Artık içimde tutmaya dayanamıyordum. Birine anlatmalıydım ama kişimde beni anlayamazdı. Evet, pişmandım. Ama olan oldu bir kere geri dönüş yapamazsin. Eve gitmeyecektim. Evimize en yakın parka gittim. Bir banka oturdum. Artık ağlamak istemiyordum. Mutlu olmak benim hakkımdı. Eskiden sevmedigim hayatımı düşündüm. Keşke eskiye dönebilsem. O kadar çok isterim ki. Elime telefonu aldım ve jasse'yi aradım.
"Jasse, nerdesin?"
"Branden'larlayız. Gelsene "
"Nerdesiniz"
"Branden'ın evinde"
"Tamam"
Yola koyuldum. Ağlamamak için kendime engel olamıyordum. eve doğru yaklaşınca göz yaşlarımı sildim ve zili çaldım. Kapı açılır açılmaz karşımda Finn'i gördüm.
"Selam"
Güldüm. Daha doğrusu zorladım.
"Hey, sadie"
Ona doğru döndüm hiçbir şey soylemedim. Sadece baktım.
"Sen iyi mısın? Ağladin mi?"
"İyiyim"
Herkes havuz başına geçmiş bira içiyor , gülüyordu. Hemen jasse'nin yanına oturdum. Benim Branden ve tayfasiyla ne isim vardı yahu herkesle tanıştım. Jasse elime bira sokuşturdu. Herkes kahkaha atiyordu. Ben ise yapilan hiçbir espiriye gülmüyor elime tutuşturulan birayi içiyordum. Birden Finn'le göz göze geldik. Gözlerimi onunkinden kaçırdım. Ama onun hala bana baktığini hissediyordum. Derken saatler geçti. Gokyüzü masumluğunu kaybetti. Biz hala oturuyor sohbet ediyorduk. Daha doğrusu ediyorları. Ve Finn hala bana bakıyordu. Tüm cesaretimi topladım ve bende Finn'e bakmaya basladım. Öylece baktık. Birden telefonum çaldı. Arayan annemdi. İçerisi sessiz olduğu için içeriye gitmeye karar verdim.
"Nerdesin"
"Jasse'lerdeyim. Bugün onda kalacağım."
"Bugun polisler geldi."
Gözlerim doldu. Her şeyi öğrenmişlerdi.
"Ne.... ne olmuş."
"Evimizden iki sokak ötede evimizin çarşaf ve odandaki halısı bulundu. Hem de kan içinde. Bana bunu açıklar mısın?"
"Ben... Ben bilmiyorum.
"Peki odandaki halı yerine kullanılmayan halıyı kim koydu."
Ne diyeceğimi bilemedim. Ağlamaya başladım.
"Bi- bilmiyorum"
"Sadie bize gerçekleri söylediğine emin mısın?"
"Öldürülmüş mü."
"Iz yok."
"Daha sonra konuşalım anne"
"Sa-"
Yüzüne kapattım. Ve ağlamaya başladım
"Bana anlatmak ister mısın?"
Arkamı döndüm. Bu Finn'di.
"Şuan olmaz"
"Bize gidelim ailem 1 hafata evde yok."
Kafa salladım. Burdan uzaklaşmam gerekiyordu. Finn çocukların yanına gitti ve onlara bir şeyler söyledi ve evden çıktık.
🍍
Eve doğru yürürken hiç konuşmadık. Biraz daha yürüdükten sonra eve vardık. Finn kapıyı açtı. Içeriye girdiğimde etrafa bakındım.
"Oturabilirsin"
Bi koltuğa geçtim. Finn'de yanıma oturdu. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Anlattıklarından sonra benden nefret edecekti.
"Şimdi anlatmak ister mısın?"
"Ben... Bir şey yaptım. Anlattıklarından sonra benden nefret edebilirsin"
Kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Ona her şeyi anlattım anlatırken baya rahatladım. Yüzüne bakmadım o yüz ifadesini görmek istemiyordum.
"Ben seni hala seviyorum. Bunca şeyden sonra"
Saçlarımı kulağımın arkasına koydu. Yüzümü ona doğru çevirdi. Göz yaşlarımı sildi. sonra sarıldık. Uzun bir süre.
"Uyumak ister misin"
"Böyle iyiyim"
Sonra ikimizde koltukta sarılarak uyuya kaldık.
🍍
Kalktığımda hala akşamki gibiydik. Finn'den ayrıldım. O da uyandı. Hiçbir şey söylemedik. O ayağa kalktı. Mutfağa doğru gitti. Bende lavaboya gittim. Mutfağa gittiğimde Finn bir şeyler hazırlamıştı. Masaya oturduk.
"Anneme ne demeliyim? Çarşaf ve halı konusunda"
"Hiçbir şeye inanmayacağı kesin."
"Evet"
"Sadie, bu er ya da geç ortaya çıkacak biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum ben sadece zaman kazanmaya çalışıyorum."
Kafa salladı. Karnımızı doyurduk.
"Okula gidecek miyiz?"
"Bilmem gidelim mi?"
"Hayır"
"Ne yapmak istersiniz"
"Burdan uzaklaşmak"
"Annemin arabası garajda"
Güldük.
"Gidelim o zaman"
Hellooo yeni bölüm attım sonunda.
Görüşlerinizi yazmayı unutmayın💥Bir rica: yorumlara birilerini etiketlerseniz sevinirim.💥
Vote ve yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz .🧡
Bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee
Hepiniz öpüldünüz💙💙