Bora Ve Selim mii?

1.4K 64 2
                                    

MEDYADAKİ BORAAA :) VE TABİ Kİİ ONUN İÇİN HAZIRLANMIŞ BİR VİDEO :)

"Levent Abi radyoyu açar mısın?" şarkı dinlemeyi seviyorum.Yolculuk yaparken daha bir başka oluyor.Düşünmek için zaman oluyor ve şarkılar bana yardım ediyor.

"Peki küçük hanım." çalışanların bana küçük hanım demelerini seviyordum.

Radyoyu açtığında sevdiğim bir  şarkıyla karşılaştım. (Avril lavigne- Here's to never) 

Özel okulmuş bir de! Egosu boyunu geçmiş insanlarla dolu bir okul! Tanık biri olmadığını öğrenmiştim.Biyolojik babamdan..

"Geldik küçük hanım." kapımı açarken söylemişti.Arabanın durduğunun farkında bile değildim.

"Farkettim. Dönüşe gelmeyin.Tek gelebilirim."

"Ama.."

"Gidebilirsiniz." Nalan Hanım'ın kesin emri vardı. " Gidiş gelişler Levent Bey yardımıyla olucak itiraz istemiyorum.Okul dışında oldukça fazla serseri vardırr!" söylediği sözleri düşünürken okul kapısına gelmiştim. Etrafıma bakmak istemiyordum.Sanırım onlar için çömezdim! Ahh kimin umrunda.

"Yavaşşş!" bu ne böyle.Basketbol topukafama inmişti! 

Arkamı döndüğümde kıvırcık-dalgalı hafif uzun saçlı, üstündeki formalarla tatlı görünen bir çocuk yaklaştı.

"Çok özür dilerim.Benim hatam." Ama bu çocuk cok tatlı..

"Dikkatli olsanız iyi olur. Eğer olmazsanız sonuçlarına ben katlanmayacağım." Sert mi oldu acabaa? Olmadı tabiki de kafama o topu indirirken düşünseydi.

"Yenisin sanırım.İlk kez görüyorum seni." 

"Seni ilgilendirmez bence dikkatli ol!" diyerek yanından uzaklaştım.Biraz daha yanında dursam kalbim durabilirdi.

Bu kabus dimi? Biliyodum o adamın sözüne inanılır mı!!! Ekin de bu okulda okuyor olamazdı dimi? Tam bir kabus

"Gelmişsin. Nasıl sevdin mi okulu?" buçocuk çok saftı. Okulu gezmemiştim daha.

"Senin beyin lens mi? Eğer arada bir çıkarıyorsan buzların için de sakla iyice sulanmış."

"Şey.. Anlamadım."

"Tahmin etmiştim. Farkındaysan daha okula yeni geldim. Daha sınıfımı bile bilmiyorum. Benden sevmemi nasıl bekliyorsun acaba?" Kırılmış olmasını umuyordum ama dediğim hiç bir şeyi anlamıyordu arkadaşları olmadan bir hiç!

"Ekin tanıştırmıcak mısın bizi?" Yine o çocuk evet basket topu!

"Gerek yok Bora. Zamanla tanışırsınız." Bana dönerek "Gidelim mi?" diye sordu.

Kafamla onayladıktan sonra merdivenleri çıkmaya başladık. 

"Bu eğlenceli olacak Ekin!" Bora kouşmuştu tekrar.Neymiş eğlenceli olan? Her neyse şuan katliam yerine çevirmem gereken bir okul var.

"Sınıfım nerde?"

"Ben götürüyorum işte." Farkındayım canım ama ben tek gitmek istiyorumm... Şuan yüzüne çizikler yapmamak için kendimle savaşıyordum.

"Sınıfım?" 

"11-C" beni durdurdu ve devam etti.  "Bak ben dengesiz konuştum dün. Çok özür dilerim.Neler yaşadığını bilmeden üsteledim." Bazen iyilik prensi olabiliyormuş.

"Gidiyorum." dedim ve elimle kenara ittim.

Katlarda sınıfların ismi yazıyordu.İkinci katta solda 11-C sınıfı yani benim sınıfım vardı!

Sınıfa girdiğimde çok az kişi olduğunu farkettim. Hoca yanıma yaklaşıp sol kolunu omuzuma koyarak beni sınıfın ortasına getirdi.

"İşte bu da yeni öğrencimiz. Kendini tanıtabilirsin." dedi ve masasına döndü.

"Adım Eliz." devam edicektim ki sınıfın kapısı açıldı.

"Geç kaldık hocam özür."

"Bu kaçıncı özür Bora? Her defasında aynı vukaat. Geçin yerinize." Bora mı? Arkamı döndüğümde oydu. Yani basket topu.

"Evet Eliz, devam edebilirsin." Hocanın uyarısıyla kendime döndüm.

"Anlatıcak başka bir şey yok efendim."

"Ama yalnızca ismini söyledin." Bunun farkındayım bunak kadın.

"Bu kadar yeterli sanırım. Nerde oturacağım?" fallamıştı böyle bir tepki beklediği pek söylenemezdi.

"Bora'nın önü boş oraya oturabilirsin şimdilik.

Ona bakmamaa çalışıyordum. Yerime oturdum.

"Naber?" kuluğımdaki fısıltı tüylerimi ürpertmişti.Önünde oturuyorum diye benimle konuşabileceğini mi sanıyrdu?Aptal.

"Ölü."

"Nasıl anlamadım?" Cevap vermemiştim. O da üstelememişti zaten. 40 dakika boyunca önümdeki defteri karalamıştım.

Tenefüste ise sadece şarkı dinlemiştim.

Bugün böyle geçmişti.Ekin pişmanlığıyla boğuşuyor olsa gerek hiç yanıma gelmemişti.

İşte son ders!!!!

Matematik mi? Kusabilir miyiz?

"En sevdiğim ders!" Bora resmen kulağıma tecavüz etmişti.

"Bundan banane?" arkamı dönüp devam ettim. "Eğer bir daha kulağıma bağırırsan senin için hiç iyi olmayacak."

"Fısıldasam?"yüzsüz mü bu çocuk. Tamam tatlı falan ama yüzsüz.

"Kulağımla irtibata geçme mümkünse."

"Sen bilirsin güzelim." Üsteer diye düşünmüştüm ama unutmuşum bu okulun yarısı ego yığını.

Bora derste her soruya cevap vermişti. Bu kadar gözterişli olmak zorunda mıydı?

Tahtaya bir şeyler yazarken ki yüz ifadeleri, mimikleri o kadar hoştu ki..

Zil çaldı sonunda.Telefonumu çıkarıp mesajlara bakıyordum.Ekin'den mesaj vardı.Bende geç kaldı diyordum.

Sınıfta tek kalmıştım. Bu ders Bora hiç konuşmamıştı.Tuhaf.

Mesaja bakmak için telefonu tekrar elime aldım.

"Selim okulun önünde Eliz!" Banane?

"Ne yapabilirim?"

"Eve bırakıyım mi seni?" 

"Gerek yok."

"Peki."

Kulaklığımı takıp merdivenlerden inmeye başladım.Okul çıkış kapısına geldiğimde Selim, Bora ve diğer arkadaşları vardı.

Nasıl yanii Selim ve Bora arkadaş  mı?!

PSİKOPAT KIZIN BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin