İyi okumlar
Denizden esen hafif rüzgar yüzümü, okşuyordu. Kayalıklara uzanıp yıldızları izledim. Hafif hafif gözlerim kapanıyordu. Bende göz kapaklarımı serbest bıraktım....
"Göktan yardım et"
"İclal bu ne hal"
"Yardım et"
İclalin üstü başı yırtık pırtık olmuştu. Saçları dağılmışdı iyice, bana elini uzatarak yardım et diyordu, sadece yardım et diyordu. Ben ona yaklaştıkça o benden uzaklaşıyordu...
"İclal "
Sesimin çıktığı kadar bağırdım. Ama kaybolmuştu."İclal" diye bağırarak açtım gözlerimi. Derin bir nefes aldım neyse ki rüyaymış.
O sırada derinde uyandı.
"Noldu"
"Yok bişe, hadi gidelim soğudu burası"
"Tamam"
Denizden bir avuç su alıp suratıma çarptım kendime geldim. Bu kötü bir kâbustu.
Derinle birlikte ana yola çıktık. Bir taksi çevirip eve gittik. Apartmanın kapısını açarken Derin durdu.
"Acaba gelmezse mi ?"
"Saçmalama yürü"
Deyip kolundan tutup içeriye geçirdim. Zaten uyku sersemiydi düşecek gibiydi bende onu kucaklayıp öyle çıkardım eve. Kapıyı çaldım. Semircan kapıyı açtı şaşkın bakışlarının arasından "bu kim?"
Dedi. Cevap vermeden içeriye girdim, kanepeye yatırıp üzerine polar örttüm."Göktan sen hayırdır. Eve kız atmayalı çok zaman oldu zincirlerine ne kırdı senin.?"
"Malmısın olum iş arkadaşım o içkiyi fazla kaçırdı , ayrıca biraz bizde kalıcak"
"Anlat bakalım ne işi bu"
"Sorgu zebanisi misin sen?"
"Sorgu meleği dicektin heralde dilin sürçtü"
"He he ondan"
Deyip koltuğa yayıldım. Semircan başıma gelip beni dürtüklüyor sürekli.
"Anlat lan"
"Of tamam"
"Hadi"
"Git kahve yap öyle"
Mutfağa gidip iki tane filtre kahve yaptı. İki kupa bardakla getirdi. Birini aldım bir yudum içip gözlerimi kapatrım. Sıcak sıcak iyi gelmişti. Bir de sigara çıkarıp yaktım.
"Hadi lan it anlat artık"
"Şu kız işte İclal.."
Sigaramdan bir nefes aldım. "Eee"
"Onun yanında işe başladım. Tokatçılık. Kadınlarla felan konuşuyorum işte..."
Bir nefes daha aldım. Ardından kahvemden bir yudum aldım.
"Kadın ve sen? Sen kadınlardan nefret ederdin. Gördüğünde yüzlerine tüküresin gelirdi ne değişti iki günde?"
"Fazla bişe değişmedi. Hala öyle ama iclal farklı. "
Kahvemden bir yudum alıp adem elmasımdan inerken çıkardığı sesi dinledim. Daha sonra sigaramdan son ve uzun bir nefes alıp , sigarayı komodinde söndürdüm.
"Nasıl farklı?"
"Farklı işte"
"Nasıl lan aşık mı oldun olum. Hayır sen aşık olamazsın saçmalama"
"Hayır aşk değil. Tuhaf ama o benim yanımda olunca kendimi iyi hissediyorum."
Semircana aşık olduğumu söyleyemezdim. Aslında bu pek de aşk sayılmazdı ya tuhaf ki onun yanımda hiçbir kadının yanında rahat olmadığım kadar rahattım.
"Bak bu aşka dönüşmesin"
"Bilemiyorum"
"E peki bu kadın kim?"
"Derin. İclalin arkadaşı evsiz kalmış biraz bizde kalıcak."
"Neden iclalle kalmıyor?"
"Amına koyum semircan ne çok soru sordun ya. İclal yok çünkü nerde bilmiyorum. Uyuyacam ben git başımdan artık" deyip koltuğa iyice sindim. Kara bulutlar yine yıldızları gökyüzünden silmeye başlamıştı. Gözlerimi yıldızlara bakarak. Kapattım....~~~~~~~~~~~~~~~
Sabahın ilk ışıkları yüzüme vurmaya başlamıştı. Gözlerimi rahatsız ettiginden uyandım. Derin yerinde yoktu. Semircanda uyuyordu yerde horul horul. Derini aramak için odalara bakmaya başladım...
Ama yoktu. Kapı çaldı.
"Ben geldim" dedi ellerindeki poşetleri gözlerime sokarken.
