KELEBEK KOZASI

-6-

Arya

Haftasonu erkenden uyanıp, ablam ve kendime özenle kahvaltı hazırladım. Onu uyandırmaya gitmeden önce telefonumu tekrardan kontrol ettim.
Yamaç bana yine mesaj atmadı, üstelik kaç gündür ortalıkta görünmüyordu.
Uygulamayı açıp, mesaj kutusuna girdim ve kendisine mesaj attım.

Hey, yaşıyor musun?

Telefonumu pijamamın cebine sokar sokmaz, ablamın odasına daldım ve perdeleri çekip, "Hadi uyan güzellik," dedim. Kendisinden bir reaksiyon gelmediği için yatağın kenarına oturdum ve saçlarını okşayıp, "Abla hadi kalk. İkimize güzel bir kahvaltı hazırladım," dedim. Defne ablam sessizce inledi.

"Boş bir günüm var, bırak onun da tadını çıkarayım Arya."

Defne yorganın altına girip, "Kapıyı da kapa," dediğinde suratım asıldı.

"Sana iyilik yapanda kabahat zaten."

Sertçe odanın kapısını kapattıktan sonra, yemek odasına geçip yalnız başıma kahvaltı yaptım. Telefonum titreyince, elimdeki çay bardağını hızlıca masanın üzerine indirdim ve heyecanla telefonumun ekranına baktım.

Iyiyim kelebek, seni sormalı.

Bu kadar mıydı yani? Kaç gündür bu cevabı mı bekliyordum ben? Sıkıntıyla iç çekip, ona cevap attım.

İyi diyelim, iyi olalım. Sen yazmayınca merak ettim. İyi misin?

Acaba onu merak ettiğimi bu kadar belli etmese miydim diye düşünürken, Yamaç'tan hemen yanıt geldi.

İstanbul beni boğdu, Antalya' ya kaçtım birkaç günlüğüne. Her neyse, sen ne yapıyorsun. Hafta sonunda yaptığın özel bir şey var mı?

"Ah, olmaz olur mu Yamaç? Sabaha kadar eğlenirim, ardından da spor salonuna gider kaşlarımı çalıştırırım," dedim kendimle alay geçerek. Asosyal biri olduğumu kesinlikle öğrenmemeliydi. Acaba ne tür bir yalan atsam?
Ata biniyorum mu desem acaba?
Yok yok, sonra at resmi falan ister benden, bir de onunla hiç uğraşamam. Çayımdan bir yudum daha içtikten sonra, yağlanmış saçlarımı kaşıdım ve, "Ben buna ne yazayım lan?" diye düşündüm.

Birazdan kuaföre gidip, saçlarıma bakım yaptıracağım. Ardından da arkadaşlarla kafe'de takılacağız.

Bunu yazdıktan sonra, parmağımı ağzıma sokup kendimi kusturasım geldi. Adeta yelloz Esin bu durumda ne yapar diye düşünüp, ona göre Yamaç'a yanıt yazdım.

Çıktıktan sonra fotoğraf atarsın artık ;)

Yamaç'ın son attığı mesajı okuyup gözlerimi devirdim ve, "Sen daha çok beklersin Yamaç efendi!" diyerek ayağa kalktım ve hazırlamış olduğum sofrayı topladım. En iyisi ona şimdi mesaj atmamaktı, yoksa benden tekrardan fotoğraf atmamı ister bu.

İşlerimi hallettikten sonra, tekrardan Defne ablamın odasına girdim. Uyanık olduğunu gördüğüm an, derin bir nefes vererek, "Çok şükür uyuyan güzel uyandı. Kahvaltıyı topladım, ama dışarıda yiyebiliriz. Hava bugün fena değil," dedim.

"Arya, neden bunu bana yapıyorsun?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım ve yanına oturarak, "Ne yapıyormuşum?" diye sordum.