|Bölüm 10|

111 6 0
                                    

Asil'in otelde yaşama fikrinden sonra 2 ay geçmişti. Otel ve evin inşaatı hızla devam ediyordu. Annem ev işini duyunca çok mutlu olmuştu. Zaten Asille birlikte olmama da ayrı sevinmişti. Hemen mükemmel bir ev tasarladı. İki inşaat da tıkır tıkır ilerliyordu. Asille de çok vakit geçirebiliyorduk. Otel işleriyle ve Asil'in şirketiyle olan tüm bağımızı günün ortasına atıyor, sabah sporunu, kahvaltıyı ve akşam 5 ten sonra yapılacak herşeyi birlikte yapıyorduk.

Asil'in beni uyandırmasıyla kalkmıştım. Spora gidecektik. Elimden tutup yataktan kaldırırken güzel bir fikir sundu.

"Su, bisiklet mi sürsek bugün?"

"Oluur. Sen bisikletleri hazırla 2 dakikaya aşağıdayım." dedim ve indi. Üstüme sporcu sütyeni ve tayt giydim. Belime de eşofman üstümü bağladım. Hazırdım. Spor ayakkabılarımı giyip çıktım. Nisan ayındaydık. Hava çok güzeldi. 1 saat boyunca bisiklet sürdükten sonra eve geçtik. Hızlıca banyolarımızı yaptık ve kahvaltıya gitmek için evden çıktık. Gökhan, Hakan ve Aslan sohbet ediyorlardı. Bizi görünce Aslan yanımıza geldi. Asil'in kulağına bir şeyler fısıldadı. Asil gülümsedi ve bana baktı.

"Ne oluyor Asil?" dedim. Merak etmiştim.

"Gel Kraliçem sana bir sürprizim var. Garaja gir." dedi. Garaja ilerledim. Gökhan benim için garaj kapısını açtı. 

Mükemmel bir araba duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mükemmel bir araba duruyordu. 69 model mavi BMW. Mükemmeldi. Arkamı dönüp Asil'in kucağına atladım. Öpüşmeye başladık. Bacaklarımı beline dolamıştım. Beni duvarla arasına aldı. Gökhan ve Aslan hemen arkalarını döndüler. Birden Asil'den ayrılıp Gökhanlara seslendim.

"Gökhan siz gidin biz kahvaltıya geçeceğiz sonra şirkette görüşürüz." dedim. Asil fena afallamıştı. Gökhan cevap verdi.

"Su hanım sizi yalnız bırakamam üzgünüm."dedi ardından Aslan konuştu.

"Ben de peşinizden ayrılmam efendim." dediler evet şaşırmamıştım. Hepsiyle geçirdiğim bu süre boyunca baya yakınlaşmıştık ve bu bizim sözümüzü dinlememelerini de azıcık sağlamıştı.

"Böyle diyeceğinizi biliyordum. Sadece şansımı denedim." dedim ve yeni arabamın sürücü koltuğuna geçtim. Gökhan'la Hakan bir arabada Aslan bir arabada ve tanımadığım birkaç adam da başka bir arabada peşimden geliyordu. Bu mükemmel arabayı kullanırken aşırı mutluydum. Birden ileride polis çevirmesi olduğunu fark ettim. Kemerimiz takılı değildi. Tahmin ettiğim gibi polislerin önünden geçerken beni durdurdular. Ehliyet ve ruhsat istediler. Ehliyetim Hakandaydı. Hızlıca 3'ü de arabadan inip yanımıza geldiler. Hakan ehliyetimi verdi. Ruhsatta Aslandaydı. Polis onları kontrol ederken Gökhan polisin kulağına bir şey söyledi. Polisin kaşları kalktı. Hemen elindekileri bana verdi.

"Kusuruma bakmayın Su hanım. Gidebilirsiniz." dedi. Gökhan ona Su Paşalı olduğumu söylemiş olmalıydı. Umursamayıp gaza bastım.

Çok acıkmıştım. Hemen yola çıkıp kahvaltı salonuna geldik. Güzelce kahvaltımızı yaparken Asil 5 metre öteden bizi izleyen Gökhan-Hakan-Aslan üçlüsünü yanımıza çağırdı.

KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin