Bard başı boş grubu aldırmadan yoluna devam etmek istedi ama bu grup Bard'ı takip ediyordu ardından karanlık bir sokakta sıkıştırdılar :
- Nabersin ufaklık ( Hepsi bir ağızdan )
- Ne istiyorsunuz benden ?
- Çok birşey değil sadece telefon, para, mont, ha bir de istersen ayakkabı.
- O zaman başka kapıya. ( Cesaretini toplamışken)
- Hahahahaha! Duydunuz mu çocuklar ufaklık ne diyor ?
derken aniden grubun en kabadayısı Bard'a yumruk attı. Bard dövüşme konusunda pek beceriksizdi. Dövüşmeyi biliyormuş gibi yanlış da olsa gardını aldı. Grubun kabadayısı :
- Ahh çocuklar hemen buradan gitmezsek ufaklık bizi pataklıyacak !
hahaha!
diye dalga geçmeye başladı. Bard'a hızlı bir şekilde yumruk atmaya başladı, sonra grubun diğer üyeleri de saldırdılar Bard'a. Bard yere yıkıldıktan sonra - cebinde annesinin Bard'a haftalık olarak verdiği parayı - cebindeki parayı aldılar.Bard eve üstü başı dağınık ağzı yüzü kanlı bir şekilde vardı. Annesine görünmemek için kapıyı açar açmaz odasına fırladı. Annesi Bayan May :
- Bard nasılsın ? Yemek hazır seni bekliyoruz. ( Yüksek ses tonuyla seslenerek )
- Ben aç değilim anne siz yiyin.
dedikten sonra Bard'ın kapısı çalar.
- Girebilir miyim tatlım ? Canın neye sıkkın ?
- Gelme , hiçbir şeye anne, sadece uykum var ( Tedirgin bir ses tonu ile )
Bayan May, Bard'ın sözüne aldırış etmeden içeri daldı ve Bard aniden arkasını döndü. Bayan May :
- Bana dön Bard.
Bard yavaşça döndü ve Bayan May :
- Noldu sana ?
- Hiç, sadece yere düştüm
dedi belinde ayak izleri olan Bard.
- Bana doğruyu söyle Bard.
- Iııı.. Geçtiğim sokakta bir grup saldırdı.
- Ne, nasıl olur bu, neden ?
- Para istediler vermedim. Sonra olan oldu. Paramı da aldılar.
- Önemli olan para değil senin sağlığın, şunlara pansuman yapmamız gerekiyor.
- Anne gerek yok.
- Gerek var Bard.
dedi Bayan May ve pansuman yaptıktan sonra Bard derin bir uykuya daldı.Bard sabah erkenden kalkıp zengin olmayan kahvaltısını yapıp okula gitti. Başına kavga ettiği görülmesin diye bir şapka takmıştı. Sınıfa girdi ve Arthur'un
yanına oturdu. Arthur :
- Günaydın Bard nasılsın ?
- İyi sen ?
- Ben de iyiyim. Daha güneş yeni doğdu
neden şapka takıyorsun ?
- Iııı şey ... kavga ettim.
dedi yalan söylemekten usanmış Bard.
- Kimle , neden ?
tam o sırada derse hoca girdi.
- Boş ver sonra anlatırım.Zil çaldı. Bard ve Arthur okulu gezmeye çıktılar. Bard'ın aniden yüzü düştü benzi attı.
- Bard iyi misin ?
- Bu kim ?
dedi birini işaret ederek.
- Dostum onun okulun kabadayısı olduğundan bahsediyorlar. Bence hiç bulaşma.
O çocuk Bard' ın dün gece kavga ettiği grubun kabadayısıydı. Grubu ile beraber gezerken kabadayı çocuk başı boş grubu ile Bard' ın yanına geldi :
- Hey ufaklık naber, şapkan çok güzelmiş.
deyip şapkasını Bard' ın kafasından kaptı.
- Ver şapkayı yeter benle uğraşma senden korkmuyorum. ( Korkak bir ses tonuyla )
- Duydunuz mu çocuklar ? Benden korkmuyormuş.
dedikten sonra Bard'ın yakasına yapıştı tam yumruk atacakken zil çaldı ve matematikçi :
- Boris bir sorun mu var ? Arkadaşının yakasını bırak hemen ve doğru disiplin kuruluna..
Adı buydu "Boris".Bard okuldan dönerken Bir spor salonu gördü. Burada Box eğitimi veriliyordu ve camında aynen böyle yazıyordu " Eleman aranıyor ". Bard'ın da bir işe ihtiyacı vardı. Bard hemen içeri daldı :
- Merhaba.
Antrenör :
- Merhaba delikanlı.
- Benim işe ihtiyacım var dedi. Lütfen bana bir iş söyleyin, ne olursa olsun yaparım ayrıca sizin de elemana ihtiyacınız varmış.
- Tamam sakin ol ufaklık sen her salon kapanışında buraları topla ben de sana ay sonunda maaşını vereyim. Olur mu?
- Olur tabi sağolun.
Bard mutlu bir şekilde evin yolunu tuttu. Spor salonundan çok uzaklaşmadan aklına bir fikir geldi. Gerisin geri koşmaya başladı. Spor salonu kapanmak üzereydi. Ayrıca bu saate kadar evde olması gerekiyordu. Spor salonuna vardığında antrenöre :
- Yarı fiyat!!
dedi dediklerinden hiçbir şey anlamamış antrenör :
- Efendim
- Bayım siz bana maaşımın yarısını verin kalan yarısı yerine eğitim verin olur mu ?
- Ne eğitimi ?
- Box tabi bayım, Box.
Antrenör biraz düşündükten sonra teklifi kabul etti.
Bard eve vardığında çok mutluydu. Annesine eve girer girmez :
- Anne bil bakalım ne oldu ?
- Ne oldu tatlım ?
- İş buldum.
dedi ama işe girmek istediğini annesine söylemediğini hatırladı.
- Ne iş mi ? Olmaz Bard Roberts senin okuman gereken bir okul var.
- Anne sabah okula akşam işe gideceğim. Hem senin maaşın bizim evi tek başına geçindirmiyor. İzin ver yardım edeyim.
- Okulunu aksatmıyacağına dair söz vermeni istiyorum Bard. Okulun aksarsa kesinlikle izin yok.
- Tamam söz. Yemin ederim. Neyse ben yatmaya gidiyorum. Sabah erken kalkacağım. Derslerimi aksatmamam gerek değil mi ? ( Gülümseyerek )
- Tamam tatlı uykular birtanem.
- Sağol.
Bard yatağına uzandı ve derin düşüncelere daldı. Bard hem işe girmişti hem de artık Box öğrenecekti ve ayrıca okulu vardı. Bard bunları bir arada yürütebilecek miydi..