Tahtında oturmuş, buradan çıkacağı günü bekliyordu. Çok yakında herkes suçunun bedelini ödeyecekti. İntikam hırsı bedenini kaplamıştı. Derin düşünceler içindeydi. O sırada ilerideki karaltının arasından gelen birini fark etti.
"Lordum." Dedi yüzü görünmeyen kişi.
"Sonunda O'nu bulduk. Siz kararlı mısınız? Yani şey..."
"Sen benim kararlarımı mı sorguluyorsun!" Diyerek mağarayı inletti.
"Hayır efendim. Benim haddime değil. Sadec-" daha sözünü bitiremeden tüm gücü bedeninden çekilip, tahttaki kişiye gitti. Ruhu ise tahttaki kişinin öldürdüğü diğer ruhların yanına, Hiçlik Boyutu'na gitmişti.
"Aptallar, boşuna beni yormaktan başka bir işe yaradığınız yok. Sizin içinizdeki güç anca bir sineği doyurur. Bana daha fazlası lazım. Çok daha fazlası..." dedi ve ayağa kalktı. Bulduklarına göre çocuk gücü kullanmıştı. 'Umarım gücünün sınırlarını fark edemeden onun elinden alabilirim.' Diye düşündü. Çünkü fark ederse. Buradan çıkma isteğini bırak, burada kalmak için yalvaracaktı. Biliyordu. Burada kaldığı her gün için kan akıtacaktı. Çocuğun yerini bulduklarını söyleyen kişilerin yanına gitti. Artık buradan çıkacaktı. Tek bir farkla, ölü ya da yaşayarak.
***
"Şşş baksana ya, bi tarafım terledi sana seslenene kadar, niye takmıyosun şimdi de?" Olabileceği kadar kısık sesle söylemiştim bunu. Sınavdaydık ve olabildiğince kötü geçiyordu benim için.
"Tamam söyleyeceğim, yeter ki sus. Kaçı yapamadın?" Dedi bıkkınlıkla İsmail. Sırıtmaya başladım.
"Tüm kağıdı versene sen, ben anca geçerim çünkü." Coğrafyam aşırı derecede kötüydü. Hızlıca kağıtları değiştirdik. Tam elinden alacakken kağıt havaya uçtu. Öğretmen görecek endişesiyle kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Bir anda herkes, her şey durdu. Kağıtla beraber. Emin olmak için öğretmene kaç dakika kaldığını sordum. Biraz bekledim, cevap vermedi. Çok garipti ve nedensizce bana normal geliyordu. Ayağa kalkıp kağıdı aldım ve sırama geçtim. Kendi kağıdımı da İsmail'in elinden alıp yazıları geçirmeye başladım. Cidden gereksiz ve saçma bir ders. İşim bitince kağıtlarımızı tekrar değiştirdim. Zaman tekrar işlemeye başlamadığından tekrar oturduğum yerden kalkıp diğerleri ne yapmış diye bakmaya başladım. En öne gelince Zeynep'in kağıdı gözüme ilişti.
Soru-8) Epirojenezin oluşma sebepleri nelerdir?
Cevap: Allah.
Ben olsam tam puan verirdim. Gülümseyip yerime geri geçtim. Zaman akmıyordu. Canım iyice sıkılmıştı. 50 dakikadır sınavdaydım. Normalde 40 dakikada bitiyordu. Başımı sıraya yasladım ve uyumaya çalıştım. Birkaç dakika sonra zil çaldı ve öğretmen yanıma geldi. Zaman tekrar akmaya başlamıştı. Tamam, bu gerçekten çok garipti. Kopya çektiğim anlaşılmasın diye tam doldurmadığım kağıdı öğretmene verdim. Nedensizce zamanın durmasının garipliğini düşünmüyordum. Bir şey bunu engelliyordu. Fazla üstelemeyip sınıftan uzaklaştım. Sınavlar yüzünden boş strese giriyordum. İsmail de peşimden gelmişti.
"Eğer kopya çektiğimiz anlaşılırsa, yani senin çektiğin, ispitlerim. Ben vermedim haberim yoktu fala-" sözünü bitirmesine engel olan, yerde yatan cesetti. Etrafta kan gölleri oluşmuştu. Midem bulandı. Kusacak gibi hissettim. Üzerine bulaşan kan yüzünden kırmızı olmuş okul kıyafetinden bizim okulun öğrencisi olduğunu anladım. İğrenç bir kan kokusu geldi burnuma. Başım ağrımaya başladı. Duvara elimle yaslandım. İsmail omzumu tutuyordu, o da korkmuştu. Şuan bir katille aynı okuldaydık. Düşüncesi bile içimi ürpertmeye yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlantis'in Yükselişi
Fantasy"Bana daha fazlası lazım. Çok daha fazlası..." dedi ve ayağa kalktı. Bulduklarına göre çocuk gücü kullanmıştı. 'Umarım gücünün sınırlarını fark edemeden onun elinden alabilirim.' Diye düşündü. Çünkü fark ederse. Buradan çıkma isteğini bırak, burada...