Bugün okulda Oğuz'u rezil etmeye başladım. Peki nasıl mı oldu? Herşey sabah Oğuz'un beni evden almasıyla başladı.
-Günaydın Buse!
-Günaydın Oğuz! Bugün okuldan önce yapman gereken bişey var. Yapabilir misin?
-İyi de zaten ilk dersin başlamasına yarım saat var. Hangi ara yapayım?
-Tamam tamam! Bir dersi bile çok gördün bana!
-Öyle şey olur mu canım? Söyle nasıl bir iş?
-Bana Sarıyer'den börek almalısın.
-Neee! Delirdin mi? Sarıyer buraya çok uzak.
-Tamam Oğuz yaa! Zaten kahvaltımı da yapamadım!
-Tamam tamam kızma. Hemen alıp okula gelirim.
-Peki ben okula nasıl gidicem? Önce okula bırak beni.
-O zaman çok geç kalırım.
-Tamam yaa! Ben yürürüm.
-Tamam canım tamam. Atla hadi gidelim.
Hızlıca beni okul getirdi. Tam giderken arkasından bağırdım.
-Oğuz! Defterimi ve çantamı sınıfa kadar taşıyacak bir centilmen lazım tatlım!
-Canım geç kalıyorum ama!
-Tamam ben de başka bir centilmen bulayım Oğuz!
-Tamam bekle geliyorum.
Sınıfa kadar eşyalarımı taşıdı. Hiç de sesini çıkarmadı. Sıra diğer numaradaydı. Çantamın kapağını açıp yere düşürmüş gibi yaptım.
-Ayyy! Çantam düştü. Oğuz hadi topla şunun içindekileri.
-Canım geç kalıyorum. Hemen gitmezsem derse yetişemem.
-Oğuz hadi topla da öyle git!
Çantamı da topladı. Eee ben de bunların hepsini videoya aldım Tabiki. Ilk ders başlamıştı ve Oğuz hala yoktu. Son 15 dakika kala kapıdan Oğuz girdi.
-Bebeğim! Sarıyer'den böreğini aldım!
Herkes Oğuza gülmeye başlamıştı. Salak iyice rezil olmuştu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Hocadan da ağır bir fırça yiyip dışarı atıldı. Teneffüste yanına gittim. Sıradaki numarayı çektim. Biraz uzaktaki bankta oturuyordu. Kendimi yere attım ve bağırmaya başladım.
-Aahhh! Ayağım. Oğuz yetişş!
-Buse dur! Geliyorum.
Koşa koşa yanıma geldi.
-Yürüyemiyorum. Beni kucağına alıp arabaya götürür müsün? Lütfen çabuk ol.
-Tamam bitanem.
Herkes Oğuza gülüyordu. Eşek gibi taşıyor kızı diye ortalığı inletenler ve video kaydı yapanların sayısı çok fazlaydı.
-Oğuzcuğum.
-Efendim canım.
-Beni seviyor musun?
-Hem de çok bitanem.
-Hiç inandırıcı gelmedi! Eğer eşek gibi anırırsan inanabilirim.
-Bu kadar kişinin arasında mı?
-Sevgini herkese göster Oğuz hadi!
O an delirler gibi anırmaya başlamıştı. Kahkahalar artmıştı. Bunların hepsini video kaydına alması için Tuğçe'yi görevlendirmiştim. Beni arabaya götürene kadar anırdı. Sonra eve bıraktı beni. Eve girdim. Uzun zamandır spor yapmıyordum. Spor odasına girdim. Yarım saat koşu bandı, 50 mekik ve 50 şınavdan sonra spora son verdim. Kendimi duşa attım. En iyi suyun altında düşünebiliyorum. Acaba gerçekten annemin söylediği mi olmuştu? Çünkü bu rezil etme olayından pek de zevk almamıştım. Oğuz'a aşık olmak istemiyorum. Ama sanırım yavaş yavaş oluyorum. Onu rezil etmek aslında içimi acıtmıştı. Neler oluyordu bana? İçimdeki sesi niye susturamıyordum? Hani kelbeklerin ömrü bir gündü? Madem öyle neden karnımdaki kelebekler ölmüyordu? Herşey anlamsızdı. Böyle durumlarda en iyisi uyumaktı. Herşeyi arkanda bırakıp uyumak...