"Alışveriş yaptım, azıcık. Buarada çok dağınıksınız, biraz mutfağı topladım. Kahvaltıyı hazırlıyorum. "
Dediğinde mutfağa çoktan girmişti bile. Salona geçip koltuga oturdum. Bir sigara yaktım pencere kenarındaki koltukta otururken. Dışarıyı izlerken içimdeki dumanı usulca bıraktım. Dumanın dışarıyla temasından çıkan dansı izledim. Biraz yukarı çıkıp sonra duman kayboldu.Dışarıyı izlemeye başladım. Küçük bir semtte yaşıyordum. Kahvecinin, marketin, manavın, barın felan olduğu semtte. Hafiften yol kalabalıklaşmaya başladı. İnsanlar, arabalar, bisikletliler, yayalar vs.
Kalabalığı sevmezdim ama benim oturduğum semtteki kalabalık ayrıydı, dışarıdaki kalabalığı izlemekten hoşlanıyordum.. Sigaramdan derin bir nefes alıp yavaşça dumanını serbest bıraktım.
"Göktan kahvaltı hazır arkadaşını da çağır hadi."
"O kokusunu alınca kalkar merak etme"
Dedim. Hafifçe güldü bu sözüme. Mutfa gittim. Masaya hazırlamıştı, daha önce hiç bu kadar güzel kahvaltı sofrası görmemiştim.
Ekmekleri küçük küçük kesmiş, salatalık ve domatesleri güzelce doğramış, peynirleri küçük servis tabağına koymuş sosis ve salamları da kahvaltı tabaklarına simetrik bir şekilde koymuş ve son olarak menemen yapmıştı."O çok güzel görünüyor " dedim bir tane peyniri ağzıma atarken.
"Hadi otur"
"Lan semircan kalk olum bak menemen bitiyor " dedim. Gülerek. Hızlaca yemeğe başladım. Sonra Derinde birer tane çay koydu. Semircan kalkmış ama çarşafa dolandığı için bir türlü ayağa kalkamamıştı.
"Hay ben senin ananı avradını siktigimin çarşafı.."
Diye söylene söylene ayağa kalktı ve mutfağa geldi.
"Oha ayı yavaş ye bitirmişsin it. Yüzümü yıkayıp geldiğimde ondan bana kalmazsa seni hem düz hem ters çevirip neyse anladın kızın yanında konuşturma beni.."
Deyip gitti. Bu çocuğa çok gülüyordum ya.
"Aranızdaki bağa hayran kaldım."
Dedi derin gülerek.
"Evet o benim karım"
Dedim yemeğe devam ederken. Menemeni bırakmış sosis ve salam yiyordum. Yoksa bu bana dediğini yapardı.
Benim öyle değişime derin küçük bir kahkaha atmıştı. Semircanda gelip yumuldu yemeğe. Ne de olsa ilk defa böyle bir kahvaltıyla karşılaşmıştık. Görmemişin kahvaltısı olmuş tutmuş ipini koparmış misali....~~~~~~~~
Kahvaltıdan sonra ben dışarıya çıktım. Evde pek durmazdım zaten. Bunalıtıyordu bu ev beni. İclalsiz bir gün daha geçirmiştim. Aslında ben iclale sevemezdim. Bu olamaz. Onu düşünmeden edemiyordum ama.
Ben pek ılıman bir insan değildim, ama iclale kanım kaynamıştı. Çünkü..Biraz dışarıda dolaştım. Daha sonra markete girip ev için alışveriş yapmaya başladım. Büyük markete girip, bir araba aldım. Gördüğüm her şeyi doldurmaya başladım. Önce şampuandan başladım. Daha sonra yiyecek içeçek reonuna gittim. Mısır gevreği, zeytin, peynir, yumurta, un vb gibi şeyler aldım. Birkaç yemek malzemesi de alıp çıktım.
Sonra elimdeki poşetleri, marketçinin çırağına verip eve gönderdim.Avm ye gittim derin için kıyafet aldım biraz. Tuhaf olmuştum, uzun zamandır kadın giysisi almamıştım çünkü. O güne gittim.. O lanet olası güne..
Orda fazla durmadım. Hemen çıkıp eve gittim. Evde kimse yoktu sanırım. Kapıyı açıp içeriye girdim. Pencere kenarındaki koltuğa oturup bir sigara yaktım. Henüz bir nefes almıştım ki sigaramdan, derin elinde bir kağıtla yanıma geldi. İçimden o kağıt nolur o kağıt olmasın diye geçirdim.
Derinin yüzünde şaşkınlıkla karışık hüzün ifadesi vardı. Yanıma daha da yaklaştı."Bunu neden bana söylemedin " diye bağırıp kağıdı yüzüme fırlattı. Gözlerimi yumdum. Sanırım sırrımı öğrenmişti. Lanet olsun...
"Neden " diye bağırdı tekrar.
Hiçbir şey demeden sigaramı içmeye devam ettim....Evet bu bölümün sonuna geldik. Umarım begenmişsinizdir.destekleriniz ve yorumlarınızı bekliyorum. Oy vermeyi unutmayın :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PALYANÇO
Terror"Her palyançonun bir sonu vardır" Neden palyaço değilde PALYANÇO olduğunu kitabın ileleyen bölümlerinde anlayacaksınız.. Bu bir kızın ve bu kızın peşinde olan değişik tipli palyançonun hikayesi. Özgüveni ve gücü yerinde olan bu palyanço küçük kızı f...