Film, 1. Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda eşcinselliğin yasaklandığı dönemde İngiltere'de geçiyor. Cambridge'de iki lisans öğrencisi olan Clive ve Maurice kısa sürede yakın arkadaş olur. Clive, gelecekte devlet kurumunda çalışmayı planlayan bir aristokrat. İyi şartlarda yaşayan Maurice ise gelecekte borsa ile ilgilenmeyi düşünmektedir. Bir gün Clive artık duyguları gizlemek istemediğine karar verir ve büyük bir risk alarak Maurice'e sevdiğini söyler. Maurice duydukları karşısında büyük bir şok geçirir ve ona karşı sert bir tepki gösterir. Fakat daha sonra o da hislerine karşı koyamaz ve Clive'e sevdiğini söyler. Duygularını birbirlerine söyleyen çift ilişkilerini herkesten gizleyerek sürdürmek zorundadır. Fakat bir gün eşcinsel bir arkadaşları tutuklandığında bundan çok etkilenen Clive yasak aşkından vazgeçecek mi ? Ya da Maurice cinsel kimliği için mücadele etmeye devam edecek mi ?
***
Bu sefer aristokrat ailelerin gay oğullarının yaşamları ele alınıyor. Aritokrasinin sıkıcı gelenekleri içindeki yaşamda kendi gerçekliklerini yaratmaya çalışıyorlar. Sıkıcı, baskı, aşağılanma, zenginlik, güç kaybetme ve hapis korkusu içinde yaşayan gayler... Çıplaklık, kararsızlık, endişeler, dönemin baskıları, ağır gidişat ama giderek yükselen sahneler. Erkekler arasındaki romantizm, çıkış yolu arayanlar, vazgeçenler, aşkı bulanlar kaybedenler, hepsi filmde...
Oyuncuların gayet cüretkar olduğunu da belirtmek gerek. Anadan üryandılar. O dönemde o ülkede gaylerin maruz kaldığı durumlar çok kötü ve bu yüzden kimliklerini bastırıp evlenenler ya da gizli yaşamaya devam edenler söz konusu ama dünyada herkesin aradığı tek bir şey var çıkarsız ve korkusuz sevmek ve sevilmek. Bu kadın olur erkek olur aynı. Önemli olan hisler. Yaşayabilenlerse cesur olanlar.