|Bölüm 7|

163 12 12
                                    

Telefonu elime aldım. Sibel'in yüzüne baktım. Ağzıyla bana 'açma' dedi. Açtım.

"Alo efendim Toprak?" Asil'in kaşları iyice çatmıştı.

"Selam Su. Ben aramamalıydım biliyorum. Yarın ara demiştin ama dayanamadım."

"Olsun Toprak önemli değil. Dinliyorum." dedim ve 2-3 adım masadan uzaklaştım.

"Ben seni çok seviyorum. Aklımı topladım ve bir karar verdim." dedi ve hızlıca bir nefes verip devam etti. "Ben gidiyorum. Yurtdışına yani daha hangi ülke belli değil ama sana haber vereceğim." Sesi şaşırtıcı derecede mutlu geliyordu.

"Sesin çok mutlu geliyor. Sana bir tavsiye vereyim mi?"

"Tabi ki. Söyle."

"Gittiğin yerde kendine birini bul ve kalan her şeyi unut. Kafanı boşalt. Ondan sonra geri gel. Seni yakın arkadaşım olarak tekrar görmek isterim." dedim dönüp Asil'in gözüne bakarak.

"Biliyorum Su bende öyle yapmayı düşünüyordum. Şimdi telefonu kapatmalıyım. Biraz daha konuşursak gidemem sanırım. Görüşürüz."

"Görüşürüz Toprak."

Telefonu kapattım. İki çift meraklı göz direkt bana bakıyordu. O sırada zil çaldı. Ece gelmiş olmalıydı. Sibel dayanamayıp sordu.

"Ya of öyle dikilecek misin cidden. Konuş. Ne dedi?"

"Hala beni çok seviyormuş." dedim sırıtarak. Asil'den bir küfür koptu. Sonra devam ettim.

"Ama yurtdışına çıkacakmış. Beni unutmaya çalışıyor. İşte gidecek, beni duydunuz zaten. Geri gel dedim." Asil biraz rahatlamıştı ama hala çok sinirliydi.

"Niye açtın ki o telefonu?"

"Ben kafanı biraz topla ve beni ara demiştim. Ayrıca sanane."

"Sen Toprak'a beni ara mı dedin?"

"Asil o gidiyor. Buna mı takılacaksın? Hadi Sibel içeri geçelim. Üşüdüm zaten." Üzerime attığım battaniyemi telefonla konuşurken çıkarmış olmalıyım hatırlamıyordum. Üçümüz de içeri girdik. Ece'yi gördük.

"Ece salondaki masada hazırlan. Sibel senin sekreterini çağırmamıza gerek var mı?"

"Ece bana gereken bilgileri sekreterimle paylaşır. Gerek yok."

"Peki o zaman hadi geçelim." dedim.

"Abi sen de gel." dedi Sibel. Bir şey demedim. Çocuk değildim küsmemiştim uzatmaya gerek yoktu. Hepimiz içeri girdik. Masada annemin oluşturduğu taslak çizimler vardı. Yapılacak bütün dolapların, rafların, masaların; yeri, rengi, şekli ve işlevi hakkında güzelce kafa yorduk. En sonunda kafamızda bir düzen oluşmuştu.

"Ece şimdi neler kaldı bir say bakalım." Asil toplantı boyunca beni izlemek için oturduğu koltukta dikleşti.

"Peki başlıyorum." dedi ve kalan şeyleri saydı daha sonra ekledi.

"Bir de Elif hanım aradı biraz önce işçi alımı konusunda bugün konuştuğu güvenlik şirketi ile anlaşamamış Yarın yenisiyle konuşacakmış. Şu anlık bu kadar." dedi ve gülümsedi.

"Güvenlik şirketi olayı sona bırakılabilir. Ben yarın sabah babamla konuştuktan sonra tapu falan halletmeye giderim. Sibel siz şimdilik bir şeylere başlamayın. Annemden kesin bir çizim alamadık hala." dedim. Asil salona geldiğimizden beri gözümün içine bakıyordu. Sibel konuştu.

"E abim güvenlik işini üstlenir. O iş de tamam."

"Nasıl yani?" dedim. Harbiden ben Asil'in mesleğini bilmiyordum. Salaktım gerçekten.

KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin