6.Bölüm

177 170 39
                                    

"Muhteşem bir bölümle karşınızdayım iyi okumalar umarım okurken keyif alıyorsunuzdur"

Kendi aralarında iş konuşuyorlardı. Pek anlamadım. Filizin yüzünden sinirlendiği anlaşılıyordu. Viskisini tek dikişte işti ve adamı yanımızdan gönderdi....

"Hadi Göktan gel"
"Nereye ?"
"Bara"
Deyip elimden tuttu, beni peşinden sürüklemeye başladı. Otelin barına dogru gitmeye başladık. Biraz sarhoş olmaya başlamıştı. Toz işe yarıyordu galiba...

"Şş yakışıklı bana en sertinden " dedi barmene göz kırparak. İçkiler gelmeden lavoboya gitti filiz....
Bara fazla gitmezdim açıkçası. O yüzden burası tuhaf gelmişti bana küçük bir yerdi pek fazla kişi yoktu, bir kaç tane penceresi vardı. Tavanda disko topları , ve renkli letler döşenmişti. Dijey küçük mekandaki kalabalığı çoşturuyordu. Yabancı oynak şarkılar çalıyordu genelde, ben etrafı izlerken yanağımda ıslk bir dudak hissettim...

Kim olduğunu görnek için kafamı yana çevirdim. Güzel bi kızdı, dapdar mini siyah gece elbisesi vücudunu belirli hatlarını ortaya çıkarıyordu. Yanımda müziğe uygun kıvrak ve tahrik edici hareketler yapmaya başladı. Ellerini saçlarının içinden geçirip kalçasını hafif bi o yana bi bu yana kıvırmaya başladı.  Müzik durunca kendiside durdu... Elini uzatarak.
"Merhaba ben Gül"
"Göktan"
Dedim uzattıgı elini tutarken. 
"Öptüğüm için kusura bakma bir yakışıklı görünce dayanamıyorum napayım bu benim hastalığım" dedim muzipçe güldü.
"Haber verseydün belki ben öptürmeyecektim"
Dedim sert bir tavırla. Yaramazlık yapmış annesine ona kızmış kücük kız çocuğu gibi büktü dudaklarını.
"Haber vermem ben refleks bu yakışıklı gördüklerimi öperim."
Cevap vermedim. O sırada Filiz geldi. Sanırım giydiği elbisesiyle rahtsız olmuştu ki elbisenin uzun yerlerini kesmiş mini yapmıştı. Bir kıza bir de bana baktı. Hafifçe gülümsedi.

"Naber gül"
"İyi aşkım senden"
Şaşırmıştım  açıkçası. Çünkğ o surada gül Filizin dudağından öpmüştü. Sanırım benim onlara tuhaf bakışlarımı fark edip bana döndüler.
Gül" öyle bakma be yakışıklı biz biseksüeliz" dedi göz kırparak.

Dah fazla dayanamıcaktım sanırım. Ne kadar tuhaflar diye geçirdim içimden. Ayağa kalktım, barmenin yanıma bıraktığı viskiyi tek dikişte içip ordan uzaklaşmaya başladım. Arkamdan bir el beni tuttu.
"Nereye be anam eğlenicez daha"
Dedi Filiz.
"Acil işim var sonra eğleniriz " dedim göz kırparak. Dudağının kenarı yaramaz çocuk gibi kıvrıldı. Tamam der gibi baktı. Hızlı adımlarla uzaklaştım ordan. Kafede oturduğumuz masaya gelip çantayı aldım.

Dışarıya çıkacaktım ki kapıdan geçerken kapı daki cihaz öttü. Kafamı kapıdaki güvenliğe çevirdim ağır adımlarla bana yaklaşıyordu,  napsam diye düşünürken dışarıda Derinin sesini duydum..
"Göktan koş buraya acele et"
Dediğini yapıp koşmaya başladım. Güvenlikte koşuyırdu peşimden. "Dur ! Kaçma!hey buraya gel!" diye bağırıyordu. Derinin yanına kadar koştum arabaya binip uzaklaşmaya başladık derin bir nefes aldım. Nefes nefese kalmıştım. Uzun zamandır koşmadıgım için paslanmışım galiba.

"Naptın hallettin mi? "
"Ayıpsın" dedim kendime güvenen bir tavırla..
Hafifçe güldü. Nereye gittiğimizi bilmeden sürüyordu arabayı. Lafa girdim , çok sessizlik olmuştu.
"Şey İclale mi gidiyoruz.?"
"Hayır."
"Peki nerde o biliyormusun?"
"Bilmiyorum, o böyle önemli işlerine beni pek bulaştırmaz tek başına halleder "
"Önemli mi?"
"Evet"
"Ama bu iş de önemli değil mi?"
Gülümsedi. Yanağındaki gamzesi ortaya çıktı. Çok güzel gülüyordu ama kafam karışmıştı, bu da önemliydi sonuçta diye düşündüm...
"Hayır değil. İclak için önemli iş dediğin intikamdır mesela. Bu işler günlük iclal içinde pek bi önemi yok bu işlerin."
"Hmm anladım. Peki ne zaman gelir ya "
"Çok mu özledin?" dedi gülümseyerek. Başımı öne eğdim. İclale aşık olduğumu bilmesini istemiyordum.
"Bak koçum anladığım kadarıyla sen İclale aşık olmuşsun. Olma.! Çünkü canını yakar onun için hiçbir erkek önemli değildir. Kardeşi hariç. Sen ise sadece bir çalışansın onun yanında. Tamam yakışıklısın sözüm yok ama o sana bakmaz , o hiçbir erkeğe bakmaz, o seni işlerinde kullanır belki de sadece bu iş için seninle iletişime geçti kim bilir. O yüzden iclal sana olmaz be yakışıklı sen kendine başkasını bul..."
Dedi. Söyledikleri canımı yakmıştı ama nolursa olsun İclal benim. Ben onu kimseye vermem , isterse beni kovsun siktir etsin umrumda değil. Ama yeterki onun yanında olayım. Ben ona gerçekten aşık olmuştum. Ve onu kimseye vermemeye kararlıydım.  Kaşlarım çatıldı hafif. Bakışlarımı yere diktim. Tek bi kelime dahi etmedim...

Derin arabayı sahil kenarına çekti. Arabadan inip denize dogru gitmeye başladım. Kumların üzerine uzandım. Derin de arkamdan gelip yanıma oturdu. Ellerimi başımın arkasını yerleştirdim ayaklarımı uzatıp sanki yatakta yatıyormuşum gibi rahatça yattım. Gökyüzü çok güzeldi sayamasıdıgım kadar milyarlarca yıldız vardı sonsuz gökyüzünde..

Hava baya soğuktu,  yıldızların yerini kara bulutlar almaya başladı. Yağmur başlayacaktı. İstifimi bozmadan yatmaya devam ettim. Derinde uzandı yanıma ama o yorgunluğuna yenik düşüp uyumaya başladı. Üzerimdeki ceketi çıkarıp kollarına örttüm.  Fazla masumdu. Uyurken nasıl masum olabiliyordu bir insan. Nasıl bu kadar tatlı olabiliyordu. Kim bilir İclal uyurken nasıl oluyordu.
Güzel gözleri nasıl görünüyordu. Uyurken gördüğü rüyadan etkilenip dudakları hareket ediyormuydu acaba. Kirpikleri nasıl görünüyordu uyurken mesela. Ya da o gülerken gözleri kısılıyormuydu.  Ya da ağlarken ilk hangi gözünden yaş akıyordu. Gözyaşı dudağının kenarına inerken nasıl bir yol izliyordu.

Bunları düşünürken gökyüzündeki yavaş yavaş kaybolan yıldızlara bakıyordum. Hava iyice kararmıştı. Bulutlar artık dayanamıyorum dercesine duruyordu gökyüzünde ahmak ıslatan yağmur başlamıştı. Anlıma , kollarıma , saçlarıma heryerime değiyordu gökyüzünün gözyaşları. Fazla hızlı yapmadığı için yerimden kıpırdmadan gökyüzğnün gözyaşlarını izlemeye başladım.
Bir tane yağmur damlası gözümün kenarına düştü, sanki benim gözyaşımmış gibi yanağıma doğru yavaşça kıvrılarak yol izledi...

Gökyüzünün sorunu neydi peki, o neden ağlıyordu, her gece ya da gündüz. Genelde gökyüzü gece usulca ağlardı. Bizim tabirimizle ahmak ıslatan yağmurdu. Ama bilmiyoruz ki gökyüzünün derdini biz , neden usulca ağladığını bilmiyoruz ki.

Derin uyandığını belli eden hareketle düşüncelerimi kovdum aklımdan.
"Yağmur başlamış neden hala yatıyorsun?"
"Hayır o yağmur değil,  gökyüzü usul usul aglıyor sadece bende ona eşlik ediyorum."
"Al işte bir deli daha. Yürü ya manyak"
Deyip kolumdan tutup ayağa kaldırdı beni. Bir şey demedim. Onun peşinden yürümeye başladım. Arabaya bindik. Evime yakın yerde durdurup inmek istediğimi söyledim. Ve indim. Biraz yürümek iyi gelirdi diye düşünüp yavaş yavaş yağan yağmura adımlarımla eşlik ediyordum. Sokakta kimse yoktu, herkes evine bir köşesine çekilmiş sıcak ortamında uyuyordu. Eve geldim. Çoklu anahtarı çıkarıp kapıyı denedim. Birincisinde bulamadım herzamn ki gibi ikincisi...üçüncüsü..
Hep üçüncü anahtarda açardım kapıyı. Sendeleyerek içeri girdim. Ardımdan kapıyı kapatım, kapıya yaslandım yavaşça kapıdan aşağıya doğru kaydım. Yere oturdum ve düşündüm. Bugğn olanları...İclali...yağmuru...bardaki o kadını...
Tuhaftır ki nedeni ni bilmeden gülümsedim. Ayağa kalkıp küçük ama sevimli duvarları lacivert renkli olan ve küçük küveti olan banyoma gittim. Üzerimi çıkarmadan sıcak duşu açıp altına girdim. Yere oturup duştan akan su taneciklerinin saçlarının arasında kaybolmasına eşlik ettim... Duvara yaslandım, ceketimi ve tişörtümü çıkardım, soguk duvar beni sırtıma gelirken biraz titredim,  beni kendime getirmişti. Duşatan akan sular çıplak sırtıma hızla değmeye başlamıştı. Biraz daha duşta kalıp , sonra çıktım pantolanumu çıkartıp belime havluyu sardım. Elimi yüz havlusu alıp saçlarımı kurulamaya başladım....
Sonra yerler bir olan yatağa kendimi yavaşça bıraktım. Sonrası karanlık....





Evet bu bölümünde sonuna geldik biraz uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. İYİ OKUMALAR. YORUM VE OYLARI BEKLİYORUM:))⭐⭐☁☁☁

PALYANÇOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin