İclal'den
Kafam çok dalgındı. Onu öldürmekle doğrumu yaptım bilmiyorum, Deniz hala bulamadım, içime batıyor. Sokakta dolaşmaya başladım....
Cebimden bir sigara çıkarıp yakacaktım ki birisi çakmağı elimden aldı...
Daha sonra sarıldı. Göktan..."Sen nerdesin? Öldüm meraktan."
"Çok mu değerliyim?"
"Evet öylsin o gün beni yalnız bıraktın işe gelmedin"
"İşim vardı"
"Ne işin vardı İclal ? İnsan bir haber eder."
"Ettim ya"
"Ne ettin?telefon açsaydın"
"Numaran yoktu. Derin söylemiştir sana"
"Evet söyledi. Keşke yanında ben de olsaydım. Tek başına neler yaptın günlerdir."
"Beni hafife alıyorsun. Kız olabilirim, ama emin ol benim benim beynim yavşak kızlardan daha çok çalışır, ve onşar gibi düşünmez."
"Off"Kaldırama oturup sigaramı yaktım. O da yanıma oturdu.
"Ee peki naptın. Kardeşini buldın mı?"
"Hayır"
"Nerdeydin"
"Çok soru soruyorsun" dedim. Dumanı ciğerlerimden boşaltırken.
"Merak ediyorum."
"Gerçekten anlatmamı ister misin?"
"Elbette"
"Benden nefret etmeni istemem" dedim sigarayı ağzıma götürürken.
"Ne yapmış olabilirsin ki. Yani tahminen..."
"Tahminen ne?"
"En fazla birnin altına yatmış olabilirsin. Nefretin başka bir açıklaması yok"
Hafifçe güldüm. Sigaradan uzun ve son nefes alıp bıraktım. Kaldırımda söndürdüm. Yüzümü ona dönüp anlattım.
"Şimdi bir ben bugüne kadar kimsenin altına yatmadım. İki nefret dediğin kavram bakireligini bozmakla alakalı değildir. "
"Ee ne o zaman"
"Jülide."
Göktanın içinden geçen
(Ah annem kahretsin noldu acaba)
"Hmm"
"Onu öldürdüm"
Göktanın içindem geçen
(Sonuçta annemdi üzülmüştüm ama acımadım yüzümdeki mimikleri degiştirmeden dinledim)
"Nasıl öldürdün."
Hafifçe kıvrıldı dudağımın kenarı.
O sahne aklıma geçince."Gerçekten dinlemek istiyor musun?"
"Tabi anlat"
"Burdan gittiğim ilk gün, akşam bar çıkışı tek başınaydı. Taksiciden taksiyi alıp onu almak için barın kapısına gittim. Bindi. Sarhoş olduğu için beni tanımamıştı zaten şapkam vardı kafamda o yüzdende olabilir her neyse. Dili dönmedi gideceği yeri söylemeye. Zaten ben biliyordum gideceği yeri(cehennem)sonra sızdı arabada. Tek odalı bir eve götürdüm. O da da bomboş tek bir eşya yok. 24 katlı apartmanın 24. Katı. Üzerindeki eşyaları çıkartıp attım odaya. Kapıyı üstüne kilitledim. Bende karşı eve geçtim. O da kamera vardı zaten bilgisayardan izlemeye başladım.Biraz yattı. Sonra uyandı. Kafasını kaldırdığında duvardaki fotoğrafları gördü. Sonra çığlık.
Ev yalıtımlı olduğundan ses dışarı çıkmıyor. Duvarın bir kısmında kendinin çıplak fotoğrafları. Diğer tarafta yattığı erkeklerle çekildiği fotoğrafları. Bir kısmında annem babam ve bizim fotoğraflarımız. Aslında oğlunun fotoğraflarını bulamadım keşke bulsaydım. Küçük fotoğraflarını bulup astım...Boş kalan duvara projektörden yansıtma yaptım. Babamla bizim oynadığımız oyun vardı annem de bizi vidioya çekmişti o videoyu yansıttım. Ağlamaya başladı. Fotoğraf yüzünden henüz üzerini görmemişti. Ayağa kalktı üşüdüğünü fark edip kollarını saracaktı ki aa bi dene görsün kıyafetler yok. Bir çığlık daha.
"Neler oluyor Tanrım. Beni neyle sınıyorsun. " diye konuşmaya başladı. İçeriye küçük hopörler yerleştirmiştim. Ordan konuşmaya başladım. "Sayın Jülide Mermercin tanıdın mı beni?"
