1. Bölüm

694 42 162
                                    

Sabah uyandığımda her zamanki gibi aşağıdan televizyon sesi geliyordu. Bu sesi sabah sabah duymayı sevmesemde gülümsedim ve uyuşuk bedenimle yataktan kalktım.

Kalktığımda derince esnedim ve banyoya yöneldim. Soğuk bir duş alıp kendime gelmeliydim. Hızlı bir şekilde pijamalarımdan kurtulup kendimi soğuk suyun altına attım. Suyu seviyordum, beni rahatlatıp kendime getiriyordu.

10 dakika gibi bir süreden sonra duştan çıkıp havluyu belime sardım ve aynanın karşısına geçip dişlerimi fırçalamaya başladım. Banyodaki işim bitince dolabın karşısına geçtim, iyi görünmem gerekiyordu çünkü bugün bir iş görüşmem vardı ve bu işi kapmalıydım. Üstüme bir takım giydim ve tekrar aynanın karşısına geçerek saçlarımı düzelttim. Şöyle bir bakıyorumda aslında hiçte fena görünmüyordum. Telefonumu da alıp merdivenlere yöneldim, aşağı indiğimde Sehun her zaman ki gibi elindeki kahveyle televizyon seyrediyordu.

Geldiğimi duymamış olmalıydı çünkü oturmaya devam ediyordu. Yalandan bir öksürük bırakınca anında bana döndü ve gözlerini büyülterek ayağa kalktı şöyle bir süzdükten sonra üstüme atladı. Tabiki üstüm bozulmasın diye koala gibi bana yapışan kardeşimi ittirdim.

"Mükemmel görünüyorsun!"

"Biliyorum" dediğimde bana saçma bir bakış attı, ne yani kendimi azıcık övemez miydim?

"Haha egonu kenara çek hyung seni göremiyorum"

Hafif bir kahkaha attım. Bu dünyada Sehun gibi bir kardeşiniz varsa hayat zaman zaman daha zordu fakat o hayat doluydu onun en çok bu özelliğini seviyordum çoğu zaman gülümserdi ve onun gülümsemesi sizi de gülümsetirdi.

Mutfağa doğru ilerlerken Sehun'da yanımda geliyordu.

"Hyung heyecanlı mısın?" Diye sordu. "Eğer işe alınırsan ki bence alınacaksın bu akşam birşeyler yapsak ve bunu kutlasak olur mu? Lütfen~" diye devam etti.

Suratına bakıp hafifçe gülümsedim cevabını almış gibi sırıtmaya başladı. Kendime bir kahve yaptım ve onu yudumlarken kapıya yöneldim. Aslında o kadar heyecanlı değildim ama kesinlikle oraya gittiğimde heyecandan ölüyor olacaktım çünkü hep böyle olurdu.

Ben ayakkabımı giyerken Sehun artık biriyle beraber olmam gerektiğiyle ilgili bişeyler zırvalıyordu.

"Hı hı tabii olur" diyerek onu geçiştirdim. Yavaş yavaş heyecan basıyordu ve Sehun sürekli konuşarak pek yardımcı olmuyordu.

Sehun hala bişeyler zırvalarken konuşmalarından kaçmak ister gibi evden çıktım.

Hala zamanım vardı, birazcık Seul'de dolaşarak gitmek istedim. Zaten hava güneşliydi ve yürümek için de soğuk değildi. Etrafın kokusunu içime çekerek biraz yürüdüm.

Artık bir taksiye binmem gerekiyordu yoksa geç kalacaktım.

Hızlıca bir taksi çevirdim ve bindim, taksiciye nereye gideceğimi söyledikten sonra camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Hafif trafikten dolayı 20 dakika sonra Zhang Şirketleri'nin önüne gelmiştik. Gerçekten görkemli bir binaydı.

Taksiciye teşekkür edip parasını uzattıktan sonra arabadan indim.

İşte şimdi kalbim deli gibi atıyordu.

