Bölüm 3

46 4 3
                                    

Hızla üstüme geçirdiğim kot pantolon ve sweatla - umarım böyle yazılıyordur bnaslşıokl- saçlarımı dağınık bir topuz yapıp hızla dışarıya çıktım. Balıkla konuştuktan sonra yemek yemiştim. Sonra ise uyuya kalmışım. Bu yüzden geç kalmak üzereydim
Annem ve babam haftanın 6 günü özel şirkette çalışıyorlardı. Pazar günü ise benimle ilgilenemiyorlardı çünkü dinlemeleri gerekirdi. Zaten öyle bi sorumun yoktu. Onlar benim için çabalıyorlardı.
Hızla indiğim merdivenlerde ayağım takıldı sendeledim ama toparlayıp hızla dışarı çıktım.
Kapıda beni sinirli gözlerle bekleyen Tuna ve Miray'ın yanına vardığımda ayakkabılarımın bağcıklarına takılıp yerle akraba oldum. İki maldan kahkahalar yükselirken ben yerle konuşuyordum.

"bak yer kardeş sen de benden hoşlanıyorsun biliyorum ama ilkokulda değiliz. Aşık olduğunun saçını çekmek gibi resmen çelme taktın."

"lan okyanusalak yeri kendine ilan-ı aşk yapmaya zorlama oğlum." Miray mal mal konuşurken belimde ki ellerle ayağa kaldırıldım.

"Mirayıcık kızı rahat bıraksana"

Kurtarıcım Tuna yine devreye girmişti. Ben hızla üstümü sirkeledim.

"Nereye gidiyoruz datlılar."

"Avm'ye ama senin biz beklettiğini unutmadık. Bu yüzden sana da bir ceza düşüneceğim bebeqim"

Miray konuştuğunda yalvaran gözlerle Tuna'ya baktım. Ellerini havaya kaldırdı.

"Maalefes Okyanusçem. Haklı."

"Ama..."

"aması maması yok Okyanusalak. Şimdi yürü otobüs durağına otobüsü bari kaçırmayalım."

Ona gözlerimi devirip ikisini arkada bırakıp hızla ilerledim. Trip is coming. Caddeden karşıya geçerken elime telefonu aldım. Tam o sırada bir mesaj geldi.

Balık: Aşk-ı sw dikkwt ets koş!

Ne olduğunu anlamadım ama Balığa güvenerek hızla karşıya geçtiğimde tam arkamdan hızla bir araba geçti. Çok hızlıydı. Bana çarpsa ne olacağı belliydi. Büyük bir ihtimalle sakat kalır yada en kötüsü ölürdüm. Heyecanla ilerideki duvara yaslandım. Yavaşça yer çöktüm. Görüş açılma bir çift erkek ayakkabısı girdi. Daha sonra ise bir çift kız ayakkabısı girdi.
Tuna yanıma çöktü. Eliyle kafamı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladı.

" Okyanusçem iyi misin?"

Miray da hızla onun yanın çöktü.

"ölüyordu TuNadir nasıl iyi olabilir."

Tuna hızla onun ağzına vurur gibi yaptı.

"Mirayıcık sus!"

"gençler iyiyim sakin."

"kızım nasıl farkettin o arabayı?
Farketmesen ölürdün lan oha."

"bilmiyorum"

Tabiki balığı söyleyemezdim

"o değilde..." hızla ayağa kalktım.

"ben size tripliyim. Hıh."

saçımı savurup otobüs durağına yürüdüm. Hızla bedenime dolanalan kollar durmama sebep oldu.
Çam kokusu burnuma doldu.

"Okyanusçem yapma ama."

Tuna bana sarılırken Miray ters ters bakıyordu.

"ne yapma Tuna resmen sattın beni."

"ama Okyanusçem ne yapayım haklı o hadi gel triplenme. Günümüz güzel geçsin."

"iyi iyi acıdım."

Beni serbest bıraktığında Miray birden bağırdı.

"lan otobüs kaçıyor. KOŞUUN!"

Biz hızla otobüsün peşinden koşarken otobüs birden durdu. Bizi farketmiş olmalıydı. Biz nefes nefese otobüse binip akbil bastık yerimize geçerken otobüsün boş olmasına şükrettim.
Birkaç durak sonra otobüs dolmuş ben ise yerimi bir teyzeye vermiş ayakta dikiliyordum. İki durak sonra inecektik. Arkamda birisi vardı ama kim olduğuna bakmamıştım. Sadece ensemde ki nefesini hissetmiştim otobüs durakta durunca duyduğum sözler beynimi yitirme neden oldu.
"iyisin Aşk-ı su"

~~~Bölüm Sonu~~~

Selaam! Okyanuslarım nabersiniz? Bende aynı işte nolsun? Kısa bir bölüm oldu. Üzgünüm :( . Bya Bya. I love my oceans.🎈🎈

Anonim: Aşk-ı Su Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin