~İyi okumalar~
Kapının sesi beynimin içinde zonkluyordu resmen. Dün duştan sonra belimde havluyla uyuyakalmıştım. Pantolonumu hemen giyip tişörtümü üzerime geçirdim. Kapıya doğru gittim, delikten kimin geldigini görmek için gözümü yaklaştırdım...
Kapıyı açtım..."Kardeşim naber , bak simit aldım kahvaltı yaparız demi" derken içeriye çoktan girmişti zaten. Mutfağa gidip çay koymaya başlıcaktı ama mutfağın dagınıklıgından beceremiyordu..
"Lan it bu evin hali ne lan 2 aydır temizlenmemiş gibi."
"Çok konuşma Semircan hazırla hadi açım"
"Zıkkımı köküyle birlikte ye Göktan"
"Olur bebeğim yerim"
Deyip salondaki dağılmış koltuğa oturdum. Semircan benim en yakın arkadaşım yani kardeşten ötem. Zaman zaman gitgellerimiz oluyor ama yine de biz onunla kardeşten öteyiz yine barışıyoruz..
Televizyonu açmak için kumandayı aramaya başladım, nasıl bulacaksam. Koltukta battaniye, yerde, yiyecek kabukları , viski şişesi, viski bardakları, çekirdek , vb gibi birçok şey vardı mutfagı hiç anlatmamayım. Elimi koltuğun üzerinde gezdirmeye başladım..."Ah kahretsin" diye küçük bir çığlık çıktı ağzımdan.
" noldu lan?"
"Kanka cam kesti ya geçen bardak kırılmıştı unutmuşum"
"Gerizekalı , çok mu kesildi"
"Biraz işte dikişlik."
Elinde yarabandıyla yanıma geldi. "Kanka çok kesilmiş hadi hastaneye gidelim olmaz böyle dikiş atsınlar"
"Malmısın olum sende biliyon gidemem hastaneye, sen at dikişi"
"Aptal malzeme mi var ayrıca uyuşturmadan canın acır"
"Git banyoda o beyaz komodinde dikiş malzemeleri var alda gel. Benim canım acımaz."Oflayak banyoya gitti. Elinde beyaz malzeme çantasıyla söylene söylene geri geldi. Elim acımıyordu ama çok kanıyordu her taraf kan olmuştu.
Fermuarı açıp gerekli malzemeleri çıkardı. Tentürdiyot, pamuk, dikiş iğnesi vb malzemeliri çıkardı. İlk olarak pamuğa tentürdiyot sürüp yarayı temizledi, sonra dikmeye başladı, küçük parmağımdan başlayıp aşağıya doğru iniyordu yara tam bileğimde bitiyordu. Yaranın bittiği yerden derimi birleştirip iğneyi batırdı, sanki kendisinin canı acıyor gibi buruşturdu yüzünü...
Benim canım acımıyordu, çünkü ben analjezi (ağrıya duyarsızlık) hastasıyım. Hiç bir sekilde acı agrı sızı hissetmiyorum. Doğuştan gelen bir hastalık..."Kanka acımıyo demi"
"Of Semircan kaç defa söylicem bunu sana ac-ı-mı-yor "
"Tamam be "
"Hadi acele et elin çok yavaş"
Deyip paketinden bir sigara çıkardım. Agzıma götürüp tek elimle yaktım. Bir nefes çektim. Dumanı usul usul içimden saldım dışarıya....
"Tamam bitti"
"İyi sar "
Deyip bir nefes daha aldım sigaradan.
"Göktan bir şey sorucam"
"Sor"
"Bu oyunu ne zamana kadar sürdürmeyi düşünüyorsun"
"Hangi oyunu"
"Bilmemezliğe vurma "
"Gittiği yere kadar"
Bir nefes daha.... Usul usul dumanın bedenimi terk etmesini izliyordum. Semircan konuşurken..
"Ya yakalanırsan o zaman nolacak?"
"Ne olması gerekiyorsa o olacak"
"Off"
Deyip yerdeki malzemeleri çantanın içine doldudu. Banyoya gitti. Çantayı bırakıp mutfakta hazırladıklarını getirdi. Simit, zeytin , peynir ve çay bizim için yeterliydi.
Kahvaltımızı yapıp, dışarıya çıktım, Semircanda evi temizliyecekti. Bugün İclalı görmeyeli 1 gün olmuştu. Neler yaptığını ve geceleri nerde kaldığını merak ediyorum.Kimlerle muhattap olduğunu, kendini koruyabiliyor mu? Diye düşünmekten kafayı yiyeceğim resmen... Bir sigara yaktım. Dışarısı rüzgarlıydı baya. Saçlarımı gözlerimin önüne düşürüyordu.
Ben ise bu soguk havaya aldırmadan üzerime ceket bile almamıştım tişört vardı üzerimde ve siyah kotum....{Derin arıyor...}
"Alo Derin İclalden haber mi var?"
"Hayır be başka bir şey diyecektim"
Yüzüm düştü o anda. Bunu görmediği için şükrettim.
"Ne diceksin?"
"Yemeğe çıkalım mı diyecektim işin yoksa"
"Olabilir"
"Adresi konum atarım "
Deyip cevabımı beklemeden kapattı telefonu.. Eve tekrar dönüp üzerimi degiştirmem gerekti. Ama üşendim AVM daha yakın oldugu için gidip ordan bir şeyler alacaktım. İclali ilk gördüğüm yere gittim.
Ordan kendimi bir kazak ve bir ceket aldım. Sigaramdan bir duman arıcaktım ki sigaramın kan olduğunu fark ettim. Elim kanamıştı galiba.Bunu umursamadan sigaramı dudaklarıma yerleştirdim. Derin bir nefes çekip usulca dudaklarımın arasından çıkan dumanı izledim. Sigarmı bitirip çöpe attım, kasaya parayı ödeyip çıktım kendi kıyafetlerimi de çöpe attım.
Derin konumu atmıştı. Mekana doğru yola koyuldum. Yemek yiyelim demişti ama beni çağırdı yer restorant değildi...Mekana vardım. Burası küçük ama herkes tarafından bilinen ve en çok zenginlerin geldiği bardı. Kapıda iki tane kazma gibi koruma vardı. Ve burya kimseyi damsız almazlar ki of derin diye geçirdim içimden. Geldiğimi söyleyen bir mesaj çektim.
Kapıda beklemem gerektiğini söyledi. Bekledim.... Biraz bekledikten sonra Derinin sarhoş sesini duydum kapıda.
Kot bir şort giymişti üzerine de göbek kısmı açıkta kalan büstiyer, saçlarını da serbest bırakmıştı. Makyaj olarak pembe ruj sürmüştü, ve rimel....Düşmek üzereydi ki tuttum. Fazla içmişti. İçeriye geçtik birlikte. Beni oturduğu yere götürdü. Barmene iki tane şarap söyledi.
"Derin yeter içme zaten sarhoşsun"
"Karışma bana ben içerim. Bugün benim yok oluşumun ilk günü"
Dedi , acı çektiği yüzünden belli oluyordu. Sanki kalbine hançer saplanmış gibi buruşturdu yüzünü.
"Midem bulanıyor.."
Diyerek lavaboya koştu. Bende peşinden gittim. Kapıda bekledim. Nerdeyse yarım saat bekledim ama çıkmadı Derin. En sonun da dayanamayıp girdim içeriye. Lavobonun birinin yanına çökmüş oturuyordu. Bakışlarını yere dikmişti. Ağlamıştı. Rimeli elmacık kemilerinden aşağıya siyah bir yol izleyerek inmişti. Yanına gittim.
"Derin iyi misin"
Bakışlarını bana çevirdi. Ve hiç beklemedigim bir şeyi yaptı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Daha sonra yavaşça geri çekildi. Ben şaşıkın bakışlarımla açıklama bekliyordum."Gidelim"
Deyip kolumdan tutarak ayağa kalktı. Bende onu belinden tutup yürüttüm. Dışarıya çıktığımızda bir taksi çevirip bindik. Derin sol tarafa pencere kenarına geçip başını cama dayadı. Sessizce ağlıyordu. Gözyaşları yanaklarına doğru o kadar musum bir şekilde iniyodu ki içim parçalandı bir an.... Sahil kenarına gittik. Bir kayalığa oturdu derin. Bende yanına oturdum. Daha sonra ben sormadan anlatmaya başladı..."Küçüktüm, cahildim. Ne yaptığımı bilmiyordum, kafamdaki tek şey sevdiğim kişiydi. O zaman onun için her şey yapardım."
Sustu bana dönüp. "Anlıyorsun demi ?"
Diye sordu başımı sallamakla yetindim.
"Ailemi karşıma aldım ben onun için. Her şeyi yaptım yeteki beni sevsin beni bırakmasın diye. Kaçtık biz ailem karşı çıktığı için..Bigün.. Bigün eve geldiğimde o kadar igrenç bir manzarayla karşılaştım ki. O an anladım ne kadar büyük bir hata yaptığımı. Onunla bizim evimizde , bizim salonumuzdaki yatağımızda. Başka bir kızla yatıyordu.. Yıkıldım o gün. İşte o gün bugün. " dedi kafasını bana çevirerek. Daha sonra devam etti. "Kahretsin ki bugün. Aileme gitmek istedim. Ama ben onları çiğnemiştim nasıl geri dönebilirim eve. Şimdi evsiz kaldım. Arabasız kaldım. Tek başıma kaldım göktan. ""Hayır tek değilsin ben varım Derin bir evin olana kadar bende kalırsın."
"Sorun olmaz mı ailenle"
Durdum bi an.... Canım acımıştı.. Sustum.. Sadece sustum. Kalbim durmuştu.
"Yanlış birşey mi sordum"
"Yo hayır yok ben tek kalıyorum zaten gel tabi"
"Saol çok iyisin."
"Ne demek. Üzme kendini, şerefsiz her zaman şerefsizdir. Bunu degiştiremezsin. Değmez"
Bir şey demedi. Kayalıga uzandı. Bende üzerimdeki ceketi onun üzerine örttüm... Daha sonra denizi izlemeye başladım. Hırçın dalgaları kayalıklara kadar vuruyordu. Bugün deniz çok asiydi. Tıpkı İclal gibi....Bu bölümde bitti. :))
Desteklerinizi esirgemeyin.
ARKADAŞLAR ŞÖYLE BİR YORUM ALDIM "BİRİNCİ BÖLÜMDE ŞEKER GBİ KIZ BİR ANDA NASIŞ BÖYLE ŞEYTANA DÖNÖŞEBİLDİ?"EVET SÖYLEYEYİM. İCLAL AİLESİNE KARŞI FARKLI KİŞİLİKLE DAVRANIYOR. AİLESİ ONUN NE İŞ YAPTIĞINI BİLMİYOR. O YÜZDEN ÖYLE DAVRANDI:)) İYİ OKUMALAR.!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PALYANÇO
Horror"Her palyançonun bir sonu vardır" Neden palyaço değilde PALYANÇO olduğunu kitabın ileleyen bölümlerinde anlayacaksınız.. Bu bir kızın ve bu kızın peşinde olan değişik tipli palyançonun hikayesi. Özgüveni ve gücü yerinde olan bu palyanço küçük kızı f...