Güzel Haber..

1.4K 84 2
                                    

Yoyumlarınızı bekliyoruk.

"HEYY!"

Kafamı kaldırdığımda bana çarpan kişiyi ve onun arkasındaki erkek grubunu gördüm.Bir de kahkaha atmaları sinir bozucuyduu! Yazık olucaktı.
Çarptığında telefonum elimden fırlamıştı.Yere eğilmiş telefonumu arıyordum ki bana çarpan dengesiz ayakkabılarını uzatıp sil demişti.
Hadi ama!Yazık olucak sana çek şu ayağını şurdan!
"Ayakkabılarımı sil yoksa telefonunu vermem." Hasss..telefonumun onda ne işi vardı??
"Şuan seninle uğraşıcak vaktim yok. Telefonumu ver ve defol."
"Ovv! Küçük Hanım'a bakın çocuklar, bu ne cesaret güzellik." demisti ve saçlarıma dokunmuştu.Ben olduğum yerde duruyordum bakışlarımla onu öldürüyordum resmen.
Telefonum çalıyordu. Kim olduğuna bakmadan telefonu acmıştı.
"Alo!" Oha telefonu yeseydin ayı ne bagırıyorsun.
Muhtemelen Selim'di.
"Ben Ekin. Eliz mi, o kim? He şu bizim güzellikten mi bahsediyorsun? Tam karsımda. Köşk kafesinin önündeyiz." dedi ve kapattı. Ben pozisyonumu hiç bozmadan bir grup serseriyi izliyordum.

Çok geçmeden Selim aşağıya inmişti.Hemen yanıma gelip elimi tuttu.Anında elimi ondan kurtarmıstım. Bu Selim'i rezil edişimin son noktasıydı sanırım.
Selim çocuga bir iki adım yaklaşmıştı. Çocuk Selim'e göre uzun, hafif sarışın ve kaslıydı. Selim ise benden bir iki santim uzun ve kumraldı. Kas konusuna gelirsek, ahh açmayalım o konuyuu.

"Telefonu verir misin?" Selim'in erkekliği bu kadardı işte.Çocuk arkadaşlarına dönüp "Çocuklar, şuna bakın ne tatlı amaa." diyip kahkaha atmıstı.
Ben olan biteni izliyordum. Selim bana dönüp halledeceğim gibisinden hareketler yapmıştı. Banane?
Tam cocuga dönüyordu ki çocugun yumruğuyla yere yığılmıştı. Kafenin çalışanları dışarı fırlamıştı hemen.
"Eliz Hanım bir şeyiniz yok degil mi?" Çalışanlardan biri hemen yanıma gelmişti.İyi de yumruk yiyen ben değildimm!
Ah evet bir de bu kafenin sahibi annemdi. Malesef öyleydi.
"Benim bir şeyim yok. Bu olaydan annemin haberi olmasın. Selim'i de hastaneye götürün." demiştim ve taksi durağına yürümeye başlamıştım.
Yoldan gecen bos bir taksiyi durdurup binmiştim.Telefonum o çocukta kalmıştı.Umrumda bile değildi.Selim de boşuna yumruk yemişti. Zavallımm.
Bu olaydan sonra Selim'in benden ayrılacagına emindim.Yani artık bir gururu olduğunun farkına varması lazımdı.
Taksiden inip eve girdim. Nalan Hanım ortalarda gözükmüyordu. Şuan sinirliydim ve siyah şortumun hesabını sormam gerekiyorduu.
Leyla Teyze yukarı kattan iniyordu. Nedense birden annemi sorma gereği duymuştum.
"Leyla Teyze annem nerde?"
"Babanızla yukarıda, odalarında Küçük Hanım." Bugün her şey üst üste gelmek zorunda mıydı? Hemen odama doğru hızlandım. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordum. Sırf o adamın yüzünü görmemek içiiin.

"Benden mi kaçıyorsun Eliz?" bunun olması gerekiyor muydu??? Arkamı dönmeden cevap vermiştim.
"Kimseden kaçtığım yok."
"Yüzüme bile bakmıyorsun." demişti. Kafasını parçalamak istiyordum.
"Hangi yüzüne bakmam gerektigini bilmedigim icin." dedim ve odaya girdim.
Günlerdir eve gelmeyen, orda burda sürten adam, ne oldu da gelmişti? He evet biricik karısı özlemiştir onu. O çağarmıştır.Bendeki de soru işte.
Bir iki saat uyumustum. Saat 22.35'ti. Mutfaga inmek için odadan çıktım, merdivenleri uykulu uykulu inmek ölümden beterdi.
Mutfakta yicek bir şey bulamadım bunun üzerine de soguk su iyi giderdi.Suyu içtim ve tekrar odamın yolunu tutmuştum.
"Günaydın kızım." Bu kadın cidden saftı. Saat 22.40'tı bana günaydın diyordu...
"İyi geceler."
"Eliz. Haftaya okula başlıyorsun."..

PSİKOPAT KIZIN BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin