Lord Laris gelen mektubu birkaç kez okumuştu ama yine de üzerinde ki şaşkınlığını atamıyordu. Yıllardır beklediği fırsat en sonunda karşısına çıkmıştı. Kendisine ait zengin topraklar güzel kadınlar ve etrafında onu öven insanlar olacaktı. Şu anda yaptıklarının yüzlerce katını yapabilecekti.
Lord Laris'in yardımcısı Shunur kapının yanında Lord Laris'e bakıyordu. 'Bu gerçekten iyi bir fikir değil,' diye geçirdi içinden. Gözlerinde bir karamsarlık vardı. Kule efendileri Yüzyıllardır bu ülkede koruyucu ve yönetici olarak yer almışlar ve ülkenin her anında onarla özel muameleler ve özel haklar tanınmıştı. Bu hakların en büyüğü ise onlara verilen zırhlar ve kılıçlardı. Onlar ise daha fazlasını istiyordu özelikle Lord Laris'in bu konuda ki isteğini kendisi en başından beri biliyordu.
"Bu ne demek biliyor musun Shunur?" diye sordu Lord Laris.
Onun aksine Lord Laris'in gözlerinde ışık vardı. Yutkunarak "Savaş," dedi.
"Tepkinin daha değişik olacağını hayal etmiştim," dedi.
"Lord Tamre'nin böyle bir karar vermesini anlayamadım sadece," dedi.
"O da benim gibi daha fazlasını istiyor. Bizim ailelerimiz yüzyıllardır bu toprakları koruyorlar. Kralın ailesi ise bu zamana kadar kalesinden hiç çıkmadan bizleri yönetiyor. Bu topraklara gerçek krallar gerek," dedi.
"Bu Lord Tamre'nin tek başına aldığı bir karar gibi görünüyor. Diğer lordlarda bence bizim gibi düşünüp bu konuda ağır hareket etme kararı alacaklardır," dedi.
"Eğer, şimdi krala karşı birleşmezsek kral bizi yok edecek," dedi.
Shunur sessiz kaldı. Kralın istediği şeyin anlaşılır bir şey olduğunu biliyordu. Kutsal şövalyelerden sonra sıra büyücülere de gelecekti. Ülkenin bölünmemesi için merkezin yani krallığın güçlü olması gerekiyordu.
"Bu konuda benimle aynı fikirde olmadığını biliyorum Shunur. Bu yüzden kralın yanından olmadığından emin olmak için seni savaş bitene kadar hapse atmak zorundayım."
"Siz nasıl isterseniz Lord Laris."
"Bunu kabul etmeyeceğini düşünmüştüm,"
"Benim sadakatim her zaman sizedir Lord Laris, savaş çıktığı ya da siz mektup ile onayladığınız anda sizin yanınızda bulunan herkes hain olacak. Ben kralın yanına gitsem bile orada ölümüm kesinleşecektir," dedi.
"Sanırım haklısın eğer savaşı kaybedersek ben dâhil bu sarayda çalışan herkesin ölümü kesinleşmiştir."
"Benim teklifim şu yönde olacak ben sizin gibi savaşamam ama savaş alanında orduları çok iyi yönetebilirim. Sizin küçük bir birlikle beraber gizlice krallığa doğru gitmenizi ve benim ise orduları yönlendirmeme izin vermenizi istiyorum,"
"Bu konu hakkında konuşmak için henüz çok erken,"
"Haklısınız ama Kral Sypum'un bu saldırı karşısında büyü okullarından hatta diğer ırklardan yardım isteyeceğini varsayarsak,"
"Krallığa giden yolu tutacaklar ve biz oraya ulaşamadan bizimle savaşacaklar."
"En son darbeyi vurmak için ise Kral Sypum gelecektir. Savaşta tüm gücünüze ihtiyacınız var eğer savaşı kısa sürede bitirebilirsek gücümüzü korur ve kralın askerlerinden halktan ya da diğer ırklardan gelecek olan herhangi bir saldırıya karşı kendimizi çok daha güçlü koruyabiliriz,"
"Bu konu hakkında düşünmek için bana biraz süre ver Shunur. Senin de bildiğin gibi bir olay olduğu zaman o olay bölgesine ilk giden ve herkesi yok eden hep ben olmuşumdur," dedi.
"Onlar her zaman küçük parçalar oldu lordum. Ben size burada ki şanın en büyüğünü öneriyorum. Sizin kılıcınız kralın kafasını kesecek olan kılıç olmalı. Lord Tamre ya da Lord Ottin kılıçları değil."
"O zaman benim yanımdasın," dedi.
"Son kanıma ve son nefesime kadar sizin yanınızda olmaya devam edeceğime yemin ederim lordum."
"Bunu senin ağzından duymak güzel,"
"Sen her zaman benim en yakın arkadaşım oldun. Şimdi yapılacak olan şey bana gelen mektuptan çok daha güzel bir mektup yazmak olacaktır."
"Üstelik bize verilecek olan topraklar konusunda da bir garanti istemeliyiz," dedi.
"Evet, bir garanti lordlar arasında yapılacak olan bir anlaşma ile bunu kesinleştirmemiz gerek,"
"Benden yapmamı istediğiniz başka bir şey var mı lordum,"
"Erzaklarımızı ve savaş için kılıç, mızrak, ok, yay ve zırhları bir kez daha kontrol etmeni istiyorum. Halkı bizim yanımıza çekmemiz gerekiyor. Bunun için de bazı söylentiler yaymamız gerek."
"Lordum askerlerin arasında kralın tarafını tutmak isteyenler olabilir onlar için ne yapmamı isterseniz?"
"O konuyu bana bırak onların karşısına kendi kılıcım ve zırhım ile çıkıp iyi bir konuşma yapacağım," dedi.
Shunur savaşın dönüş olmadığını biliyordu. Lord Laris her zaman fazlasını isteyen birisi olmuştu. Yıllardır bu anı bekliyordu ve yanında müttefik olarak isteyebileceği en güçlü kişiler de vardı. Bu savaş çok uzun zaman sürmeyecekti ama insanlık için bir utanç kaynağı olacaktı.
Shunur bu düşünceler ise odadan selam vererek ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYRA- 1. Kitap Ölü Büyücünün Dönüşü
FantasyBir büyücü asla yalan söylemez. Bir yıldız şövalyesi asla kaçmaz Bir şekil değiştiren asla et yemez. Nereden geldiği belli olmayan bir düşmanın ele geçirdiği toprakları geri alma vakti geldi. Ana Kara Kayra'da son savaşta kazanan kim olacak?