0.3 - a fair deal

547 56 47
                                    

***

Loki, Strange'in odasındaki sandalyede oturuyordu. Başı, ellerinin arasındaydı, tıpkı yere oturup ikiye bükülmüş Stephen gibi. "Başka kim biliyor?" dedi Loki, korkuyla. Karşısındaki adam kafasını kaldırdı. "Wong, sen, ben. Öğrenciler sadece minik bir kriz diye biliyorlar." Loki derin bir nefes vererek ayağa kalktı.

"Ne zaman uyanacak ?" Strange, kafasını yeniden gömdüğü dizlerinden kaldırmadan saatine baktı. Sesi boğuktu ve yorgunluğu çok belliydi. "Yarım saat önce güç nöbeti bitti, en geç bir saate uyanmış olur." Loki, ayağını yere tekrarlayarak vurmaya başladı. "Onunla konuşacak mıyız ?" Strange, yine kafasını kaldırmadı. "Başka çaremiz var mı ?"

Bu cümle Loki'yi ancak birkaç huzurlu saniye boyunca susturabildi.

"Peki diğerleri öğrenince ne olacak? Öğrenmemelerini sağlayabilirim." Büyücü başını salladı. "Çok geç. Sen ve ben sussak bile Wong kurallara bağlıdır, ki eğer bizim söylemediğimiz ortaya çıkarsa güvenilirliğimizi kaybederiz. Wanda'yı korumak istiyorsak olabildiği kadar itibara sahip olmamız gerek." Loki güldü. "Wanda'yı korumak neye mal olacak peki Stephen ? Benim hayatıma mı, senin hayatına mı, bir mabede daha mı, yoksa..." Stephen aniden başını kaldırdı. "Senin hayatına mal olacağı kısmını unut. Daha önce yeterince öldün." Loki başını salladı. "Hiçbir zaman yeterli olmaz."

Stephen ayağa kalktı. "Ne olursa olsun kendini tehlikeye atmanı istemiyorum. Gerekirse seni de bir odaya kilitlerim." Loki başını yana yatırdı. "Sanki gücün yetermiş gibi." Derin bir nefes aldı karşılık vermesi gereken adam. "Yapma. Sana emredemem, ama dostun olarak konuşabilirim. Yapma." Loki sırtını hafifçe gerdi. "Hayatımı kaçarak geçirdim. Artık değil Stephen. Biri bu mabetten içeri girecekse, ve sizi almaya çalışacaksa, Odin onların yardımcısı olsun, çünkü karşılarında ben olacağım. Kenardan izlememi beklemek aptallık olur, ben bile kendimi bu kadar ustaca kandıramam."

Stephen başını geri atıp Loki'nin özel alanından uzaklaştı. "Hata bende zaten." Loki adamın uzaklaşmasına izin vermeden yeniden dibine girdi. "Beni uzaklaştırmaya çalışırsan seni korumak için seninle de savaşırım." Stephen gözlerini kaçırdı ama Loki adamı rahat bırakacak gibi durmuyordu. "Söz. Bana söz ver. Benim üzerime yemin et." Gözlerini devirdi büyücü. "Bu gün için yetmez mi Loki? Çünkü seni ikna etmek için gerçekten çok yorgunum."

Loki, Wanda'nın yattığı odaya doğru bir adım attı. "Birincisi, hiçbir zaman beni ikne edebilmek için yeterli enerjiye sahip olamayacaksın; ikincisi de..." Hislerinden emin olması gerekiyormuş gibi kafasını yukarı kaldırdı, sessiz kaldı ve etrafı dinlermiş gibi bir anlığına durdu. "Geliyorlar."

Strange panikle kafasını kaldırdı, ne kadar zeki olursa olsun paniklediğinde eli ayağı birbirine dolaşıyordu, bu huyunu hiç yenememişti. Wanda'nın odasına koşmaya kalktığında Loki onu karışık bir ifadeyle kolundan tutarak durdurdu. "Ne yapıyorsun sen?" Strange ne yazık ki hala düşünemeyecek kadar panik içindeydi. "Wanda..." diye inildedi. "Onun için gelmiyorlar mı?" Loki'nin yüzünde aşağılayıcı bir bakış vardı. "Evet de, ne yapacaksın ki ? Kızı mı kaçıracaksın ?.."

Strange, tüm bilincini bu sözlerle yeniden kazandı. "Ya..." diye minik bir mırıldanıştan sonra kolunu Loki'nin elinden çekti. "Yine de biz konuşurken burada olmaması daha iyi." Loki, haklı olduğunu düşünerek kafasını salladı, Wanda'nın yattığı odaya yürüdü ve kapıyı hışımla açtı. Wanda yarı uyku ve yarı uyanıklık arasındaydı, yine de korku içinde olduğunu görebildi Loki. "Efendi Laufeyson..." diye yakardı kız.

"Wanda, inan bana seninle çok hoş bir sohbete dalmak isterdim ama zamanımız yok. Sakın ses çıkarma, büyüyü bozacak bir şey yapma, mümkünse uyumaya devam et. Ve yalvarırım, her şeyi mahvetme. Kıçını kurtarmaya çalışıyoruz, yapacağın her hareket kendi geleceğini etkiler. Özellikle kaçman." Loki'nin sesi, Wanda'nın duyduğu en sert ve tehditkar halindeydi. "Aklından bile geçirme."

Becoming of The Scarlet WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin