4.Bölüm

212 208 36
                                    

"İyi okumalar beğenmeniz dileğiyle" ⭐

Karşımda annemin cansız bedeni vardı. Hemde benim o narin bedenine dokunmaya kıyamadığım güzeller güzeli, melek anneme işkence yaparak öldürmüşlerdi. Annem melek olmuştu. Gökyüzü..onu benden gökyüzü çalmıştı... Kanım o kadar donmuştu ki damarlarımdan tek damla bile kan akmıyordu. Vücudum kaskatı kesilmişti. Olduğum yerde sadece annemin işkence gören narin bedenine bakıyordum.

Gözümden tek damla yaş akmıyordu. Kin, nefret, sinir hepsi birleşmiş boğazıma bir yumru gibi oturmuştu. O sırada deniz geldi aklıma benim küçük kardeşim. Ağır adımlarla odasına doğru ilerledim. Elim kapının koluna deydiğinde , parmaklarım sanki ateşe deymiş gibi geri çektim. Korkuyordum...korkunç bir manzarayla karşılaşmaktan korkuyordum...

Tüm gücümü toplayıp kapı koluna uzandım, yavaşta kolu aşağıya indirip kapıyı ittirdim. Ama içerde kimse yoktu. Bilgisarında pubg oyunu hala açıktı. Ama benim minik kardeşim oyununun başında yoktu. Odası fazla dağınıktı. İçeriye gittim tekrar. Kurumuş dudaklarımdan tek bir feryat bile çıkmıyordu. İçten içe kendimi o kadar kötü hissediyordum ki. Ağlamak için zorluyprdum kendimi ma olmuyordu. Gözlerimde sadece kin ve nefret vardı. İçimde ise gözyaşlarım.

Annemin başucuna gittim ağır adımlarımla. Ayaklarım gitmemem gerektigini söylüyordu sanki. O kadar ağırlaştı ki ayaklarım. Ayaklarına beton dökülüp denize atılmaya hazırlanan birisi gibiydim sanki. Biraz daha ilerleyip diz çöktüm annemin yanına. Göğsüne..tam göğsüne bıçak saplamışlardı. Elimi uzattım bıçağın girdigi yere kim bilir ne kadar acımıştı canı. Kim bilir ne kadar feryat etmişti. Bir dakika, bıçağın ucunda bir not vardı. Kagıt kan olmuştu, yazılar okunmuyordu pek, bıçagı saplandıgı yerden çektim. Kağıdı elime aldım. Üzerinde "SONUN BELLİYDİ SENİ FAHİŞE" yazıyordu...

Bogazımda sert bir yumru vardı. Sertçe yutkunup yumruya karşı koymaya çalıştım. Biliyorum annem... Biliyorum sen hiç merak etme. Biliyorum.. Deyip hızlıca ayağa kalktım. Kanlı kağıdı cebime koydum çünkü o kağıtda annemin son damla kanı vardı. Annemden bir parça bir şey vardı.

Hızla merdivenleri indim. Koşmaya başladım..koştum..koştum...ciğerlerim küçülene kadar deli gibi koştum. En sonunda ciğerlerime yenik düşüp durdum. Bir kaldırıma attım kendimi.. O sırada telefonuma bir bildirim geldi. Bakmıcaktım. Ama içimdeki tilki bunun annem ve kardeşimle ilgili olabileceğini söylüyordu. Dayanamayıp gelen mesaja baktım, bir videoydu gizli bir numaradan. İndirdim videoyu ve izlemeye başladım...

İşte tilkim yine yanılmamıştı annem ve kardeşimle ilgiliydi video...
İlk önce karanlık bir siluet çıktı, sonra kendinden büyük siyah kabanı ile iğrenç bir palyoçu maskesi olan o kadın çıkmıştı karşıma. Allah kahretsin... Biliyordum işte bu kadın yapmıştı. Bide anneme fahişe demişti. Ama sakindim çünkü ben onun için mükemmel bir ölüm planladım ama henüz değil hemen ölmesi benim işime yaramaz.. İçimdeki tilkiyi dizginliyemiyordum. Videodan ses gelince düşüncelerimi kovdum zihnimden. Annem ayaktaydı tuhaftır ki gözünde tek damla yaş yoktu , yüzünde ne hüzün ne de yalvaran bir ifade vardı.....

Annem;
" İclal şimdi san tek bir şey dicem. Sakın arkamdan ağlama bu kadın bana hiçbir şey yapamaz, sadece şurda nefesime son verebilir asla ileriye gidemez beni sakın düşünme çünkü ben iyiyim. Ve asl bu kadına boyun eğmem senin dediğin gibi kızım. Deniz san emanet. Onu bul bu fahişenin itleri götürdü onu. Tek isteğim. Kardeşini koru o ölmesin. Birbirinize emanetsiniz. Hadi yukarıda görüşürüz"

Dedi ve sustu. O kadın jülideydi. Maskesinin altındaki o görüntüsüyle sadece kendini düşürüyordu o kadar iki yüzlüydü. İşte birinci yüzü tam da şuanki haliydi şeytan bir palyaço. Yanında da onun iğrenç kardeşi ve adamları vardı. Annemi yere oturttular, daha sonra mutfaktan şiş aldı ve onu tüpte ısıtmaya başladı.
Şişin ucu kızarınca annemin yanına dogru ağır adımlarla ilerlemeye başladı. Annemin yüzünde sadece gurur vardı , sanki bir çocuğu doktor olmuş gibi göğsü kabarmıştı. Ve sadece Jülideye kınayan bakışı vardı gözlerinde....

Jülide yaklaştıkça annemin göğsü daha hızlı inip kalkmaya başlamıştı. Jülide ilk olarak annemin tam kalbinin üstüne tuttu şişi ve ağır ağır yaklaştırdı. Şiş tenine değdiğinde annemin dudaklarından küçük bir inilti çıktı , ama hiçbir şekilde ne yalvarma vardı ne de ağlama. Acı bile yoktu nerdeyse yüzünde, çünkü annem bana "ne olursa olsun ben bu kadına asla boyun eğmicem " demişti ve dediğini yapardı.

Vücudunun belirli bölgerine şişle damgasını basmıştı palyaço suratlı kadın. Annemin gözünden bir damla yaş bile akmamıştı. Fakat şu son darbe o zaman görmüştüm işte gözlerindeki gerçek acıyı. Ne bıçak ne işkence ne de silah ölüm bile bu kadar yakmazdı insanın canını... Ama bu vicdanını cebinde taşıyan kadın..bu..bu çok fenaydı....
Babam babamın güzel kelimelerini ses kaydı yapıp anneme dinletiyordu. Kayıtta" sen benimsin jülide fatmayı senin kadar asla sevmedim o zavvalının teki ..." vb gibi daha birçok kelime. Babmla jülidenin birlikte çekildiği fotoğraflar yataktaki fantazileri, vb gibi resimleri annemin önüne sermişti...
Buna ben bile dayanamazdım ama annemin o gözünü kırpmadan uğrunda canını verecek kadar çok sevdiği beya atlı prensi anneme ihanet etmişti, daha kötüsü bundan annemin haberi vardı sırf bizim huzurumuz kaçmasın diye sesini bile çıkarmamıştı. Şuan ise gözlerinde acı ve kin birleşimi henğz adını bile bilmediğim bir duygu vardı....

Son öldürücü darbesini yapmıltı karşımda, mutfaktan aldığı uzun ve sivri ucu olan ekmek bıçağını kağıtla birlikte tam o güzel kalbine hiç acımadan saplamıştı. Annem ise son sesini "ııı" diye bi ses çıkarmıştı hiç bagırmamıştı bile kurtarın beni diye... Canımı acıtan da buydu işte...

Annemi öyle göründe kalbim dönmüştü resmen beynimdeki tilkiler beni sakinleştirmeye çalışıyordu senin intikamın daha acı olacak diye. Biraz beklemem gerekti bunun için...

Bir el omzuma dokundu.
"Hey asi neyin var " dedi bir ses.
Ona sadece göz ucuyla bakmakla yetindim. Göktandı bu yapışkan şey. Umursamadan yanıma oturdu..
Ben gözümü bir tarafa dikmiş kırpmadan öylece bakıyordum...
"Asi neler oluyor"
"Yok bir şey"
....
"Sen büyük! Al şu kartı adrese git sana bir çanta verecekler. Bir kadınla konusacaksın o çantayı kadına vericeksin sonra kadın sana başka bir çanta verecek para var içinde. Bizim verdiğimiz çantada ise uyuşturucu yani o öyle sanıyor. Tamam mı zaten o saatte ben gelicem kadın oyunu çakmadan biz çoktan otelden ayrılmış olucaz tamam mı? Yapabilirsin bunu demi?"
"Tamam yaparım da biz neden kandırıyoruz kadını"
"Orasını senin beynin yetmez karıştırma "
"Tamam"
..


Sevgili okuyucular umarım beğenirsiniz. Siz şimdi kadın palyaçonun tanıtımdaki palyaço oldugunu tahmin ediyorsunuzdur. Küçük bir ipucu yanılıyorsunuz.😉
Oy ve yorum bekliyorum⭐⭐⭐☁☁

PALYANÇOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin