Yamaç'ın görüntülü aramasını kabullenmeyip, "Berbat haldeyim, maalesef açamam," yazdım. Kalbim korku ve heyecanla karışık küt küt atıyordu. Onun şu anda yazdığını gördüğümde, ekrana yapıştım ve mesajını bekledim.
"Sen ve berbat? Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde? Her neyse..."
Bana şu anda trip mi atıyordu bu? Gözlerimi yuvarladım ve sesimi bir tık inceltip, kendisine sesli mesaj attım."Bana trip atma Adanalı. Son günlerimin pek iyi geçtiğini söylemem. Çok ama çok yorgunum," dedim kayıtta. Hemen mavi tık olduğunda, dudaklarımı dişledim ve cevabını merakla bekledim.
"Sesin de en az senin kadar güzelmiş..." yazdığında, buruk bir şekilde gülümsedim. Ona ne yazacağımı bilmediğim için, salak salak ekrana baktım ve bir gülücük yollamakla yetindim ve telefonu komodinin üzerine koydum. Ders çalışsam aslında fena olmayacaktı ama kafam bu aralar sorunlar yüzünden o kadar doluydu ki, kitabın yüzüne bile bakasım gelmiyordu. Yamaç'tan mesaj gelmeyince, soluğu mutfakta aldım ve pratik bir şeyler pişirmeye başladım. Sofrayı kurar kurmaz babamın yatak odasına girdim ve öpücüklerle uyandırdım.
"Yemek yaptım, birlikte yiyelim," dedim kendisine ve yanağına sulu bir öpücük daha kondurdum. Babam uyku mahmuru gözleri ile bana bakıp gülümsedi.
"Aferin kızıma, üzerimi değiştirip hemen geliyorum."
Tekrardan mutfağa dönüp, yemeğin altını kıstım ve buz dolabından portakal suyu çıkarıp, masanın üzerine koydum.
Babamla yemek yerken, bana ablam hakkında sorular sormaması için içimden dua ettim ama pek işe yaşamamıştı." Defne'yi iyi görmedim. Ne zamandır bizden gizli ilaç aldığını biliyor musun?" diye sorduğunda, olumsuz anlamda başımı salladım ve, "Maalesef baba, ben de yeni öğrendim," diye yanıt verdim.
Derin bir iç çekti ve, "Defne madem iş yerinden memnun değil, çıkışını alsın," dediğinde, portakal suyundan bir yudum alıp, babama hak verir eşine kafamı salladım."Patronu olacak o geri zekalı ablamı gerçekten çok çalıştırıyor ve doğru dürüst para bile vermiyor."
"Oruspu çocuğu..." dedi babam ve ardından elimi tutup, "Defne gibi okulu salma, derslerini iyi çalış Arya, ablanı görüyorsun, onun gibi olmak istemezsin, değil mi?" diye sorduğunda, sesimi çıkarmadan yemeğimi yemeye devam ettim.
Ertesi gün okula gitmek için sabah 6'da uyanır uyanmaz ilk olarak gözlüklerimi taktım ve telefonu kontrol ettim. WhatsApp'a girip, Yamaç'ın son görülme saatine baktığımda, kaşlarımı çatıp,"04:22 mi? Bu çocuk hiç uyumuyor muydu?" diye sordum ve kulaklıklarımı alıp, paytak paytak banyoya doğru yürüdüm ve rutin işlerimi hallettim. Ufak bir kahvaltının ardından çantamı aldığım gibi dışarı çıktım ve yağan yağmur eşliğinde otobüs durağına doğru koşuşturdum. Otobüse bindiğimde sırılsıklam olmuştum."Oh, iyi olmuş sana!" diye kızdım kendi kendime. Sırf şemsiye taşımaya üşendiğim için, ıslanmaya razı geliyordum. Okula geldiğimde, ilk sınıfa giren kişi bendim. İlk iki ders Matematik olduğu için oldukça rahattım. Kafamı sıranın üzerine koydum ve ablamı düşünmeye başladım. Acaba durumu nasıldı?
Mahir sınıfa girer girmez bana, "Günaydın," dedi. Başımı kaldırıp, şaşkınca kendisine bakıp, "Günaydın," diye tekrarladım ve ardından çantamdan diğer telefonumu çıkarıp, Yamaç'a bir günaydın mesajı attım. Merak ediyordum, acaba saz arkadaşları ile "benim" hakkımda konuşmuş muydu? Mesajı atar atmaz, son görülmesine baktım fakat bir değişiklik yoktu. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlayınca, gözüm saate takıldı. Yoksa yine gelmeyecek miydi? Dersin başlamasına beş dakika kala Yamaç sınıfa yelloz Esin ile beraber girdi. Ağzım "o" şeklini almaması için kendimi zor tuttum. Hem bana, yani kelebeğe bol iltifatlı sözler yazıyor ve yandan yelloz ile mi takılıyordu? Tırnaklarımı sinirden bacaklarıma bastırdım ve dişlerimi güzelce sıktım. Hoca sınıfa girer girmez, hepimiz ayağa kalktık. Bize "Günaydın," dedikten sonra, hemen nefes almadan, "Sınavlarınızı kontrol ettim," dedi ve öğrencilerine şaşkınca bakıp, "Bazılarınızın sonuçları beni fazlasıyla şaşırttı," ve özellikle o an Yamaç'a baktı. Kontrol ettiği sınavı dağıtırken, kaç puan aldığım umurumda bile değildi. Sabah sabah sinirimi bozan, Yamaç'ın bu sabah Esin ile pek sıkı fıkı içeri girmesi idi. Acaba Yamaç geceyi onunla mı geçirmişti? O yüzden mi en son görülmesi o saatte idi? Hoca kağıdı masamın üzerine koyduğu an, "Aferin kızım," dedi ve bana gülümsedi. 98 aldığımı gördüğümde, kağıdı kenara doğru ittim ve Yamaç'a baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK KOZASI
Teen FictionLise son öğrencisi olan Arya, kendisiyle aynı sınıfta okuyan Yamaç'a deli divane aşıktır. Bunun farkında olmayan genç adam, kızı sınıfta birçok kez rencide etmiş, bakımsızlığı yüzünden Arya ile dalga geçmiştir. Yamaç'ın büyük bir zevkle Twitter kul...