusünen herkes prensesin uyanmasina çok sevinmiş. Şimdi soyle bakalım prenses bu masalın sonu nasıl olacak?"dediğinde gözlerimden yaşlar akmış ve çoktan Poyrazın göğsündeki yerini coktan almıştı.

"Artık yalnız mıyız?"

"Sila ve annanem de var bizi hic yalnız bırakirlar mı?"

"O zaman masalın sonunu da ben getireyim."diyerek hıçkırıklarımın arasında masalın sonunu anlatmaya başladım.

"Artık dünyada kendini fakir olarak gözsteren dünyalar tatlısı köylüsüyle ve köylunün ailesiyle tek basına olan prenses ve köylü evlenmisler. Artık yalnız değilmiş prenses. O büyük kalpli fakir köylüyle mutlu mesut sonsuza dek yaşamışlar."deyip kafamı Poyrazın göğsüne daha çok bastirdım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Poyrazın şefkatli kollari beni sarip sarmalarken. Kazadan önce düşündüklerim aklıma geldi.

Hayattan nefret ediyorum. Yaşamaktan nefret ediyorum. Annemden nefret ediyorum. Sadece Poyraz . Sadece onu seviyorum. Onun yeşil gözlerini. sütlü kahve saçlarını. şefkatle saran kollarını. Sadece Poyrazı seviyorum.

GÜL KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin