Aşkımı Kaybettim!

50 1 1
                                    

Bu sabah Oğuz'u rezil etmeyi hiç istemiyordum. Çocuğu bir haftadır rezil ediyordum ve hiç zevk alamamıştım. Ama Tuğçe sürekli beni körüklüyoru. Ama Eros bana okunu atmıştı bile. Aşk bulmuştu beni. Ama Oğuz'a yalan söylemiştim. Onunla oyun oynamıştım. Ona delicesine aşıktım. Ve o da bana. Ama aramızda görünmeyen duvarlar vardı. Bu duvarlara hergün çarpıyordum. Ama bugün ona açıklamalıydım. Okula gider gitmez konuşmalıydım onunla. Kafam böyle allak bullak iken Tuğçe aradı beni.

-Günaydın Tuğçe.

-Buse çok kötü birşey oldu.

-Ne oldu? Sakin ol!

-Taner herşeyi öğrendi. Aşk oyununu yani! Bunu Oğuza anlatmak için okuldan hızla çıktı. Telefonuna da bakmıyor. Plan yatıcak kızım!

-Neeee! Bak plan umrumda bile değil. Ben Oğuz'a aşığım. Kendim anlatacaktım. Kahretsin yaa! Tamam kapat telefonu hemen Oğuz'un evine gidiyorum ben!

Hemen Oğuz'un evine doğru yol aldım. Ona kendim anlatacaktım. Ah Taner yaa! Herşey mahvolacak! Eve vardığımda Taner'in arabası kapıdaydı. Herşey bitmişti belki de. O sırada Oğuz beni arıyordu. Telefonu reddettim ve hemen evin kapısına koştum. Oğuz merdivenlerde oturmuş bomboş bakıyordu.

-Oğuz!

Oğuzdan ses gelmemişti.

-Oğuz seni herşeyden çok seviyorum. Ve bu.....

-(bağırarak) Bu koca bir yalan!

-Hayır! Hayır! Bu gerçek. Hem de sonuna kadar. Başta koca bir oyundu ama şimdi ben sana deliler gibi aşığım.

-Ben zaten kendime inanamıyorum biliyor musun? Nasıl bu kadar kör olabildim ben!

-Oğuz ben seni seviyorum. Ne olur aşkıma inan.

-Buse git buradan! Senden nefret ediyorum!

-Bunu gözlerimin içine bakarak söylemezsen inanmam.

Gözleri gözlerime değmişti. Gözlerinde yalnızca nefret vardı.

-Senden nefret ediyorum!!

O an zaman durmuştu. Ağlamamak çok zordu. Artık herşey boştu. Ama Oğuz çok haklıydı.

-Oğuz bak ben seninle başta sırf beni delirttim diye bir aşk oyunu oynadım. Ama ben sana çok aşığım. Bu aşk oyununu isteyerek oynamadım. Ben gurur yaptım. Gururuma yenik düştüm. Çünkü sen benim gururumu kırdın. Ama ben de senin hayallerini yıktım. Çok üzgünüm. Affedilir şey değil farkındayım. Ama seni seviyorum. Bu yalan değil. Tamamen gerçek. Bunun adı AŞK...

-Buradan git Buse. Bir daha karşıma çıkma. Bana aşkdan söz etme. Beni yıkılan hayallerimle yalnız bırak.

Hıçkırıklar içerisinde arabaya bindim ve hızla uzaklaştım. Herşey bitmişti. Benim de aşkım yerle bir olmuştu. Ve geriye ağlamak kalmıştı. Yalnızca ağlamak. Deli gibi, böğüre böğüre ağlamak. Deniz kenarında biryere çektim arabayı. Deliler gibi ağladım. Ama on dakikada bir de Oğuz'u aradım. Hiç cevap gelmedi. Saatlerce oturdum. Telefonun sesiyle irkildim. Oğuz aradı diye ümitlenmiştim. Ama yabancı bir numara idi.

-Alo! Kimsiniz?

-Kızım benim. Baban.

-Babacığım! Ben de yabancı numara görünce anlamadım. Sen miydin yaa!

-Kızım sana şahane haberlerim var! Az önce annene de söyledim.

-Neymiş bakalım bu haberler?

-Şu an San Fransisco'dayım. Ve sizi bir hafta sonra buraya aldırıyorum. Okulunu da ayarladım. Artık Amerika'da yaşayacağız.

-Neee! Bunun neresi şahane baba? Kurulu bir düzenim var ve bunu bozamam. Annemin de arkadaşları burada! Olamaz böyle bir şey!

-Kızım alt tarafı iki aydır üniversiteye gidiyorsun! Ne düzeni ne arkadaşı? Burada daha mutlu olacaksın.

-Hayır baba! Annem ve sen gidebilirsiniz ama ben gelmiyorum.

-Ama okulunu ayarladım!

-Umrumda değil! Ben gelmiyorum!

-Bu konu kapanmıştır Buse! Tabiki de geliyorsun!

Telefonu kapatmıştı. Allah kahretsin ya! Oğuz'u, Tuğçe'yi, liseden arkadaşlarımı bırakıp da nasıl giderim????

Ukala mıyım?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin