Yoongi sabah baş ağrısı ile uyanmıştı. Dünü tam olmasa da hayal meyal bir şeyler hatırlıyordu. Hatırladığı şeylerin de rüya olmasını diliyordu. Duşa girip rahatlamaya çalıştı. Ardından okul olduğunu hatırlayarak giyinip mutfağa adımladı. Kafasındaki karmaşıklığı çözmek için kendine şekersiz bir kahve yaptı. Daha sonra solana girmişti ki koltukta uyuyan küçülmüş bir Jungkook görünce oflayarak kafasını geriye attı
"Ah.. hayır. Lütfen dün gerçek olmasın. Ona bunları söylemiş olmayayım"
Derin bir nefes aldı ve bardağı sehpaya koydu. Şuan kendine hiç olmadığı kadar öfkeliydi. Koltuğun köşesine oturup bir süre ona yasak olan bedeni izledi. Jungkook güzeldi. O şimdiye kadar gördüğü en güzel insandı. Hem kalbiyle hem görünüşüyle...
Dokumak için elini uzatmıştı- bir dakika.. onun bunu yapmaya hakkı yoktu! Jeon Jungkook'u ne hale getirmişti farkında mıydı!? Yugyeom... o kesinlikle haklıydı
Yoongi elini çekti ve araba anahtarlarını alarak evden çıktı.
Jungkook'tan
Uyandığımda her yerim tutulmuştu... Yoongi hyung da uyanmadan gitmem gerekiyordu. Acıyan boynumu ovalayarak ayakkabılarımı giydim ve kalktım. Acaba...
Hayır Kook yakalanırsan iyi olmaz
...
Odasına çıkıp baksam uyuyan yüzüne bir süre ne olur ki?
İçimdeki isteğe yenik düşüp merdivenleri adımladım. Aralık olan her kapıya bakmıştım ki odasını sonunda bulmuş- Yoongi hyung neredeydi?
Kaşlarımı çatıp kafamı kapıdan içeri sokmuştum. Fakat gördüğüm tek şey dün gece giydiği kıyafetlerin yatağın üstünde olmasıydı. Nereye gitmiş olabilir ki..
OKUL!
GEÇ KALDIM!
Tanrı aşkına beni neden uyandırmamıştı!?
Hızla aşağı inip yerdeki çantamı aldım. Neyse ki okul formamla evden sürgün edilmiştim. Üniformamın kırışmış olması gibi küçük ayrıntıları siktir ederek otobüs durağına koştum
Gelen otobüse hızla binip Taehyung'u aradım
"Jungkook bizi çok korkuttun!"
"Onu boşver Taehyung dersin başlamasına kaç dakika var?"
"Bir dakika var yetişemez- Günaydın çocuklar!"
"Hoseok hocanın sesi mi o?"
"Bir dakika Jungkook"
Hışırtı eşliğinde giden sesiyle telefonu sakladığını anlayıp dinlemeye başladım. Hoseok hocanın ne işi var?
"Hocam, Yoongi hoca neden gelmedi?"
Taehyung benim için sormuş olmalıydı. Aklıma binbir şey geliyordu. Sevdiğim adam neredeydi!?
"Çocuklar bir süre dersinize ben gireceğim. Yoongi hocanız yıllık izne çıktı"
BU DA NE DEMEK!?
Telefonu kapatıp otobüs okula yaklaşmadan indim. Ben almam gereken bilgiyi almıştım. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Tam anlamıyla bok gibi hissediyordum. Çalan telefonuma bakıp derin bir nefes aldım
"Alo?"
"Jungkook... ben özür dilerim. Yemin ederim ki çok üzgünüm. Her şeyi berbat ettim"
"Evde misin?"
"E-evet?"
"Bekle geliyorum"
...🌟...
Uzandığımız yatakta başımı Gyeom'un dizine yaslamış, o saçlarımı okşayıp beni sakinleştirirken ben de gözlerimi kapatmış konuşuyordum
"Biz neden bu hikayede mutlu olamıyoruz biliyor musun Gyeom?
Çünkü ben onu çok sevdim. Tek sebebi bu.Ben anladım ki, birini çok seversen eğer kalbini hiç düşünmeden avuç içlerine koyarsan, ona kimseye gülmediğin kadar gülersen içten, karşındaki seni sevmiyor
B-ben çok çabaladım. Tamam aptalca davrandım, defalarca rezil ettim kendimi belki ama ben sadece benim olsun istedim..
Ben de istemezdim ki böyle olmasını. Ama Gyeom k-kalbim onu seçti, kalbim onu görünce hızlı attıysa ben suçlu olamam değil mi?
Ben neden karşılık alamıyorum biliyor musun? Çünkü o, ömrünü bana adayamayacak kadar korkak. Kimseyi sevme Gyeom. Çünkü sevince kaybediyorsun, gidiyorlar işte. Kimseyi koyma sakın merkezine. Kimse için verme kendini ateşe. Şimdi böyle konuşuyorum... ama biliyorum, eğer şimdi çıksa karşıma yine aptalca davranır atlarım belki de boynuna. Çekerim içime o beni her daim sarhoş eden kokusunu.
Ben denedim. Unutamıyorum... aklıma söz geçirebiliyorum belki ama kalbim beni dinlemiyor.
Seven gider mi Gyeom? Susar mı? Ben anlamıyorum
Kendimi defalarca yerine koyuyorum ama olmuyor. B-ben yapamazdım. Kıyamazdım bize. Ben onun olmadığı bi yerde bile zor nefes alıyorum. Neden bu kadar korkak ki? Neden sevemiyor benim onu sevdiğim gibi? Şimdi mesaj atsa ya da gelse ve dese bana 'şimdiye kadar ne olduysa boşverelim, birlikte olmadığımız her anı silelim. Kabul et çabalayayım, bu kez senin için yorulan ben olayım' dese... Ama demez, yapmaz, biliyorum...
Ben yanlış kişiyi sevdim Gyeom. Acı çekiyorum. Şimdi atlasam şu evin çatısından ne değişir ki? Tanıdıklarım üzülür, o duyunca üzülür ama unutulurum bir süre sonra. Kimse tutmadı bu hayatta elimi. Yalnızım ben Gyeom. Içimdeki savaşa yenilmek üzereyim, çok yoruldum. Kendimi yalandan mutlu da edemiyorum artık. Ne anlamı var ki nefes almanın?"
Gözyaşlarım yine yanaklarıma süzülünce gözlerimi açtım. Yugyeom benim için onları silmişti ama yeterli değildi. Ikimiz de biliyorduk ki Yoongi hyung silmeden bu yaşlar dinmeyecekti.
"Jungkook.. elimden bir şey gelmemesi çok canımı sıkıyor. Her şey böyleyken üstüne bir de ailen.. Baksana ne diyeceğim, yarın hafta sonu tatili başlıyor iki günlük de olsa tatile gitmeye ne dersin?"
"Gyeom.. dediğin gibi ailem beni kapı dışarı etti. O kadar param yok"
"Saçmalama dert ettiğin şeye bak. Her neyse hadi kalk dizimden annemlere söylemem lazım. Sen de sil şu gözyaşlarını ve gülümse. Bu iki gün boyunca düşüneceğin tek şey tatilimiz olsun"
Gülümsedim
"Iyi ki varsın..."
Y/N
Selam skskksks
Yeni kitap yayımladım koşun gidip kütüphaneye ekleyin :D
(☞◑ω◑)☞ gözüm üzerinizde jsjdslk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuck Me My Teacher |YoonKook ✓
Fanfiction|Tamamlandı| Jungkook bir transfer öğrencidir. Lise hayatının bitmesine son 2 yıl kala buraya geçiş yapmıştır. Hiç beklemediği birine aşık olur. Onu elde etmek için elinden geleni yapar. Onu etkileyebilmek için bir kitap alır ve oradakileri uygular...