"Sen kimsin" "ah tatlım yapma nasıl tanımazsın beni" deyip küçük bir kahkaha attım. "Beni nerden görüyorsun" "duvardaki kameraya el salla bebeğim. " "İclal bu sensin" "aferin " "yapma bırak beni nolur"
"Kardeşim nerde" "Bırak beni" "Kardeşim nerde" "Öldürdüm" "Peki, şimdi tekrar soruyorum KARDEŞİM NERDE" "Öldürdüm dedim ya " "sen bilirsin iyi seyirler" deyip hopörleri kapattım.Adım gibi emindim o kardeşimi öldürmez, onu kullanacak. Kardeşim bilgisayar yazımlarından anlar en iyi yaptığı şey bu yüzden onu kullanıcak. İşine yarayan birini öldürmez o. Seyretmeye başladım. Diger taraftan hopörlere kısık sesli bir şarkı koydum. Video bittiğinde, fotoğrafları şerit halimde gözünün önünden geçirdim.
Kendi fotoğrafları, ailesinin fotoğrafları, oğlunun fotoğrafları, babamın, bizim vs. Müziğin sesini arttırdım. Daha çok ağladı. Bende keyifla acı çekmesini izledim. Fazla acımasız biliyorum ama onun bize yaptıkları yeter bu güne kadar annem var diye sesimi çılaramadım. Şimdi intikam vaktiydi ve elimden geldiğince acı çektirdim.
Günlerce , haftalarca böyle geçti her gün sabah bir parça ekmek ve su veriyorum. Emin ol o benim yerimde olsaydı onu da vermezdi. Ekmeğin içine deli ilaçları koyuyordum. Artık hafızasını yitirmeye başladı. Kendi annesinin , babasının ve kardeşinin kendi hakkında söyledikleri sözleri ona dinlettim.
Annesi;
Jülide benim gurur kaynağım o kadar iyi niyetli ki bir karıncayı bile incitmez. İnsanları çok sever onları zarar gelsin istemez. O çok iyi kalpli. İyi ki brnim kızım.Babası;
Jülide ilk göz ağrım onu çok seviyorum. Bu güne kadar beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. İnsan canlısı biri o. Yeni insanlarla tanışmak onun hobisi bu huyunu çok seviyorum. Ağzından tek bir kötü laf çıkmaz. İyi ki benim kızım...Kardeşi;
Ablam benim her şeyim. Annemler bazen onu daha çok sevdiği için kıskanıyorum. Ama bende onu çok seviyorum. Benim her dediğimi yapardı. Bana çok iyi davranırdı. Hala öyle. Kimseye zarar vermez kendi çapında biri. Onu seviyorum....Ne kadar güzel söylüyorlar demi. Jülideyi tanımasam ben bile inanırdım söylediklerine. Bunları ona dinlettim. Hergün dinlettim. Her gün daha fazla ağladı. Daha sonra başka bir ses kaydı. Jülidenin iş yaparken ki ses kaydı.
Jülide;
+Ne kadar dediler?
-Abla 15 bin dolar dediler.
+Güzel.
-Şu geçen ki kız. Kurtulun ondan.
+Nasıl yani öldürelim mi?
-Aptal mısın kızım sen kurtulun ne demek. Elbette öldürün arkanıda iz bırakmayın.Ne güzel demi. Her gün düzenli şekilde dinlettim. Önce ailesinin söylediklerini sonra konuşmalarını...
Kafayı yedi duvardaki fotoğrafları yırttı. Felan filan. Son gün verdigim ekmeği ve su içmedi. Ne yapacak diye heycanla izledim. Pencereyi açtı ve güm. Atladı...
Tek içime batan şey kardeşimin yerini öğrenememem....""Gerçekten yaptın mı"
"Elbette"
"Bu çok acımasızca"
"Sana dinlemen konusunda emin misin diye sormuştum sen istedin anlatmamı. "Göktanın içinden geçen
(Ondan ne kadar nefret etsemde canım acımıştı içim parçalandı. O kadar kötü hissettim ki kendimi. Ne olursa olsun o benim annemdi beni doğuran kadın dı. Ağlamak istedim ama gözyaşlarımı içime akıttım)"Bu kadar beklemiyordum korktum senden"
"Korkmalısın bu daha hiç bir şey. Eğer birinden gerçekten nefret ediyorsam onun sonunda ne yapacağımı kestiremezsin."
"Tamam "Benden gerçekten korkmuştu ona bir şey yapmam. Ama jülide bunu hakketmişti. Zaten intihar vakasıydı benimle bir alakası yok. İçimden geçirip hafifçe güldüm. Çok acımasızca. Yıllarca içimde ona karşı nefret kin besledim hep bu anı bekledim. O babamı elimizden alan, annemi öldüren, kardeşimi kaçıran kadın bu kadarı az bile..
Yorum ve oyları bekliyorum umarım beğenirsiniz!➰➰⭐⭐ iyi okumalar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PALYANÇO
Horror"Her palyançonun bir sonu vardır" Neden palyaço değilde PALYANÇO olduğunu kitabın ileleyen bölümlerinde anlayacaksınız.. Bu bir kızın ve bu kızın peşinde olan değişik tipli palyançonun hikayesi. Özgüveni ve gücü yerinde olan bu palyanço küçük kızı f...