ten

511 43 38
                                    

Kim Yerim

Chaeyounglar da geçen ağır içkili bir gecenin ardından hepimiz birbirimizin bile bilmediği gizli sırları ortaya attık.

Ben; Eric ile olan eski zamanları, Sooyoung; Sungjae'nin yaptığı oyunu, Seungwan; Chanyeol'a karşı olan hislerini ortaya dökmüş, -Tamam, Seungwan'a pek şaşırmamış olabiliriz. - küfürler yağdırmıştık.

Şimdi ise berbat bir baş ağrısı ile uyandım, başımı tutup doğruldum ve etrafı topladıktan sonra bir yere dağılıp sızmış olan bize baktım. Berbat haldeydik. Aklıma okul gelince gözlerimi büyüttüm, hemen kalkmalıydık. Devamsızlık hakkımız sadece bir kaç gündü ve biz okula gitmek zorundaydık. Dün de okuldan kaçmış olmamız cabasıydı.

Tiz bir çığlık attım, benim çığlık atmamla Jisoo kalkmış ve o da çığlık atmıştı. Daha sonra Lalisa ve Sooyoung'da çığlıklarımıza eşlik etmişti. Joohyun kalmıştı ve yüzü sinirden kırmızılaşmıştı.

"Yeter!" Hepimiz onun bağırmasıyla susmuştuk. Bu kadında bir şeyler vardı.

SeulGi bana döndü,

"Neden bağırıyorsun sayın amına koduğum?"

Gevşekçe gülümsedim,

"Sen yapacaksan neden olmasın bebeğim?"

"Kıçın başın ayrı oynamasın soru sorduk şurada."

"Aman ya," dudak büzdüm. "Okula geç kalacağız, saat kaç?"

Seungwan kalkıp telefonuna doğru koştu.

"Yarım saatimiz kalmış!"

Hepimiz kalkmış zaten üstümüzde olan okul formalarımızı düzeltmiştik. Jennie ve Chaeyoung tuvalet için kavgaya girmişlerdi. Jisoo bağırdı,

"Okulda gidersiniz hadi! Zaten koşarsak anca yetişiriz!"

Jennie ve Chaeyoung olumlu anlamda başlarını sallayarak bizim gibi ayakkabılarını giymeye başlamışlardı. Hızla kendimizi dışarı artık ve okula doğru koşmaya başladık.

Okula vardığımızda nefessizlikten ölmek üzereydik. Yine de cool bir görünüm vermek için saçımızı elimizle düzelterek içeri girdik ve havalı bir şekilde sınıfımıza ilerlemeye başladık. Diğerlerinden ayrılınca, ben, Chaeyoung, Sooyoung ve Lalisa kendi sınıfımıza girdik.

Sıramda oturan Eric'i görünce göz devirdim ve kollarımı göğsümde birleştirerek sırama ilerledim. Sıranın bacağına vurup dikkatini bana vermesini sağladım, otoriter çıkarmaya çalıştığım sesimle konuştum,

"Kalk."

Muzipçe güldü.

"Oh, Katy? Senin sıran mıydı?"

"Ne gibi görünüyor?"

"Bak, hissetmişim desene. Kader bizi bir araya getiriyor tatl-"

"Bir sorun mu var?"

Duyduğum sesle göz devirdim ve arkamı dönüp Sehun'a baktım.

who's hate? - hunri ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin