1. Kitap 3. Kısım 23. Bölüm şekil değiştirenler ve Anorin

25 2 0
                                    



"Kapa şu çeneni" dedi Kons. Atının üzerinde öfkeli bir yüz ifadesiyle Anorin'e bakıyordu. "Güzel bir şarkı bırak söylesin," dedi Eufun.

"Güzel bir şarkı ama beşinci kez ardı ardına söylenince güzelliği kayboluyor ve sinir bozucu bir şakıya dönüşüyor," dedi.

"Senin gibi mi?" dedi Anorin ufaktan gülümseyerek,

"Sözlerine dikkat et büyücü," diye uyardı onu Kons.

Anorin iki atın çektiği at arabası üzerinde ağır ağır gidiyordu. Üzerinde köylü kıyafetleri vardı. Başına hasırdan bir şapka almış ağzında ise küçük kuru bir ot vardı. Kons ve Eufun ise sadece birer at almışlardı. Anorin'in yanında onun ritmine ayak uydurarak ağır ağır ilerliyorlardı. Anorin bir kez daha ağzını açacağı sırada Kons'un ona daha sinirli bir şekilde baktığını görünce bu hareketinden vazgeçti.

"Uzun bir yolumuz kalmadı. Oraya gittiğimiz zaman ne yapacaksın? Herhangi bir planın var mı?"

"Eufun haklı, Tiran Ormanından çıktığımızdan beri bize bu konuda tek bir kelime etmedin," dedi Kons.

"Aslında yok," dedi. İkisi birden Anorin'e bakıyordu. "Bunda şaşıracak bir şey yok," derin bir nefes aldı. "Planlarımın fazlasıyla gerisinde kaldım. Quinqi'yi öldürdükten sonra hemen Ellie'ye ile önce Nath'a sonra Roh Ormanı'na gidecektik. Roh Ormanı'nın zayıf noktası kan dökülmemesi ve etrafa yaydığı büyü gücü. Ellie'nin enteresan bir gücü var. İnsanlarda ki büyü gücünü çekip kendisi için kullanabiliyor,"

"Bu kara büyü aynı senin gibi," dedi. Kons.

"Kara büyü değil ben daha önce de dediğim gibi büyü nedir ki, biz büyüyü ne kadar anlayabiliyoruz ve bunu kara ve beyaz diye ayırıyoruz. Bence büyüyü yararlı ve zararlı diye ayırmak çok daha doğru,"

"Ellie kim?" dedi Eufun,"

"Benim çırağım. Ailesi benim ailem gibi haydutlar tarafından öldürülmüş ben de onları öldürdüm, aslında hepsini güvendiğim bir arkadaşıma bırakıp gitmek istiyordum ama Ellie'nin büyü gücü olduğunu anlayınca onu yanıma aldım," dedi.

"O şimdi nerede?"

"Yıldız Büyücüsü Kalaus ile beraber Direniş'e gitmesini istedim. Orada Nennis ve büyücüler tarafından eğitilmesi daha doğru olur. Bana yeterince katlandı," dedi.

"Ailenin o şekilde öldüğünü bilmiyordum," dedi Eufun

"Savaş başlamadan önceydi ama Kons'un aklında herhangi bir soru işareti kalmaması için çok az da olsa bahsedeyim. Bu söylediklerimin hepsi doğrudur. O zamanlar her şey yolunda gibi gidiyordu. Benim hayalim bu dünyada ki her şeyi görebilmekti. Bir gezgin olmayı hedefliyordum. Sizler Orman Ruhu Forgor'u biliriniz?" dedi

"Bizler ruhlara çok saygı duyarız. Onların hepsini bilir ve çok önem veririz." Dedi Eufun.

"O zamanlar babam dağ adamları ve insanlar arasında bir köprü vazifesi görüyordu. Yanlış anlamayın o seçilmiş biri falan değildir. Sadece çok fazla yer görmüş ve en sonunda bir kadına aşık olduğu için kendini küçük bir köye hapsetmiş aptal bir adamdı. Aşk ve kadınlar konusunda sanırım kime benzediğim ortada. Babam çok fazla şey bilirdi. Bana da çok fazla şey öğretti. Bir gün onunla yeniden dağ adamlarının köyüne gitmek için Tatos Dağı'na tırmanmaya başladık. Ben o gün benim ısrarımla onun yanında gitmiştim.

"Tatos Dağı mı?" diye sordu.

"Evet, ben aslında doğu bölgesinde doğup büyüdüm ama daha sonra bir çok yere gittim, en son Firas Köyü'ne gittim oradan ise Batı Büyü Okuluna. Bunlar çok sonra olan şeylerdi. Ailemin nasıl öldüğü konusu ise Tatos Dağları'nda bir yerde dağ adamlarının köylerinden biri vardı. Dağ adamları ile bizim köyümüzün insanları dostlardı. Onlar bizi biz ise onların ormanını korurduk. Dış dünyadan onlara haberler verirdik yiyecek ve giyecekler onlar ise bizlere kendi ilimlerini öğretirler. Valeur Adası'na yaptığım rüzgâr kıranları onların köyünde görmüştüm. Bu sayede o rüzgâr kıranların bir benzerini yaptım. Babamla gittiğim zaman Orman Ruhu Forgor da bizi korur ve bize eşlik ederdi. Bana söylediği şey kokusuz olduğumdu. Onunla bir süre konuşma fırsatı bulana kadar. Geri geldiğim zaman köyümün haydutlar tarafından saldırıya uğradığını gördüm. Annem yakalanmıştı. Babam onu kurtarmak için haydutların üstüne atladı ama birkaç kişiyi öldürse de sırtına saplanan bir ok onu öldürdü. Ben kaçtım. Dağa gidip yardım getirmek için geri giderken beni de yakaladılar. Köyü yağmaladılar ve oradan hızlıca ayrıldılar. Beni zengin birine satacaklarını beklerken bunun doğru olmadığını öğrendim. Bizim için farklı bir amaçları vardı. Saginleri bilirsiniz parlak sert pulları vardır ve en sevdikleri yemek ise canlı insandır. Saginler çok hızlı ve geceleri çok zor göründükleri için avlanmaları çok zordu. Herhangi bir ışıkta asla dışarıya çıkmazlar. Nerede ne zaman bulunduklarını ise kimse bilemez. Haydutlar bu bilgiyi kimden almışlardı. Neden bizim köyümüzdü. Tüm bunları düşünürken arkadaşlarımı ormanın ortasına bağladıklarını gördüm. Bizler yemdik. Her neyse arkadaşlarımın cesetlerini kullanarak Saginleri haydutların üzerine çektim ve onları avladıkları şeye av yaptım. Oradan da kaçtım. Dolaylı olarak öldürdüğüm ilk kişi onlar oldu."

KAYRA- 1. Kitap Ölü Büyücünün DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin