17- Kahve

4K 373 476
                                    

Yazardan devam

Kısa ve bir o kadar da kuru olan öpücüğün ardından büyük olan kendini geri çekti. Kahve saçlı genç ise gözlerini kapatmıştı. Çok beklemişti bu anı küçük olan. Her gece uyumadan bunun hayalini kurar, kayan her bir yıldızda onun dudaklarının verdiği sıcaklığı dilerdi. Bu yüzden ısınmıştı Jeon Jungkook. İçini kaplayan bu sıcaklık tüm bedenini sarmış, adrenalinin kalbini zor durumda bırakmasına sebep olmuştu. Bu hissi sevmişti...

Yoongi için de durum bundan çok farklı değildi. O küçüğü gibi kurmazdı böyle hayaller ama dudaklarının tadını sevmişti. 'Kahve' diye geçirdi içinden. Jungkook kahve dudaklara sahipti. Tadı tam da bunu andırıyordu. Saçları, gözleri, dudakları... Jeon Jungkook, Min Yoongi için kahveydi. Ve kahvenin fazlası şuan ona kalp çarpıntısı olarak geri dönmüştü. Yakınlıktan faydalanarak küçüğün kokusunu içine çekti

"Dünya üzerinde sen kokan bir parfümün bulunmaması gerçekten büyük bir kayıp"

Jungkook gözlerini açtı ve yutkundu. Ama şuan yanaklarının kızarması, içinin heyecandan alev alması ya da utanması önemli değildi. Şuan küçük olan için önemli olan tek bir şey vardı ve o da bu öpücüğün verdiği hissi tekrar tatmaktı. Devamı için dudaklarına yaklaştı.

Lâkin büyük olan ayağa kalkmıştı

"Öpücükte fazla anlam arama. Üşüyordun ve ben de kendimi böylece affettirdim. Bu arada özel ders yok artık. Evde güzelce çalışıp anlamadığını bana okulda soracaksın. Tamam mı?"

Küçük olanın içindeki heyecan soldu biranda. Kaşlarını çattı ve ayağa kalkıp karşısına geçti

"Ne demek özel ders yok? Ve b-bu şekilde affettirmek-"

Küçük olan sustu. Utandığı için devamını getiremiyordu. Hadi amaa utanmanın sırası değildi ve Jungkook neden utanıyordu ki? Sonuçta bunun hayalini milyon kez kurmuştu

"Jungkook derslerine öncelik veriyorsun dedim. Tamam mı? Sadece bir yıl"

Sadece bir yıl... sonra mezun olacaktı. Ve o vakit her şey değişebilirdi. Büyük olan küçüğün bunu anlamasını bekledi. Fakat Bay Kahve daha fazla beklemek istemiyordu. Bu yıl kafasına koymuştu. Min Yoongi ile hem ruhunu hem bedenini birleştirecekti

"Hyung..."

Küçük olan büyüğün sözlerini umursamamış sadece hislerine ve isteklerine kulak kabartmıştı

"Tekrar istiyorum.."

Yoongi karşısındaki gence farkettirmeden sol yumruğunu sıktı. Tanrı aşkına neden böyle davranıyordu!? Kızarmış yanaklarıyla, büzmüş olduğu dudaklarıyla, utanıp kafasını yere eğmesiyle ve bir çocuk gibi sesindeki savunmasız tınıyla büyük olanı ne kadar zor durumda bıraktığının farkında mıydı!? Üstelik bu kadar istekli olması onu arzulayan Yoongi'ye hiç yardımcı olmuyordu

"Annen merak eder, eve hadi"

...🌟...

Jungkook'tan devam

Yugyeom'a anlatmıştım ve yarım saat şoktan çıkamamıştı. Daha sonra affettirmek amacıyla olduğunu ve özel dersi iptal ettiğini söylediğimde disiplin cezasını umursamamış ona haddini bildireceğini belirtmişti. Neyse ki onu ikna ettirdim ve şuan sakin....

"Gençler"

Jimin ve Taehyung arkasını dönerek bize bakacak şekilde oturdular

"Biz kulak misafiri olduk da..."

Sikeyim...

"Yani Jungkook seni üzmek istemem ama..."

"Jimin ağzında dolandırma da söyle şunu"

"Jungkook şimdi sen ne kadar kızgın olsan da mutlu hissediyorsun ve içindeki umutlar sayısını arttırıyorlar değil mi?"

"Evet?"

"İşte söyle o umutçuklara üremesinler"

Kaşlarımı çatıp tek kaşımı kaldırdım. Bu da ne demek oluyordu? Ben bunun için ne kadar çabaladım haberi var mıydı? Yoongi de beni seviyordu. O kadar.

"Sebep?"

"Yapamayacağım, Tae'm sen anlat onlara bebeğim"

"Ya Jimin shi çok kötüsün... Jungkook durum şu ki bu sana özel değildi"

Gyeom benden önce davranıp sıraya yumruğunu vurdu

"Ne saçmalıyorsun amına koyayım!? Sana özel değil de ne demek? Yoongi, Jungkook'un onu sevdiğini en başından biliyordu bu yüz-"

"Hayır Yugyeom. Bunu onu sevdiği için yapmadı. Bizim geldiğimiz okulun ne kadar boktan olduğunu anlatamadım sanırım. Yoongi hocanın nasıl normal biri olmasını bekleyebilirsiniz ki?"

Korkuyordum. Taehyung konuştukça dün gece yeşeren tüm umutlarım bir bir toprak altına gömülüyordu

"Min hoca bir erkek Jungkook... onun da ihtiyaçları var. Yani üzülmeni istemem fakat sen çok güzelsin, özelsin, farklısın. Normalde asla öğrencilerine bu kadar yakın olmaz, ihtiyaçlarını sıradan insanlarla karşılar ama sen o kadar isteklisin ki-"

"YETER!"

Ağlamayacaktım çünkü bu doğru değildi! BU DOĞRU DEĞİLDİ TAMAM MI!? Bu aptallar bir bok bilmiyordu. Yoongi böyle biri değildi. O başka bir tene... hayır!

"Nereye gidiyorsun?"

Gyeom'un sorusuna aldırmadan topladığım çantamı alıp bahçeye doğru koştum. Ders matematikti lâkin onu şimdi göremezdim. Bu sebepten dolayı kör noktayı bulup okuldan kaçtım.

Koştum, dün gece beni öptüğünde evim bellediğim o parka koştum. Yakın olmasını avantaj bilerek kuruldum hemen dudaklarını tattığım an oturduğumuz yere. Oynayan çocukları umursamıyor döküyordum incilerimi bir bir yere.

Ben sulugöz falan değilim. Sadece ağlamak için çok sebebim var...

"Oppa ağlıyor musun?"

Duyduğum sesle gözlerimi silip yanıma baktım

"Hayır..."

"Gördüm yalan söyleme bana oppa yoksa tekme atarım!"

"Ne diyorsun be?"

"Yalan söyleme bana!"

"Tamam ya kızma! Ne biçim çocuksun sen?"

Bu yeni nesil cidden...

"ㅋㅋㅋ oppa benden korktun mu? KORK BENDEN YOKSA SAÇINI ÇEKERİM!"

"Manyak mısın çocuk!? Annen nerde senin?"

"Annem evde ehehe abimle geldik. Bi kerecik vurayım mı?"

"Küçük şeytan mısın nesin be!? Uzak dur benden"

"Sensin küçük!"

Yaklaşık beş ya da altı yaşlarındaki çocuk karnıma yumruk atmıştı Tanrı aşkına!? BUNUN NESİ VARDI!??

Ayağa kalkıp saçını çektim ve koşarak kaçtım. Hak etmişti tamam mı!!?

Y/N

Kafanızda oturmayan birtakım şeylerden dolayı 'karakter açıklaması' adlı bölümü yarın yayımlayacağım

Oy verin tırrekler xmxkdkdkdk

Fuck Me My Teacher |YoonKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin