Hayat bazen çekilmez gelir. Kaldıramayacağını düşündüğün şeyler yaşarsın ve yorulursun. Senden kalkıp devam etmeni isterler, bunu beklerler. Kimse yaşadıklarını önemsemez ve seni anlayanın sadece kendin olduğunu fark ettiğinde yalnızlaşırsın.
Gökyüzüne bakarsın. Daha sonra gözlerini kapatır ortamdaki havayı içine çekersin. Gözlerini tekrar araladığında ağaçları farkedersin. Yıllarca her mevsime direnip büyüyerek toprağa yaydığı kökleri düşünürsün. Sonra yaprakları, her bir yaprağına yayılan zarları... O vakit anlarsın işte, kendine benzetirsin. Yapraklarını koparan çocuklar, onu kesmek ve yerine bina inşa etmek isteyen insanlar, onun bir canlı olduğunu görmezden gelip canını yakan herkese rağmen meyve vermekten vazgeçmeyen ve onları mutlu etmeye çalışan o ağaç ile bağdaştırırsın kendini. Evet, bazen bir ağaç kadar bile olamıyor insanlar. Gerçek benliklerini unuturlar. Her zaman bahane olarak yaşadıkları acıyı koyarlar önünüze. Oysa devam etmeleri gerektiğini görmezden gelirler. Kötüye karşı kötü, iyiye karşı kötü olurlar. Kötülere iyi davranıp onlara meyve vermek mi? Onları iyiye yönlendirmek? Hayır, insanlar insan olmayı unutalı uzun zaman oluyor. Ne yaşarsak yaşayalım devam etmeli ve acıları arkada bırakmalıyız. Yapraklarınızı koparıp sizi alev alev yaksalar bile.
Ben de kaybettim, acı çektim.
Zamanımı, ailemi, yolumu... Her şeyimi kaybettim. Çok acı çektim ve bazen de pes edip hayatı sorguladım. Ama şuan nişanlım ile balo için hazırlanıyorum. Çünkü beni aşağı çeken her şeyi geride bırakmayı bir ağaçtan öğrendim.
"O deri pantolon ile seni asla dışarı çıkarmam. Her yerin belli oluyor!"
Çok güzel, diğer çiftler gibi kıyafet kavgası yapıyorduk. Ağaçlara özenmemin bir sebebi daha, onlar o işi yapmadan ürüyorlar ve kavga edecek bir sevgilileri yok
"Belli falan olmuyor. Baloya tulumla mı katılmamı istiyorsun Yoongi?"
"Bari şu üstündeki şeyi değiştir! Gömlek falan değil bu, içini gösteriyor"
Çıldıracağım...
"Baloya gidiyoruz. B-A-L-O! Kiliseye değil"
"Beni ilgilendirmiyor. Derhal üstünü değiştir. Ve o deri pantolonu gerekirse yok et"
Ben Jeon Jungkook. Bunları giymek istiyordum ve giyecektim.
"Pekâlâ~ küçük bir anlaşma yapalım"
Daha teklifimi duymadan yüzüne reddedecek mimikler yerleştirmişti. Üzgünüm sevgilim, onları kullanamayacaksın. Çünkü seni çok iyi tanıyorum ve adımlarımı kuvvetli atarım.
Gülümseyerek yanına gidip yüzlerimizi yaklaştırdım. Avımı etkisiz hâle getirmeye çalışıyordum. Afallamışa benziyordu fakat yeterli değildi. Bu yüzden dudaklarına minik bir öpücük kondurdum
"Eğer bu kıyafetleri giymeme izin verirsen, gün sonunda üstümdeki her bir parçayı tek tek sen çıkarırsın"
Hâlâ yeterli değildi. Bu yüzden kollarımı boynuna dolayıp bedenlerimizi birleştirdim
"Ne dersin Yoongi-ah~?"
Kahretsin, yine çok mükemmelim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuck Me My Teacher |YoonKook ✓
Fanfiction|Tamamlandı| Jungkook bir transfer öğrencidir. Lise hayatının bitmesine son 2 yıl kala buraya geçiş yapmıştır. Hiç beklemediği birine aşık olur. Onu elde etmek için elinden geleni yapar. Onu etkileyebilmek için bir kitap alır ve oradakileri uygular...