Drifter | Türkçe

Giriş

| @greyoceanx thanks for your permission! |

Çevirmeye başladığım bu hikaye evsiz bir adam ve ona aşık olan kız arasında geçiyor. Konusu değişik ve gerçekten çok beğendim. Hoşunuza gideceğini düşünerek giriş bölümünü hemen yayınlıyorum, iyi okumalar. ^.^ (Bu arada Drifter; Serseri, Başıboş anlamlarına geliyor.)

"Çok soğuk" diye sızlandı Tanika caddeden aşağı yürürken. "Bu lanet şehir biraz daha sıcaklasa iyi olurdu."

"Evet," mırıldandım, söylediği hiçbir şeye odaklanamıyordum. Böyle bir zamanda herhangi bir şeye nasıl odaklanabilirdim ki? Bu sokakta uzun zamandır yürüyordum.

"Beni dinlemiyorsun" dedi, saçlarını omzundan savurdu ve ardından dudaklarını yaladı. Koyu bir güzelliği vardı.

"Üzgünüm," Boynumu geçtiğimiz her bir sokağa uzatıyordum eğer oradaysa, O'nu görebilmek için. Ona dair hiçbir iz yoktu. Toplanmıştı. Buralarda bir yerdeydi. Onu hissedebiliyordum ama doğru olmayan şeyler vardı.

Gözümü birşey yakaladı. Koyu kehribar saçlar tanıdığım birini çevreliyordu, onu tanıdım. Giydiği sökülmüş eski ceketi tanıdım. Eski, ama çok sevdiğim.. Sıcaklığını ve rahatlığını sevdiğim ceket. Bir kızın kahkahasını duyduğumda nefes alamadım, onun hevesli gözleri kızı inceliyordu. Dağınık yumuşak saçlarının kapüşonundan taşmasını engelleyemediğim için kalbimin acıdığını hissettim. Tanrım, yine de çok iyi görünüyordu. Kızın gözü önüne bir şeyi sarkıtınca kalbim durdu.

Bir zincir. Bana sattığının aynısı. Cebimde duran zincirin aynısıydı. Çarpık gülümsemesini sundu. Ben kitaplar, şarkılar ve beni mahçup edeceğini bildiği herşeyden konuştuğumuz zaman bana sunduğu gülümsemenin aynısı.

"Şu kıçı kırık ahmağa bakmayı keser mis-" Konuşmaya başladı ama nereye baktığımı görünce sustu. İç çektiğini duydum. "Onunla zamanını boşa harcıyordun nasıl olsa. Ondan daha iyisini hak ediyorsun bebeğim. Yürü" Elimi tuttu ve ben ılık bir gözyaşının soğuk yanağımdan düşmesine izin verirken en sevdiğim New York sokağında yürümeye devam ettik.