Eivør - Lívstræðrir
❦
Görmüştü.
Hiçbir ifade taşımayan gözlerini tek tek insanların üzerinde gezdiren adamı.
Siyah süet paltosunun yakalarını kaldırmıştı, simsiyah kabarık saçları alnına dökülüyor ve oldukça açık bir maviye sahip olan gözlerinin üzerini hafifçe örtüyordu; bembeyaz suratı ise siyahların arasında adeta parıldıyordu. Kemikleri oldukça çıkıktı, yandan bakıldığında burnu özenle şekillendirilmiş gibi duruyordu. Vücudu fazlasıyla iriydi, dizlerinin üzerine kadar inen paltosu omuzlarına tam olarak oturmuştu; paltosunun omuzlarında altın rengi işlemeler vardı.
Baekhyun onun bu kadar hoş görünen biri olmasını beklememişti, Yeraltı Krallığı'ndan bahsedildiğinde herkes ister istemez benzer bir görünüm hayal ederdi. Suratına bile bakılamayacak kadar çirkin ve korkutucu görünen, goblinlerden ya da orklardan pek de farkı olmayan varlıklar. Şaşırmıştı bu gördüğü adam karşısında.
3 yıl önce... 3 yıl önce seçildiyse şu an 21 yaşında olmalıydı. Fakat konu Yeraltı Krallığı'na geldiğinde herkesin ağzından farklı bir şey çıkardı, kimi orada gerçekten tanrıların ve tanrıçaların yaşadığını söylerken kimi de oranın baştan aşağı büyülü olduğunu, asıl Yeraltı Krallığı'nın bu boyutta olmadığını söylerdi. Fakat ileri geri konuşamazlardı, Yeraltı Krallığı yerin kulağı vardır sözünü tam anlamıyla kanıtlıyordu.
Akane tek tek tezgahları geziyor ve insanlarla konuşuyordu, diğer kraliyet ailelerinden bu beklenirken Yeraltı Kralı'nın böyle bir davranışta bulunması herkesi şaşırtmış ancak bir o kadar da mutlu etmişti. Sonuçta onlar da insanlardı, büyük ihtimalle.
Baekhyun öyle olduklarını umuyordu, pek de bu dünyaya aitlermiş gibi durmasalar da.
Baekhyun'un şaşkınlık içinde kaybolduğu saniyelerde Taeyeon ailesinin yanına alelacele geri dönmüştü, bazı kraliyet aileleri şehre inecek ve etrafta dolanıp misafir olarak geldikleri krallıkta vakit geçireceklerdi. Bazıları ise burada durmaya devam edecek veya kalacakları şatolara gideceklerdi.
Arkadaşlarının yanında olmasına gerçekten ihtiyaç duyduğunu hissetti Baekhyun, hepsi kendinden yaşça büyük oldukları için buraya gelmemişlerdi çünkü ailelerinin sunacak 18 yaşında evlatları yoktu. Kesin evlerinde keyif çatıyorlardır, diye düşündü, ben de burada ne yapacağımı bilemez bir şekilde duruyorum.
Gerginliğini azaltmak adına derince bir nefes aldı ve elini göğsüne koyup nefesini verirken, gidip konuşabileceği birileri var mı diye etrafa bakındı. Boş boş durmak yerine birileriyle tanışabilirdi.
Minseok dışında yaklaşmaya cesaret edebileceği birilerini göremedi. Hızlı adımlarla onun yanına ilerlerken gözlerini bir saniye bile olsun Minseok'tan ayırmamıştı, Minseok onun yaklaşan varlığını hissetmiş olacak ki hemencecik kafasını çevirip kendisine bakan irileşmiş kahverengi gözlerle karşılaştı.
Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı, "Hayırdır?" dedi tuttuğu kadehi dudaklarına götürürken, "Dehşete düşmüş gibi duruyorsun."
"Biraz düştüm sayılabilir," diye cevapladı Baekhyun. "Kafamda çok soru var, bunları kime sorabileceğimi bilmiyorum..."
"Kitaplar her zaman işe yarar."
"Sorularımın cevapları kitaplarda olsaydı, en azından saklanmayan kitaplarda, buraya gelip kafamda çok soru var demezdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ánthos | chanbaek
FanficÇiçeklerle dolu tacı başıma taktığın çayırın altına kurdum krallığımı. Hades × Persephone - 20.11.2018 - ?? 💜, @puppixx