Zhang Şirketleri Asya'nın en iyi şirketiydi ve burda çalışabilmek büyük bir ayrıcalıktı. Nedendir bilmem ama bunların hiçbiri benim umrumda değildi beni buraya çeken birşey vardı ve ben buna karşı koyamıyordum.

Zhang Şirketleri'nin sahibi olan Zhang Yixing, insanların değimine göre buz prensti. Neden böyle dediklerini bilmiyordum ama içimden bir his yakında nedenini öğreneceğimi söylüyordu. Onu daha önce canlı olarak hiç görmemiştim ve merak etmiyorum desem yalan olurdu.

Yavaş adımlarla kapıdan geçtim ve kocaman lobide danışmaya doğru ilerledim. Danışmaya ulaştığımda bir bayan "Hoşgeldiniz" dedi. Kadına adımı söyledikten sonra beklemeye başladım. Etrafı incelemeye karar verip arkamı döndüm, lobiyi gözlerimle tarıyordum ve cidden çok lüks bir yerdi. Çoğu yerde siyah tonu hakimdi ama sanki siyahı dengelemek istermiş gibi bazı yerlerde beyaz da yer alıyordu.

Birkaç dakika sonra kadın onu takip etmemi söyleyerek asansörlere doğru ilerlemeye başladı.

Asansöre bindiğimizde kadın gideceğimiz kata bastı o sırada onu daha iyi inceleme fırsatım olmuştu. Boya badana yapılmış gibi bir makyaj, seksi görünmek için kısa kırmızı bir elbise giymişti ve tabiki olmazsa olmaz aşırı topuklu ayakkabılar. Tabiki bunların hiçbiri benim ilgimi çekmiyordu. Benim için "zavallı" nın tanımıydı çünkü doğal görünecek kadar kendine güveni yoktu. Bir ton makyajın ardına saklanıyordu ve erkekleri etkilemeye çalışıyordu. Ancak benim kadınlara ilgim yoktu, ben Gaydim ilgimi hiçbir şekilde çekemezdi.

Kadın bana bakarak hafif bir gülücük attı, onu görmezden geldim ve önüme döndüm buna bozulmuş olacak ki o da suratını asarak önüne dönmüştü.

Asansör geldiğimizi belirten bir ses çıkarınca bulunduğumuz kat numarasına gözüm takıldı. Tanrım! 36. Kattaydık! Ben gözlerimi büyütmüş oraya bakarken kapılar açıldı, kadın yürümeye başlayınca bende arkasından ilerledim. Uzun bir koridordu ve gene her yer lükstü. Bir kapının önünde durduğumuzda kadın,

"burası, görüşme için sizi bekliyor" diyerek gitti.

Derince bir nefes aldım, boğazımı temizledim duruşumu dikleştirdim, hazırdım. Kapıyı sakince çaldım. İçerden bir "Gir" sesi geldiğinde kapıyı aralayıp içeri girdim. Girdiğim gibi olduğum yere çakılmam bir olmuştu.

Çünkü bu adam,

Tanrım bu adam gerçek miydi?

-----------------------------———----------------------------------------------------------------------------------

Herkese merhaba!!
Hehe~ bu benim ilk hikayem bu yüzden çok fazla yanlış olabilir bunun için herkesten özür dilerim~
Uzun süredir bir hikaye yazmak istiyordum ama üşeniyordum kkdgnrshklf geçen gün başlamaya karar verdim ve şimdi burdayım! Çok fazla Layho/Sulay yoktu bende layho yazayım dedim. Yorumlarınızı benden esirgemeyin umarım batırmam dfjlırfej neyse çok uzattım inş beğenirsiniz✌️ şuraya da bir gif bırakıp öyle gidiyorum klgfkjltdhl

 Yorumlarınızı benden esirgemeyin❤ umarım batırmam dfjlırfej neyse çok uzattım inş beğenirsiniz✌️ şuraya da bir gif bırakıp öyle gidiyorum klgfkjltdhl

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AŞIĞIM BUNLARA😍

Smile on my face | layhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin