|Bölüm 16|

64 6 3
                                    

   Yavaş yavaş gözümü açmaya çalıştım ama göz kapaklarım yapışmış gibiydi. Çevremden konuşma sesleri geliyordu. Yine başaramamış mıydım? Sanırım hastanedeydim. Kokudan anlamıştım.

"Ahh be abi bi uyansa mutlu olacağı o kadar haber birikti ki?" dedi Aslan. Ne kadardır uyuyordum ki? 

"Off Aslan, hepimiz aynı şeyi istiyoruz be oğlum. Sibel Hanım gelecekti yine, birini gönderdiniz mi?" dedi.

"Asil abi getirecekmiş." dedi. Ne? Ne dedi? Asil mi? Rüya mıydı? Konuşmaya çalıştım. Ağzımı zorla açtım. 

"Ne?" demek istemiştim ama sadece e harfi çıkmıştı. Gözümü de azıcık açabilmiştim.

"Kraliçem uyandınız Allah'ım çok şükür." dedi Gökhan. 

"Ben doktor çağırıyorum." dedi ve çıktı Aslan. Artık soru sormam lazımdı.

"Su." diyebildim sadece. Hemen bir yudum su içirdi Gökhan.

"Asil mi dediniz Gökhan ne oluyor?" diyebildim kısık sesle.

"Efendim siz uyurken Asil Bey çıkıp geldi. Meğer..." dedi ve sustu.

"Devam et Gökhan." dedim. Kalkmaya çalıştım. Bu doğru olabilir miydi. 

"Kraliçem lütfen yatın doktor geliyor. Asil Bey de yolda. Aslında zaten buradaydı ama Sibel Hanım'ı almaya gitti." dedi. İnşallah rüya görmüyorumdur dedim içimden, uyanırkenki ağrılarımın tamamı kaybolmuştu bir anda. Allah'ım ne olur gerçek olsun diye dua etmekten başka bir şey yapmadım. Sonra odaya doktorlar ve babam girdi. Babam koşarak bana sarıldı ve her yerim ağrıdığı için acıdı. Acıyla inlememle özür dileyip yavaşça beni bıraktı.

"Su Hanım günaydın." dedi doktor sırıtarak. Gözüme ışık tutup kontrollerimi yapmaya başladı. 

"Günaydın doktor." dedim. Babama döndüm. 

"Asil?" dedim sırıttı. 

"Sen ona gitmeyi istiyordun. O sana geldi. Gelir birazdan." dedi.

"Nasıl oldu? Ben daha yeni uçurumdan atladım arabayla nasıl olur da ölmem?" diye sordum.

"Öncelikle şanslıymışsınız. Neredeyse tüm kemiklerinizde kırık vardı. Kaburgalarda zorlandık ama çok başarılı bir ameliyatla yepyenisiniz. İkinci olarak da siz kazayı yapalı 4 ay oldu. Şu an Aralık ayındayız." dedi. Ne!!

"Asille ilgili olan bölüme gelelim lütfen artık. Neler oluyor? Hemen anlatın yoksa fenalaşacağım."dedim ve yatakta iyice dikleştim. Birazcık canım acımıştı. Babama döndüm.

"Kızım, Asil tehdit edilmiş. Seni ve Sibel'i öldürmekle tehdit etmişler. Ölüm sahnesi uydurulup yurt dışına gitmiş. Orada işkence yapılıyormuş. 2 ay önce bana ulaştı gizliden. Gidip aldık oradan." dedi.

"Baba, eğer bunlar rüyaysa ve gerçekten ölmediysem bu sefer hiç şansa bırakmayacağım bir silahla halledeceğim işimi haberin olsun." dedim. Güldü ve yatağın yanına oturdu. 

"Gerçek." dedi ve saçımı okşadı. O sırada kapı açıldı ve bağrışarak Asil ve Sibel girdi içeri. Kavga ediyorlardı. 

"Seni Su uyanınca fena dövecek benim şimdi dövmeme gerek yok." diyerek girdi içeri Sibel. Babam yavaşça yanımdan kalktı. Bu sayede ikisiyle de göz göze gelebildim. Sibel çığlık atıp üstüme zıplayacakmış gibi koştu ama sarılması hafifti. O sarılırken Asille göz gözeydik. Gözleri dolmuştu benimkiler gibi. Sibel hala sarılıyordu. 

"Sibelcim iyiydim sen sarılana kadar." dedim gülerek. Yavaş yavaş ayrıldı benden. Asil'in gözünden artık yaş akıyordu. Odadaki herkes yavaş yavaş odadan çıktı. Asille tek kalmıştık.

KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin