AKIN

44 6 21
                                    

Başka bir ülkede, başka insanlar her zaman farklı olayların sebeplerinden dolayı aynı durumları kısmen de olsa yaşayabiliyorlar. Yine bir sonbahar gününde benzer bir öykü yaşandı. Amber çiçeklerinin mis kokuları; insanların kafalarını güzelleştiriyordu.

Rüzgar, eşi benzeri olmayan bir melodiyle insanların ruh hallerini etkiliyordu. Kuşlarda, rüzgara eşlik ediyorlardı. Böyle bir koro insanların dikkat etmeden görebilecekleri bir koro değildi. Can kulağıyla dinlemek gerekiyordu.

Dünyada her şey olması gerektiği gibi gidiyordu. Peki nasıl olması gerektiğine kim karar veriyordu?
Hayat çok zalimdi onun için. Bir hayatı var mı ondanda emin değildi. Hayat denilmezdi hayatına.
Annesini daha çok küçükken kaybetmişti. AIDS'den. Öyle söylemişlerdi kendisine. O da ne yapsın bir tek dayanağı zannetti babasına inanmıştı. İnanmaktan başka ne yapabilirdi ki. İnanmak, o an için en doğru karardı.    Tek bir resmi vardı, Handa'nın. Akın hep annesini özlediğinde; tek bir kareye sığdırılmış resmine bakıyordu.
Babasından hep nefret etmişti. Nefret etmesi için bir nedene de ihtiyacı yoktu. Birçok nedeni vardı, çünkü. Kendince.
Kazım Zorba. Tır şoförüydü. Kirli sakalları ve dağınık pis saçlarıyla her zaman çok kötü görünürdü. Bir de kalkık burnuyla gözünün ucunu zor görebilen biriydi. Çok geniş omuzlara sahipti. Onu görenlerin akıllarında tehlike lambası aniden yanar ve tehlikeden uzak dururlardı.
Kazım sayesinde Akın'nın birçok annesi ve kardeşi olmuştu
Ama genelde evdekiler hariç diğer annelerine ve kardeşlerini çok görmezdi. Başka ülkede olmalarıydı bunun sebebi. Zaten Akın'a sorsanız "görmek ister misin diye " kesinlikle hayır derdi.
Evden kaçmasının baş nedeni zaten anneleri ve babasıydı. Bir daha onları neden görmek istesin ki?
Akın her Kazım'a baktığında mide bulantısına engel olamıyordu. Her defasında babası tarafından aşağılanmak, hakarete uğramak, darp edilmek yetmiyormuş gibi birde annesi yerine koyması gereken kadınlar tarafından eziliyordu.
En nefret ettiği annesini de şu anda evlerinde yaşıyordu.Kazım'ın sefere her gidişinde Akın'a tecavüz ediyordu.
Bu muydu Akın'a biçilen hayat. Bu muydu hayat. Bu hayat olamazdı, Akın için.
Hayat denen şey bu kadar acı olamazdı.
Anne dediği kişi böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi. İnsanlığa sığıyor muydu? Bir kadın kendisine yapılmasını asla istemeyeceği bu durumu nasıl, olur da kendisine anne diyen birine yapardı.
Ya Kazım'ın, her eve geldiğinde yaptığı işkenceler. Onlar ne olacaktı. Bir defasında Akını Kazım; demir çubukla dövdükten sonra, -25 sıcaklıkta sadece iç çamaşırlarıyla bir geceyi balkonda geçirmesini sağlamıştı. Bu da babasıydı işte.
Akın evden kaçtığı o gece bunları düşünüyordu. Sadece ince bir ceket ve ev terlikleriyle karın altında nere gideceğini bilemez bir halde, sokaklarda yürüyordu. Bundan sonra ne yapacaktı. Kazım kendini arar mıydı acaba.
Arasa ne olacaktı ki Akın reşitti sonuçta. Her istediğini yapabilirdi.Gerçi ne yapacağını da bilemiyordu. Tek isteği hayat denen zalimin pençelerinden kurtulabilmekti.

Şimdi nerede kalacaktı ki. Parklardaki banklar aklına geldi ilk. Ama orası da olmazdı ki; hava çok soğuktu ve sabaha kadar üzerine kar yağardı. Ve sonuç hipotermiden tahtalı köyü boylamak olurdu. Böyle bir şeyle asla Kazım'ı sevindiremezdi.

Peki nere de kalacaktı. Bir kaç sokak çocuğu o anda önünden geçmekteydi. Onları takip etmeye başladı. Çocukların elleri ve vücut uzuvlarından bir çok yerleri soğuktan morarmıştı. Üstlerinde doğru dürüst bir kıyafet dahi yoktu. Daha 8 ya da bilemedin 9 yaşlarındaydılar.

Üzerindeki ceket ince olduğu halde, haline şükür etti. Şükür edilebilecek bir hayata sahip miydi? O hayatına değil yaşamına(yaşıyor olduğuna) şükür ediyordu.
Issız sokaklarda gezinirken ayağı rögar kapağına takıldı.
Nerede akşamı geçireceğini bulmuştu. Kanalizasyon. Tek çözüm yolu bu görünüyordu. Zira biraz daha sokaklarda gezinmeye devam ederse donacaktı. En azından orası sıcak olabilirdi, sokaklardan.
Kaçmak için yazı bekleseydi. Kalmak için bir yer aramasına gerek kalmazdı. Böylelikle.

DÜŞÜMDEKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin