33- Bırak Yoongi'yi Beni Al

2.6K 242 396
                                    

Hayat bir jenga oyunuydu benim için. Sırayla herkes bir çubuk çeker ve onlarca boşluk oluştururdu. Sonra sıra bana gelince dokunur dokunmaz kule yıkılır, herkes sebep oldukları boşlukları görmezden gelip beni suçlardı. Tek hatalı gerçekten ben miydim peki? Onların gizliden bıraktığı boşluklarla hiç mi ilgisi yoktu bu yıkımın?

Neden onlar hayatlarına devam ederken ben suçluluk duygusuyla acı çekmek zorundaydım? Benim kötü hissetmem nasıl olur da arkalarına bile bakmalarına sebep olmazdı?

"Ne zamandan beri böyle?"

"O günden beri"

Duyduğum seslerden bizimkilerin geldiğini anlamıştım. Öylece duruyor ve saatlerce dışarıya bakıyor olabilirdim. Fakat dinlemediğimi, dikkatimin onlarda olmadığını sanıyorlardı

"Hiçbir şey yapmak istemiyor, ona zorla birkaç lokma yediriyorum. Ya uyuyor ya da pencereden gözlerini ayırmıyor. Korkuyorum, onu hiç böyle görmemiştim. Saçlarını okşuyorum, yanaklarını öpüyorum, ona güzel şeyler söylüyorum. Fakat tek yaptığı sarılmak. Benimle konuşmuyor"

Kendimi boşlukta hissediyordum. Çünkü hâlâ anlam veremiyorum. Nasıl olur da küçükken dizimi kanattığım için bana kızıp gün boyunca ilgi gösteren annem bırakıp gidebilirdi? Beni bu kadar kolay nasıl silebilmişlerdi?

"Yoongi hyung, aradınız mı peki? Belki telefon numaralarından nerede olduklarını-"

"Numaralarını değiştirmişler"

Şaka gibi, değil mi?

"Yoongi hyung, siz Hoseok ile bir süre dışarda takılıp bizi yalnız bıraksanız olur mu?"

Depresyonda değildim. Sadece anlam veremiyordum, gitmelerini kabul edemiyordum. Bir süre sonra duyulan kapı sesinden anladığım kadarıyla Gyeom'un dediğini kabul etmişlerdi. Yaklaşan adım sesleri nedeniyle ona baktım

"Merhaba"

Sesi sonlara doğru kısılmıştı. Neden böyle davranıyordu? O her zaman yanımda rahat olurdu

"Nasılsın?"

Omuz silktim

"Saçmalıyorum değil mi? İlk kez senin yanında bu kadar gergin hissediyorum. Neden bu kadar boş bakıyorsun bana? Gözlerindeki ışığı görememek gerçekten kötü hissettiriyor. Yoongi'yi şimdi daha iyi anlıyorum"

Engel olamıyorum kendime Gyeom... Eskisi gibi koridorda haylazlık yapan Jungkook olmak istiyorum, başıma ne gelirse gülen ve sevdiği adamın peşinde dolaşan çocuk olmak istiyorum. En iyi sen bilirsin beni, ne olur kendime getir. Böyle yaşayamıyorum. Aklıma ailem ve geçmiş gelince nefes alamıyorum

"Depresyondayken bile benden yakışıklısın pislik"

Istemsiz gülümsemiştim. Kendi suratından haberi yoktu

"Tanrım! Jeon Jungkook bana gülümsedi! Kesin benden hoşlanıyorsun! Bırak Yoongi'yi beni al"

Önümdeki şebeğe gülümsememek elde değildi. O da gülümsemiş, sarılmıştı

"Her zaman yanındayım, biliyorsun değil mi? Ne olursa olsun yanında olacağım"

Sarılmasına karşılık vermiştim. Gyeom gerçekten kardeşim gibiydi. Ne zaman, nasıl bana iyi geleceğini biliyordu. Geri çekildi

"Bana bir şeyler söyle yoksa dilini yuttuğunu düşünmeye başlayacağım"

Yüzüne yalandan yerleştirdiği şaşkın ifadesine bakıp kıkırdadım

"Aptalsın ama seni seviyorum"

Derin bir nefes vermişti

"Biran bana hakaret etmeyeceksin diye korkmuştum, iyi geldi"

Fuck Me My Teacher |YoonKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin