"1.BÖLÜM"

929 46 6
                                    





   "Yalnızlığın kadınıyım, anla beni el adamı."




"Hemen geliyorum," diyerek, telefonu kapattım. "Selin Hanım acilen çıkmam gerek,"

Projeyi düzenleyen Selin Hanım'ın bir şey demesini beklemeden, kapıdan koşarak çıktım. Çantamda telefonumu ararken, önüme bile bakamıyordum. Şu an tek istediğim, koşarak bu gösterişli binadan çıkmaktı.

Telefonumu bulduğumda, hızlı adımlarım koşuya dönüşmüştü. Bir yandan koşuyor, bir yandan da son arananlardan sildiğim o ismi rehberimde bulmaya çalışıyordum. "Ara" tuşuna bastığımda, kendimi sert bir şeye çarptım ve yere düştüm.

Bu zamana kadar "aradığım" mutluluk gibiydi yaşadığım bu an. Ben başka bir yerdeydim. Ulaşmaya çalıştığım telefonum başka bir yerdeydi. Yani mutluluk başka bir yerdeydi ve ben asla ona ulaşamıyordum.

Sürünerek telefonumu aldım, ardıma bile bakmadan koşarak asansöre bindim. Arkamdan kalın bir erkek sesi bağırıyordu fakat bu benim gram umurumda değildi. Asansördeki kadınların kıyafetleri oldukça şıktı. Ben, üstü başı tozlu serseri bir kız çocuğundan ibarettim. 12. katta asansördeki herkes indiğinde, asansör durmasın diye ileri tuşuna ardı ardına bastım. Ve sonunda giriş katına gelmiştim, asansörün kapısı açılır açılmaz tekrar koşmaya başladım. Çıkış kapısında elime kolonya uzatan adamı, bir nevi itip geçmiştim ama yetişmem gereken biri vardı.

Şirketten uzaklaştığımda, telefonumu açıp Asyayı aradım. Bu sefer de biriyle çarpışma vakası yaşamamak için durmuş, kaldırımda oturuyordum. Telefonu açmadı. Stresten ayağa kalkmış, bir oraya bir buraya gidip geliyordum. Tekrar aradığımda, telefon bir hayli çaldı. "Haydi Asya, aç şunu." diye kendi kendime söylenirken, telefonu açtı.

"Acil durum!" diye bağırdı. "Neden?" diyebildim, nefes nefese kalmış halimle.

"Yanlış yöne koştun. Bulunduğun konumun tam tersi yöne koş. Şirketin yanındaki sokaktan sağa dön." O beni görüyormuş gibi kafamı salladım. "7.cadde!" dedi ve telefonu kapattı. Vakit kaybetmemek için, geldiğim yönü geri koşmaya başladım.

Şirketin önünde, proje sorumlusu Selin Hanım bir adamla konuşuyordu. Adam arkası dönük olduğu için yüzünü göremedim. Nereye koştuğumu sormasın diye koşmayı bırakmış, hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. Karşı kaldırıma geçmek için üst geçidi kullanıp, bir ton vakit kaybedemezdim. Çantamdaki gözlüğümü çıkarıp, taktım. Böylece beni tanıyamayacaktı. Hızlı adımlarla yanlarından geçerken, bir kaç kelime konuştuklarını duydum.

"Çok tebrik ederim, 10. gönüllü olarak bizi çok mutlu ettiniz."

"Teşekkür ederim Selin Hanım ama gerçekten gitmem gerek. Görev beklemez," Adamın teşekkür etmesine bakılırsa, 10. gönüllü tam arkamdaydı. Sokağın başına geldiğimde, tam sağa dönecekken bir polis telsizinden gelen o ses durmamı sağladı.

"7.cadde de hırsızlık vakası!"

Gözlüğümü saçlarıma yerleştirip, tekrardan koşmaya başladım. Bir sene öncesine kadar asla koşamazdım. Ama şimdi Asya sayesinde, yürüyeceğim yerlere bile koşarak gidiyordum. Bu bende bir alışkanlık olmuştu. Bana zarar veren bir alışkanlık...

Çünkü nereye koşsam, sonunda bir günah işliyordum.

Sokak lambasına monte edilmiş "7. CADDE" yazısını gördüğümde, duraksadım. Bir ıslık sesi geldi, o tarafa baktım. Asya, müstakil bir evin penceresinden bana "gel" işareti yaptı ve içeriye girdi. "Asya!" diye bağırsam da işini halletmeden çıkmayacağını biliyordum. Yine koşarak evin bahçesine girdiğimde, tekerlekli sandalyeli bir adamın korkmuş bir şekilde etrafına bakındığını gördüm. "Beyefendi?" dedim, gülümseyerek. "Siz ev sahibi olmalısınız?"

YARASI SAKLIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin