9- Minik Menekşe

1.6K 197 123
                                    

Wardruna - Solringen

   Geldikleri yer pek de Chanyeol'ün beklediği gibi bir yer değildi.

   O daha çok... Çöplerle dolu, herkesin hasta olduğu, hasta köpeklerin etrafta kol gezdiği, güvenli bir şekilde dolaşmanın imkansız olduğu bir yer bekliyordu. Önceden gördüğü krallıkların çoğunda böyleydi en azından. Ancak bir yandan da biliyordu ki Demeter'in yaşadığı topraklarda böyle bir şey imkansızdı, neresi olursa olsun bereketli ve aydınlık topraklara döndürürdü orayı. 

   Chanyeol buna her şeyden daha da çok emin olmuştu gördüğü manzarayla.

   Parça parça taşlarla döşenmiş, aralarından çimenlerin saçıldığı yolda atlarıyla yavaş yavaş ilerlerlerken insanlar irileşmiş gözlerle onlara bakıyor, birbirleri arasında fısıldaşıyor ve daha da uzaklaşıp evlerine giriyor, perdelerini çekip camlarını kapatıyorlardı. Bu yaptıkları Chanyeol'ün suratında büyük bir sırıtışa neden olmuştu, hepsinin gözünde gördüğü o korku gururunu okşuyor ve onları daha da korkutma isteğini arttırıyordu.

   Evine doğru yönelen birine baktı yan gözle, ardından atın yularını sertçe çekerek durmasını sağladı ve sert bir sesle seslendi. "Hey sen!" 

   Seslendiği kişi sanki bir duvara toslamış gibi olduğu yerde durup sendeledi ve arkasını dönerek irileşmiş gözlerle ona baktı. Chanyeol gördüğü surata karşılık kaşlarını hafifçe kaldırdı, bir akrabalıkları olmadığına emindi ama karşısındaki oğlanın bebeksi suratı ona Baekhyun'u hatırlatmıştı.

   "Adın ne senin?"

   "H-Han..." oğlan boğazını temizledi ve ellerini önünde birleştirip titrek bir nefes aldı. "Lu Han..." 

   "Pekala, Lu Han. Şimdi bana Baekhyun'un evinin nerede olduğunu söyle." 

   Baekhyun'un adını duymasıyla beraber Luhan'ın gözleri ardına kadar açıldığında Chanyeol anlamıştı ki, ikisinin arasında bir arkadaşlık-belki de daha fazlası vardı. Kaşlarının hafifçe çatılmasına engel olamamıştı kendi düşüncesi yüzünden.

   "Onun evi... Neden onun evini s-"

   "Söyle." 

   Daha da sertleşen sesiyle beraber çocuğun parlak gözleri korkuyla tamamen bütünleşmişti.

   "Şu tarafta..." 

   Titreyen elleriyle ilerideki ufak bir tepeyi işaret etti, yemyeşil çimenler eve doğru azalıyor ve yerini kara topraklara bırakıyordu. Baekhyun ortalıkta olmadığı için Demeter'in yas tutmasından dolayı olduğunu düşündü Chanyeol, haklıydı da. 

   Atlarını o tarafa yönlendirdiler; en önde Chanyeol, hemen arkasında Akane, onun arkasında ise dört tane asker vardı. Buralara gelirken fazla sayıda gelmeyi saçma bulmuşlardı çünkü böylesine kıyı kenarda kalan bir köyde ne gibi bir tehlike olabilirdi ki onlar için? Onlar yeraltının ölüm kokan koridorlarında, kana bulanmış çıplak elleriyle yollarını kazımışlardı zamanında.

   Eve yaklaştıkça solmuş çiçekler, çürümeye başlamış sebzeler gözüne daha da çok çarpmıştı ve gittikçe köye doğru yayılıyorlardı. 

   Bencil, diye düşündü Chanyeol, sırf çocuğu ondan uzakta diye onca insanın hayatıyla oynayabilecek kadar bencil.

   Ah, Chanyeol Park, kendisinden başka kimsenin bencil olmasına tahammül edemezdi. 

ánthos | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin