Dream:
Kurt ve Blaine konustuktan sonra Kurt'u goremedim ve hasta olduguna dair mesaj atti. Yurt odasinda tikilip kalmistim. Blaine'den ayrilmistim ve bunu kim icin yaptigimi bilmiyordum. Kendim icin olmadigi kesindi cunku hala Blaine'i gordugumde kalbim bir baska carpiyordu. Yurttan cikip dolasmaya karar verdim. Soguk hava biraz olsun kendime gelmemi sagliyordu. Kurt'e gitmeyi planlamistim ama hala eskisi kadar sıkı degildik ve hakliydi da. Sokaklarda dolasirken Blaine'le opustugumuz parkta buldum kendimi. Burnum sizlayinca agladigimi farkettim ve hizla gozyaslarimi sildim. Cabucak parktan ciktim ama gozyaslarim birbiri ardina geliyordu. Blaine beni sevmiyordu bunu anlamistim sonunda ve Kurt ona deli gibi asikti. Bunu onlar icin yapmistim. Parktan cikinca bu sefer de Blaine'nin evine dogru gittigimi farkettim. Ne sacma hallere burunmustum boyle. Onunla son defa onu seven biri olarak konusmak istiyordum. Adimlarimi hizlandirarak onun evine gittim. Bahceye girdigimde derin bi nefes aldim ve kapiyi calacakken yan penceredeki hareketleri farkettim. Tulden kim oldugu belli olmuyordu ama iki kisi vardi. Blaine'nin babasinin erken dondugunu dusundum ama Blaine onunla boyle yakin oturmazdi. Pencereye yaklastigimda Blaine'nin ona biraz daha sokuldugunu farkettim ve vucudum kaskati kesildi. Orada durmus oylece izliyordum. Diger cocuk ayaga kalktiginda onun Kurt oldugunu anladim ve yasadigim sok iki katina cikti. Blaine birden onu opmeye baslayinca elimle agzimi kapattim ses cikarmamak icin cunku hickirarak aglamaya baslamistim. Blaine hirsla onu opuyor ve soymaya calisiyordu ve Kurt onu kendine cekiyordu. Oradan gitmeye karar vermistim ama yapamiyordum. Ayaklarima agirlik baglanmis gibi kalakalmistim. Gozlerimden akan iri yaslarini silmek bile zor geliyordu. Derin nefes alip onlara arkami dondum ve durmadan yurumeye basladim. Oradan cikmis ve neresi oldugunu bilmedigim yerlere yurumustum. Aklimdaki son goruntuleri beynim cevirip duruyordu. Yurudugum yollari goremez hale gelmistim ve etrafimda garip insanlar belirmeye baslamisti. Gozyaslarim korkunun verdigi etkiyle akmiyordu. Etrafa bakip tanidik yol aramaya calisiyordum ama yoktu. Birini beni almasi icin de arayamiyordum cunku bu durumda ya Kurt ya da Blaine'i arardim ve su an ikisi de mesguldu. Sinir, korku ve adrenalinle etrafima bakiyordum ki biri adimi soyledi. Sesin geldigi yone dondum umutla.
'J-joe?'
Hizla yanima geldi ve etraftaki insanlara selam vererek benimle yurumeye basladi.
'Ne isin var burada?'
Guzel bi aciklama yapmaliydim ama konusacak halim kalmamisti. Basimi iki yana salladim sadece ve o da yuzume bakip halimden anladi. Sessizce yurumeye baslamistik.
'Joe?'
Bana bakti ilgiyle
'Evet?'
Bi sey demem gerekiyordu ama neden adini soyledigimi dahi bilmiyordum. Yurdun onune gelmistik.
'Benim burada kaldigimi nerden biliyorsun?'
Saskinca bana bakiyordu.
'Zaten iki tane yurt var ve digeri bi sonraki sokakta.'
Rezilligime doya doya yasiyordum iste.
'Hii anladim. Tesekkurler... Yani beni biraktigin icin.'
Omuzlarini silkti elini uzatti vedalasmak icin. Elini sıktım.
'Daha iyi misin?'
Basimi iki yana salladim sadece. Yalan soylemek istemiyordum cunku iyi degildim. Caresizce suratima bakti.
'İstersen biraz daha kalabilirim.'
'Olur.'
Yalniz kalmaktan korkuyordum cunku tekrar dusunmeye baslayacaktim ve bu istedigim son seydi. Kaldirima coktum ve ellerimi karnimada birlestirdim.
'Anlatacak misin?'
Yanima oturdu ve sabirsizlikla bana bakti.
'Gurur duymayacagim seyler yaptim ben.'