-12-

1.6K 152 113
                                    

Erva elinde cımbız ile yüzüme yaklaşırken, gözlerimi korkudan iyice sıktım. "Acıtma lütfen!" diyerek dudaklarımı dişledim. Soğuk metali kaşımın üzerinde hissedince, korkudan inlemeye başladım.
"Acıyor yapma!"

"Henüz dokunmadım bile Arya!"

Tek gözümü açıp, Erva'ya baktım ve derin bir nefes verdim. "Bunun daha kolay bir çözümü yok mu?" diye sorduğumda, beyaz bir ip aldı ve parmaklarıyla dolayıp bir şey yaptı.

"Rahat ol, gerçekten acımayacak", demesi ile derin bir nefes verip başımı salladım ve istediği gibi gözlerimi yumdum.
İplik yardımı ile kaşımın üstündeki tüyleri temizlerken, hafif canım acımıştı, ama o kadar kötü de değildi. Her ikisine de bunu yaptıktan sonra, alttan birkaç tüy çektiğini hissedip, gözlerimi açtım ve, "Cımbız mı o?" diye sordum.
Başını salladığında hapşırmadığıma oldukça şaşırdım. Gözlerimi tekrardan kapadığımda, Erva kıkırdadı ve mutlu şekilde, "Aferin sana Arya! Az bir şey kaldı, bak boşuna korktun", dedi.

Işi bittiğinde gözlerimi açıp aynaya baktım. Kaşlarım oldukça güzel olmuş, yüzüme farklı bir hava katmıştı. Elimi yüzüme dokundurup, "Bu gerçekten ben miyim?" demem ile, Erva elini omuzumun üzerine koydu ve, "Çok güzel bir kızsın Arya, ama bunun kıymetini bilmiyorsun.

Erva kızaran cildime yağ sürerken, odamın kapısı çaldı ve annem bir tepsi ile içeri girdi.

" Size patates kızartması ve köfte getirdim!" demesi gülümseyerek annemin yüzüne baktım.

" Arya? " dedi tepsiyi çalışma masamın üzerine koyarken.
"Efendim?" demem ile yüzüme doğru yaklaştı ve, "Kaşların çok güzel olmuş!", dedikten sonra Erva'ya şaşkın bir şekilde baktı.

"Nasıl yaptın bunu? Ben dokunduğum zaman ağlıyor bu kız!"

"Bende de başta biraz sızlandı hanımefendi, ama başarıyla susturdum."

Annem elini onun üzerine koyup, Erva'ya teşekkür etti, ardından da kulağına bir şey fısıldadı.

"Hey, gizli kapaklı ne işler çeviriyorsunuz siz?" demem ile annem bana dönüp gülümsedi ve, "Hiçbir şey. Hadi yemeğinizi yiyin siz kızlar," diyerek odamdan çıktı.

Erva kızarmış patates ve köfteye iştahlı bir şekilde bakarak, "Ben yemesem olmaz mı?" diye sorduğunda, başımı iki yana salladım.

"Bir kereden bir şey olmaz kızım, ye şunu."

Ketçapı alıp kızarmış patatesin üzerine sıktım ve çatalımı batırıp afiyetle yemeye başladım.
Erva yavaş yavaş yerken, gözlerini kapattı ve, "Kızarmış patatesin tadını nasıl da özledim..." dedi.

Kendisine garip bir şekilde bakıp, "En son ne zaman yedin mi?" diye sorduğumda, kız dudağını dişleyip, "Sanırım en son on üç yaşımda iken yemiştim, sonra da ailem tarafından yasak geldi."

"Bildiğimiz yasak?"

Erva gülümsedi.

"Evet, bildiğin yasak. Ben küçükken kiloluydum, zayıflamam için sıkı bir diyete koydular beni. Aylarca ot yedim, öylece kilo verdim."

"Peki ailen yanında olmadığı zamanlar hiç mi kaçamak yapmadın?" diye sorduğumda, başını iki yana salladı ve, "Hayır, oldukça disiplinli davrandım. Ailemin benim iyiliğimi istediklerini bildiğim için onları asla kırmadım."

"Anlıyorum..." demem ile, Erva çatalını köfteye batırıp, "Bugün cheat day yapabilirim ama," dedi ve mutlulukla tabağındakileri yedi.

Telefonumun titremesi ile, Yamaç'tan mesaj geldiğini anladım, fakat hemen cevap vermeyecektim.

KELEBEK KOZASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin