Bard sabah erkenden kalktı. Spor malzemelerini hazırladı ve spor salonuna gidip kendini yormadan son bir antreman yaptı. Antrenör Bay Santo çok heyecanlı ve ümitliydi. Takımını bir minibüse bindirdi ve müsabakanın düzenlendiği salona gittiler. Takım müsabakaya hazırdı.
Müsabaka başladı. Takımdan sırayla kişiler çağrılıyor ve box maçı yapılıyordu. Bard çıktığı üç maçta rakiplerini kolay bir şekilde alt etti. Bir süre sonra takımda elenmeyen sadece Bard kaldı. Bard'ın çıktığı maçlar onu yordu. Sonunda Bard final maçına kaldı. Baron basite alınacak bir rakip değildi. Rakibin açıklarını çok iyi yakalayan çok iyi bir rakipti. Bard'ın hiçbir yumruk kaçırma şansı yoktu.
Final müsabakası gong ile başladı. Bard ve Baron centilmen bir şekilde selamlaştılar. İkisi de çok dikkatli bir şekilde birbirilerinin hareketlerini izliyorlardı. Bard aniden atağa geçti, bir yumruk savurdu ama Baron bu yumruktan kaçtı ve Bard'ın karaciğerine vurdu. Bard ringte zor anlar yaşadı. Gonglar sırayla çalıyordu.
Sonunda son rounda gelindi. Bard çok dikkatli davranıyordu. Atağa geçiyor rakibini yakalıyordu. Son gong sesi geldi. Bard ve Baron hakemin yanına geldiler. Herkes heyecanla bekliyordu. Kimin kazandığı belliydi. Hakem Bard'ın elini kaldırdı. Bard çok sevinmişti çünkü ödülü o almıştı. Ödül 5.000$'dı. Bard para için değil ailesini iyi bir yere ulaştıracağı için mutluydu. İki rakip birbirilerine sarıldı ve birbirilerini tebrik ettiler.
Bard heyecanla eve girdi :
- Anne tahmin et ne oldu ?
Cevap yok.
- Anne
Bard odaya vardığında annesinin yerde olduğunu gördü :
- Anne uyan, anne anneeee!!
Bayan May nefes almıyordu. Bard'ın bağırması ile küçük Zack ağlamaya başladı. Bard :
- Anne beni bırakamazsın. Bana bu acıyı bir kez daha yaşatamazsın. Buna hakkın yok.
Derhal ev telefonu ile ambulansı aradı. Bayan May hastahaneye kaldırıldı. Bard'ın gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Bir daha aynı acıyı yaşayacakmıydı...