Gözümü açtığımda duyduğum şey ağlama sesleriydi. Aynı kardeşiminki gibi. Ayağa kalktım. Sesin geldiği yön belli değildi. Sanki her yerden geliyordu ve yavaş yavaş yükseliyordu. Bir süre sonra ağlama sesleri beynimin içinde çınlıyordu. Çok daha yüksek sanki yavaş yavaş beynimi yiyecekmiş gibi. Dizlerimin üstüne çöktüm. Ellerimle kulaklarımı kapadım. İstemsizce gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Kulağımı kapatmam hiçbir işe yaramıyordu.
Birden yatakta doğruldum terler içindeydim. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Her şey bir rüyaydı. Geçmişti. Pişmandım evet ama her şey çok geçti...
🍍
Yataktan kalktım. Üstümü giyindim. Çantamı aldım ve aşağı indim. Annem ve babam ortalıkta yoktu. Ayakkabılarımı giydim ve okula doğru yürümeye başladım. Yürürken omzumda bir el hissettim. Kafamı çevirdiğimde Finn olduğunu anladım.
"Günaydın"
"Günaydın"
Yürürken havadan sudan bahsettik. Ve o korktugum soru geldi.
" İyi mısın?"
Durdum. İyi miydim? İcimde asla kapanmayacak bir yara vardi Nasil iyi olabilirdim ki pişmandım. Sadece pişmandım..
" sadie yanlis bir şey mi dedim özür dilerim seni incitmek istemedim"
"Hayır ben... ben iyi olmaya çalışıyorum ama asla olamayacağım."
Gözlerim dolmuştu kendimi tutamamıştım.
"Üzülme kardeşin bulunacak. Söz veriyorum."
Sadece dolu gözlerimi onunkine diktim. Ve yürümeye devam ettim.
"Sadie dur"
"Ne var"
"Üzgünüm. Ben böyle olsun istememiştim."
"Önemli değil Finn. Cidden."
Göz yaşlarımı sildim. Ve yürümeye devam ettik. Yol boyunca hiç konuşmadık. Sonunda okul bahçesine vardık. Nedense herkes çok mutluydu. Sanki hiç sorunları yok. Birden Finn elimden tuttu ve Branden ve jasse'nin yanına gittik.
"Selam"
"Sanada"
Jasse gözleriyle bana bir şeyler gösteriyordu. Bende onun dediklerini anlamaya çalışıyordum ve sonra bir şey fark ettim. Finn'le ele ele tutuşuyorduk. Hemen elimi çektim. Finn'le göz göze geldik ve hemen başka yöne baktım. Jasse bana bakıp göz devirdi ve güldü.
Biz sohbete dalmışken birden zil çaldı. Jasse'yle okula girdik."İlk desin ne?"
"Matematik"
"Senin adına üzüldüm."
Güldüm ve dolabıma doğru yürüdüm. Bazı kitapları aldım. Sınıfa yola koyuldum.
🍍
Öğle arası jasse'yle yemekhanede buluşacaktık. Hiç zaman kaybetmeden gittim. Yemeğimi aldım ve jasse'yi aramaya koyuldum. Etrafa bakınırken birinin bana el salladığını gördüm. Saşırılmayacak şekilde yanında Finn ve Branden vardı. Resmen çocuklara yapıştı bu kız. Masaya doğru ilerledim. Finn'in yanı boştu oraya oturdum. Finn bana baktı. Artık şu çocukla göz göze gelmek istemiyoru. Cidden YETER!! diye haykırasim var ama sevimli bir şekilde güldüm.
"İyi mısın diye sormalı miyim?"
"Deneme bile"
Sonra tekrar güldük. Sonra konu konuyu açtı. Zaman ne cabuk geçtiyse zil caldı.
"Derse geç kalmamam gerek. " dedim ve kalktım. Arkamı döndüm bir kaç adim attım ve durdum. Finn'e doğru döndüm.
"Finn?"
"Efendim"
"Seninle konuşmak güzeldi."
Güldü.
🍍
Okul çıkışı direkt Eve yürüdüm. Eve yaklasinca polis arabasini gördüm. Kalbim çarpmaya başladı. Ayaklarım ağırlastı. Yürüyemedim. Ya öğrendilerse eger öğrenirlerse hayatım kararırdı...
Helloooo uzuuun bir aradan sonra yeni bölüm yayımladım.kisa oldu ama idare edin.telafi edecegim. Bundan sonra daha düzenli atmaya çalışacağım.söz.
Vote ve yorum yaparsak çok çok mutlu olurum.🧡
İyi okumalar.❣
