Blaine:
elimde Dream'in cantasiyla odada kalmistim. tina yanima gelip durdu. aksama parti varmis. Kurt mesaj atti. kafami toplayip Tina'ya baktim. ' geleneksel kabul partisi iste. Kurt'u bilirsin, boyle seylere cok onem verir.'
' o sadece senin icin duzenlemisti o partiyi. daha once kimse icin yapilmis bir sey degildi.' donup saskin saskin Tina'ya baktim.
' ve bunu bana daha yeni mi soyluyorsun?' demek Kurt o zamandan goz koymustu bana. elimdeki cantayla Rachel'in yerine oturdum. herkes birer birer siniftan cikarken Kurt tekrar geldi. arkasindan Dream'i goruyordum. cantayi isaret ettiler. ben de uzattim ve Dream gitti. Kurt'le breadstix'e ve bi kac kulube gittik.
' Kurt, aksamki parti icin bu heyecanin niye?' beni anlamiyormus gibi bakti.
' nasil niye? kabul partisi bu. artik o da gleeden!'
Dream'le yemekte yanimiza Seb ugradi ve bana biraz fazla yakin davraninca gitmesi icin Dream'in beni opmesi gerekti demeseydim hala bu partiyi yapar miydi acaba? gerci morlugu aciklamak biraz zor oldu ama olsun. bir kac kulube baktik ve breadstix'te yer ayirttik. hemen hemen tum glee toplaniyorduk. aksama dogru Kurt Rachel'la bulusup Dream'e gittiler. nihayet yalniz kalabilmistim. eve dogru gidiyordum ama adimlarim geri geri gidiyordu. babamla olan son tartismamiz tum isleri degistirmisti. once Seb'in yalan soyledigini ima etse de buna inanmayacagimi biliyordu. daha sonra hastaliginin neden oldugu yalanini buldu ama en basindan ister istemez belli ettikleri hareketleri soyleyince itiraf etmek zorunda kalmisti. onunla konusurken ne kadar kor oldugumu ben de fark ediyordum. kabul edince hicbir sey soylemeden odama ciktim ve o gunden sonra karsilasmamistik bile. eve girdigimde her sey yine eskisi gibiydi. odama cikip gardrobumu acip kiyafetlerimi sectim. tam dusa girecektim ki telefonum calidi. arayan Dream'di. telefonu acmakla acmamak arasinda kaldim ve sonunda kapandi. dusa girdim. vicdanim rahat degildi. surekli Dream'in o kirgin bakislari gozumun onune geliyordu. dustan cikinca tekrar telefona baktim. Kurt'ten mesaj vardi.
' 6:30 da seni almaya gelirim.' saate baktim gelmesine on dakika vardi. hemen mesaj atip gelmemesini bir isim oldugunu benim biraz gec kalacagimi bildirdim.
' tamam :( ama fazla gec kalma!' telefonu cebime koyup kirmizi kareli gomlegimi giydim. parlament mavisi papyonum ve ayakkabimla hazirdim. odadan ciktim. babam eve gelmis calisma odasina gecmisti. her zamanki gibi evden hemen ayrilacaktim ama kendimi babamin karsisinda buldum. ilgilendigi kagitlari birakip ayaga kalkti. bu onun icin cok anormal bir davranisti. kendisi de en az benim kadar garipsiyordu bu durumu.
' Blaine, konusabilir miyiz?'
' aslina bakarsan baba, cikmam lazim.' yuzu dusmustu. icim gitmeye el vermiyordu. masaya dogru gittim.
' ama yarim saat ayirabilirim.' tekrar yerine oturdu. ben de karsisina oturdum.
' artik yetiskin genc bir adamsin! seninle bu konusmayi yapmamin sebebi dusundugun sey degil.' hicbir sey demeden oturuyordum ve ne soyleyecegini cok merak ediyordum.
' ben, biliyorum kolay seyler yasamadin ama bunlar seni sen yapan
seyler bunu unutma. sana karsi yanlis davrandigimi biliyorum ama gecmisi artik degistiremem. sadece gelecegimiz var elimizde. ben seni ve... abini mukemmel yapmak istemistim. gercek bir erkek gibi yetismeniz icin elimden gelenin bu oldugunu dusunmustum cunku escinsel olmanin ne kadar zor oldugunu bilemezsin. bir seylere sahip olmak icin guclu olman gerekir. bu dunyada escinsel olarak bir yere gelemezdiniz. hele benim cevremde. annenizle babamin zoruyla evlenmistim ve onun da hayatini mahvettim iste. benden tek istegi cocuktu. ona bunu verince 'normal'lesecegimi dusunuyordu ama sonuc ortada Blaine. beni iki cocugumun annesi bile kabullenemiyordu. surekli onu baska biriyle- bir erkekle - aldatigimi dusunuyordu. o da kendince hakliydi. o da siradan bir hayat bekliyordu ama ben yapamadim. size karsi sert ve kararli davranirsam istedigim gibi biri olacaginizi dusunmustum.' babamin gozleri dolmustu. sesi ilk kez titriyordu. babami ilk kez bu kadar zayif goruyordum.