1.BÖLÜM:KAVGA

137 37 30
                                    

Bir cumartesi sabahıydı,Emir sert beyaz koltuğunda uyuyordu.Ellerini yavaş yavaş gözlerine götürdü ve ovmaya başladı.Kapı zili çalıyordu apar topar yerde duran kırışmış pantolonunu alıp giydi.Koltugun başında duran hırkasını üstüne taktı.Kapıya koştu ve açtı.Gördüğü kişi karşı komşusu Hulusi'ydi.Hulusi:
-Emir sende tuz var mı canım?

Hulusi güler yüzlü,iyi bir insandı.Emirle çok iyi anlaşırdı.Emir'in baba yarısı gibiydi.Emir'in kötü günlerinde hep yanında olurdu.Emir Hulusi'nin hiç kötü yanını görmemişti.

Emir sessiz bir of çekti,bunun için mi kalktım yani diye düşündü.Mutfağına gidip üst dolabı açtı ve tuzu alıp biraz çay bardağına doldurdu.Kapıya gitti:

-Al Hulusi abi yeterli mi?

-Tabii ki canım çok sağol seni de uyandırdım kusura bakma.

-Sorun değil abi görüşürüz.
-Görüşürüz.

Emir kapıyı kapattıp salona hızlı adımlarla gidip koltuğuna uzandı.Yukarı doğru bakarak kara kara düşünmeye başladı.

Emir üniversiteye gidiyordu.Üniversite için tuttuğu evde tek başına iki yıldır kalıyordu.Ev küçük bir evdi.Emir'e yetiyordu.Temizlik işlerini fazla aksattığından ev perişan haldeydi.Hafta içleri bakkalın getir götür işlerini yapıyordu,öyle geçiniyordu. Nadiren babası şehir dışından para da gönderiyordu.Emir'in dersleri iyi sayılmazdı.Çok fazla bilgisayarına bağlıydı.Derslerden çok bilgisayar oyunlarıyla uğraşırdı.Hayat çok sıkıcı ve adaletsiz gelirdi ona.Bu yüzden hayatı pek sevmezdi.

Emir tekrar daldığı uykudan uyanmıştı.Yerde duran iki haftadır giydiği çorapları alıp giydi.Kalkıp lavaboya gitti.Elini yüzünü yıkayıp bilgisayarına gitti.Sandalyesine oturdu ve bir şey hatırladı.Bugün spora gitmesi gerekiyordu.Hafta sonu fitness salonuna gidiyordu.Emirin siniri bozuldu.Laptop bilgisayarının düğmesine basamadan kalktı.Saçını taramak için bilgisayar masasının çekmecesinden tarağını aldı,saçını tarayarak kapıya doğru gitti.Tarağı koltuğun üstüne attı ve kapıyı açıp çıktı.

Yolda yürürken temiz havanın farkına vardı.Derin nefes alıp verdi.Fitness salonu evinden yaklaşık beş yüz metre kadar uzaktaydı.Yürüyerek giderdi.Emir seyyar simitçi Gökhan'ın simit arabasını görünce aç olduğunu farketti.Gökhan ile yakındı.Aralarında yirmi yaş olduğu için Gökhan abi diye hitap ediyordu.Emir elini cebine götürdü bir lira çıkarıp Gökhan'a uzattı:
-Gökhan abi bi simit verir misin?

Gökhan yere bakan başını kaldırdı:
-Oooo kimler gelmiş sen mi geldin reis.
-Evet abi nasıl gidiyor işler?
-İyi iyi Allaha şükür sen napıyon?
-Aynı işte her şey değişen bir şey yok.
-Al bakim simidi hadi görüşürüz.
-Görüşürüz.

Emir poşete koyulmuş simidi aldı ve yoluna devam etti.

Emir fitness salonuna gelmişti.Salon kapısının yanında duran çöp kutusuna poşetini atıp içeri girdi.Tam o anda telefonu çaldı.Cebinden telefonu çıkardı,ekranda Tuna yazıyordu.Tuna Emirin üniversiteden en yakın ve tek arkadaşıydı.O da Emir gibi evinde yalnız kalıyordu.Önceden Emir'e birlikte ev tutmayı teklif etmişti fakat Emir kabul etmemişti.Emir yalnızca onla dolaşırdı üniversitede.Tuna onun tam kafa dengiydi.Ona göre tek insan o idi orada.

Emir telefonu açtı ve kulağına götürdü:
-Alo,efendim.
-Emir,çok kötüyüm olum acil gel.
Tuna'nın sesinde hüzün vardı ağlayacak gibiydi.
-Tuna iyi misin ne oldu?
-Şimdi anlatamam lütfen gel.
-Tamam tamam geliyorum.Nerdesin?
-Senin evi...evinin önündeyim

Emir fitness salonundan çıkıp koşmaya başladı.Koşarken üniversiteden nefret ettiği birileriyle karşılaştı."Nereye koşuyorsun gerizekalı!" diye bağırdılar.Emir onları umursamadan koşmaya devam etti.

MihnetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin