Bölüm 3: Bir Şans

186 10 22
                                    


İtachi abi ile en son o gün görüşmüştük, tanıştığımız ilk ve son gün. Fazlaca bir sohbet gerçekleştirdiğimizi açıkçası söyleyemezdim, lakin aradan geçen iki haftalık süreçte benim üzerimdeki etkisi esasende değişti, yani dolaylı yoldan beni değiştirdi. İstemsiz olarak kendime daha çok bakar olmuştum, giyimimi her ne kadar maddi sıkıntı içerisinde olsak da elimdeki imkanları iyi değerlendirerek değiştirmiştim, yani birazcık. Sonra efendime söyleyeyim sınıfla etkileşimim bulunduğumuz iki hafta içerisinde iyi yol kat etti, sadece Kiba ile konuşan ben bana en zıt ve aynı zamanda en sinir bozucu insan olan o ego yığını Sasuke'yle de iyi kötü bir bağ oluşturdum. Artık birbirimize atıp tutmuyor veyahut kavgaya tutuşup o kocakarı Tsunade tarafından azarlar yemiyorduk.

Hayatım boktan olsa da...

...hoşlanmaya başladım

Hem yaşadığım ve genelde rezil bulduğum, bana ve anneme büyük acılar çektirse de bu boktan hayatı sevmeye başladım. Yani henüz başladım, artık geçmişe olanla bir kuvvetle bağlanmıyor şimdiye ve ileriye daha çok odaklanıyordum. Her gün bir acıyla yumduğum gözlerimi tanrıya şükrederek öldüren bir sabaha açmıyordum,

Mutlu olmaya korkmuyorum.

Ve...

Sanırım seviyorum...

Fark etmeden daha henüz tam olarak tanımasam gördüğüm her iki seferde de hayata gülümseyen İtachi'den hoşlanmaya başladım sanırım. Bilmiyorum, sadece düşüncesi bile kalbimde bir pırpırlanmaya, küçük bir heyecanla kalpten gitme riskine sebebiyet veren bu hem soğuk hem de sıcak olan adamdan hoşlanmaya başladım.

"Ama imkansız..." Bir umutsuzlukla koyduğum nefesi, siluetini yok etmek için kullanırken onu sevmemin sakıncalı olduğunu biliyordum. Bu sevdanın, beni mutluluğa bağlamayı başaran adamın beni çok daha büyük acılara yelken açmama sebep verecekti. Evet, biliyorum ama içimde büyüyen bu zalim duyguyu bastıramadığım gibi ona daha yakın olma istediğimi yok edemiyorum. Onun yaşadığı geçmişini, yaşayacağı geleceğini, yüzündeki gülümsemenin sebebini, hayat hakkında düşüncelerini, içindeki kişiliğini ve özellikle neden fotoğrafçılık olduğunu öğrenmek istiyorum.

Kısaca onu gerçekten tanımak istiyorum.

"...ve sonuç, yani aracın en tepedeki hızı 3/4 V'dir." Soruyu çözdüğümdeki heyecanı asla unutamayacaktım, aslında soruyu çözerken bile kendimi edebi düşüncelerimden alamamıştım, bir yerde hata yapmış olsam bile artık çabalarımdan sonuç almaya başlamıştım. Normalde dersleri boşlayan ben oldukça uzun bir aradan sonra Kakashi Sensei tarafından bana yöneltilen bu soruyu kolaylıkla çözmüştüm. Yani zorlayıcı bir fizik sorusu olduğuna emindim, açıkçası tahtaya çıkarken bir an ecel terler dökmeye başlamış ve sınıftan yükselen fısıltılarla moralimi nispeten düşürmüştüm.

"Bu... doğru..." Şaşkınlık emaresi ile beyaz hastane maskesinin arkasından bir nefes koyarken, şaşkın gözlerle bir soruya bir de bana bakarken bu gelen tepkiyle ben de şaşırmadan edememiştim, bu soruyu çözeceğimi sanmıyordum. "Pekala, oturabilirsin." Ve masasına geri dönerken beni hiç kimsenin yanı olmayan ortalardaki yerime doğru yolcu etti ve kendisi de yorgun bir nefesle masasına geçerken sınıfa yöneltilen "Serbestsiniz." kelimesi tüm sınıfı sevince boğmaya yetti.

"Pf..." Yerime sıkkınlığımla birlikte oturdum tekrardan, ders olmadığı gibi yüzümü kapağını kapattığım defterime yaslanarak kollarımı yastık niyetine kullanıp uyumak için çabalamaya başladım, fakat sınıftaki makul sesler buna nispeten maniydi. "Az sessiz olun dattebayo..." Sessiz bir mırıltı bıraktım boğuk atmosfere, sesimin bu gürültüde yutulmasına rağmen.

Fotoğraf | NaruSasuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin