1. Kitap 1. Kısım 1. Bölüm Valeur Adası

364 5 1
                                    



Valeur Adası'nda güneş batarken yolcu gemileri de son seferlerini yapıyordu. Yolcular uzun ve düz limana yanaşan küçüklü, büyüklü gemilerden sırayla iniyorlardı.

Limanın hemen bitişinde adanın en büyük ticaret alanı olan Büyük Sahil Pazarı vardı. Büyük Sahil Pazarı, güneşin batmasıyla birlikte yavaş yavaş şekil değiştiriyordu. Sabahları balık satan tezgahlar balık satmayı bırakıp, tezgahlarına diğer adalardan ve Ana Kara Kayra'dan gelen çeşitli eşyaları koyuyorlardı.

Satıcıların en büyük silahları süslü kelimeleriydi. Birkaç kişi, gemilerden inen insanları kendi hanlarına çekmek için onlarla konuşuyorlar, ikna etmeye çalışıyorlardı. Aynı kişilerin elinde çeşitli eşyalar da vardı. Bu yasak olmasına rağmen günün son satış zamanları olduğu için Ada Efendileri buna ses çıkartmamışlardı.

Tezgahını kapatmış olan satıcılar ise son gelen mallara çeşitli fiyatlar biçiyor ve en fazla kârı elde etmeye çalışıyorlardı.

Büyük Sahil Pazarı'nda kendi tezgâhlarını kapatmış ve o gün için başka alım satım işi yapmayan satıcılar mallarını pazarın biraz ilerisinde ki depoya doğru taşıtmaya başladılar. Bu taşıtma işlemi için genellikle bir ottus kullanırdı.

Ottuslar; bir inekten daha büyüklerdi. Daha güçlü olmalarına rağmen çok hantal hayvanlardı. Gözlerinin önlerine inen tüyler bu hayvanların görüş mesafesini düşürüyordu. Göz kapakları çok ince olan bu hayvanlar için bu tüyler güneşli günlerde dışarıda gezme imkânı veriyordu.

Taşıma hizmeti tamamen ücretsizdi. Hayvanların bakımını adanın üç efendisi karşılıyordu. Mallarını götürdükleri depodan ise malın büyüklüğü ve değeri göz önüne alınarak çok küçük bir ücret alınıyor, malların miktarı ve ne olduğu hakkında bilgi veren bir kâğıt veriliyordu. Bu tüccarlar günlük veya aylık olarak bu mallarını burada koruyabiliyorlardı. Bir ayı geçen mallar ise tamamen adanın malı oluyor ve eğer uygun görülür ise diğer tüccarlara açık arttırma ile satılıyordu.

Ottusların bağlı oldukları arabalar, at arabalarından daha büyüktü. Bu yüzden Büyük Sahil Pazarı'nın dar sokaklarına girmesi imkânsızdı. At arabalarının da daha önce çıkan birkaç kavga yüzünden Büyük Sahil Pazarı'na girmeleri yasaktı. Ada efendilerinin buna çözümü daha küçük arabalar olmuştu. El ile sürülebilen arabalarla birkaç kez git gel yapmaları satıcıların tezgâhlarını boşaltmaları için yeterliydi. Bazıları küçük bir ücret karşılığında akşamları ek iş olarak tezgâhındaki kalan malları ottusların çektikleri arabaya taşımak isteyen tüccarların mallarını taşımak için kendi küçük arabaları ile oluşturdukları sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlardı. Her taşıyıcı bir tüccarın tüm mallarını taşıyıp getirdikten sonra sıranın en arkasına geçiyordu.

Malların korunduğu depo adanın biraz içerisinde kalıyordu. Büyük Sahil Pazarı'nda depo alanına kadar yere döşenmiş olan beyaz sert kayalar vardı. Bu kayalar at arabaları ve ottus arabaları için kolaylık sağlıyor ve hız konusunda büyük bir fark yaratıyordu. Hayvanlar daha çabuk gidip geliyor ve daha az yoruluyorlardı.

Deponun etrafı beyaz kalın duvarlarla çevrelenmişti. Dışarıdan gelecek olan bir saldırı ihtimaline karşı önemli malları çıkartmak için birkaç farklı yerden kapıları vardı. Dışarıdan çok büyük görünmese de içerisi çok büyüktü. Duvarların belirli yerlerinde ateş taşlarından yapılmış meşaleler vardı. Bunlar günün belli saatlerinde yanıyordu. Yıllar içinde artan ticaretle depoya bir kat daha eklenmişti. Bu kat, yerin altındaydı ve oraya inmek için bir rampa kullanılıyordu. Yerin atına taşıma işleri kolay olsun diye alt kata genelde küçük ve hafif eşyalar konulurdu. Bu katta da ateş taşlarından yapılma meşaleler vardı.

KAYRA- 1. Kitap Ölü Büyücünün DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin