Bugün yayladayız. Annem, kış için dağdan kuşburnu toplamaya gidiyor, bende peşinden. dağda türlü otlar var. sümbül, kekik, gelincik hepsi güzün verdiği hazandan payını almıştı. bende çiçeklere bayılırım. onlara farklı bakışlar yükleyerek ilerliyorum annemin peşinden. kimisi boynu bükük kimisi gülücükler saçıyordu solup gitmelerine rağmen. Çok sürmedi ki annem Anadolu şivesi ve sevecen Bi ses tonu ile 'seher, nerede kaldın ah şu kız çiçeklerden Bi bıkmadı ne var bu çiçeklerden anlayamadım ki' anlayamayacak bişe yoktu aslında insanlardan daha naif daha sevecendiydiler sadece. Neyse annemin yanına koştum. annemin aklı kardeşim Rukiye de kalmıştı. ama ablam Firdevs tam Bi anne gibi bakardı kardeşime. hem kardeşime bakardı hemde ali dedemin yanında kuran dersini verirdi.
dedem bana çok derdi gel sanada öğretim diye ama çocukluğun verdiği haylazlık işte.
Kuşburnunun yanına gelmiştik. kuşburnu çoktu ama ne mümkün ki hızlıca Bi hamlede toplamak. Kuşburnu toplarsın elin, yüzün çizilmeden kanamadan olurmuydu hiç. annem acele etmemi söylüyordu sürekli ama ne yaparsın işte olmuyor. Annemin acelesi amcam evlenecekdi bugün yaylada. Ona yetiştirmek içindi.Köyün güzel kızlarından fidanla evlenecekdi. Ablam fidanı sevmezdi neden bilmem. Annem Kuşburnunu toplamış bile yayla evine gidiyorduk.
Karanlık çokmeye akşam olmaya başladı. annem hemen eve girdi Kuşburnuyu dibi çiçekli siniye döktü yarın ayıklıyacaktık.
hemen elbiselerimizi giydik. babam askere gitmeden önce bana pembe çiçekli kumaş alıp elbise diktirmişti. Babamı çok özlüyorum.
Akşam düğüne gittik fidan yenge artık yenge demem lazım herhalde ama aynı yaştaydık fidanla az çok.
anlaşıyorduk.fidan yengem çok güzel olmuştu amcamda aynıydı yakışıklı uzun boylu.amcamın adı Yahya idi çok severdim onu.
Düğün başladı erkekler baş bara ardından temur ağa oynamaya başladı.
kadınlar ise kendi aralarında halay çekiyordu. Ama ben temur ağa oyununu çok sevdiğim için erkeklerle oturuyordum. dedemin yanında. Bizde takı takma adeti o günlerde kalmıştı millet yiyecek lokma bulamıyordu zaten. düğün erken bitti. zaten yayladayız erken yatıyor, imsakta namaz kılıp işlere koyuluyorduk. gecede uyumuyorduk oysa ya halı kilim yada çeyizlikleri hazırladık.Sabah annem namaza kaldırdı uykulu uykulu o soğuk su ile abdest almak o kadar dayanılmaz bişeydi ki insanın kemikleri sızlıyordu. namazı kılıp işe koyulduk. ilk olarak kuşburnuyu ayıklamak. Kuşburnuyu ayıkladık. annem ablam ve ben,kardeşim Rukiye uyuyordu. Temizlerken annem ablama ocağı yakmasını istedi tabi ocak tüplü değil.
iki taşın arasında ateş yakıp üstüne kazan koyduğumuz yer biz biraz daha ayıkladıktan sonra kazana su koyup kaynattık. gerisi anneme kalmıştı. zaten saat çoktan 7 ye gelmişti. arkadaşım Zeliha beni çağırdı. onu severdim. hemde teyzemin kızıydı.Duyduğuma göre zelihaların evinde Bi aralar peri yaşamış. duyduklarım göre babası atın gece yorulduğunu anlamış atın üstüne siyah zam sürmüş zam binenin üstüne yapışsın diye sabah kalkınca atın üstünde bi peri kız olduğunu görmüş yakalamış eve getirip saçını kesmiş saçı kesilince bir yere gidememiş onlara muhtaç kalmış. 7 yıl evlerinde kalmış ve birgün saçını bulup kaçmış bende bu duyduklarımdan sonra zelihalara gitmeye korktum.
O bize gelirdi. Akşama kadar oynardık.
Yarın köye inecektik. İşimiz bitmişti bile.
zemheri yaklaşmıştı.
bi günümüz kaldı.
bizde bugün zekiye yengemin dutluğuna gidip Dut toplayacaktık. yürüyerek gittik dutluğa. Bahçeye girdik ben hemen toplamaya başladım ağaca çıkıp 10 dk oldu olmadı yengem bağırdı 'seher bişe diyincem ama korkma' tamam dedim söyle aldırmadan'duta yılan tırmanıyor'ilk şaka sanmıştım çünkü ben yılandan çok korkardım ve ara ara bana şaka yaparlardı bide aşağı baktığımda koca Bi yılan ağaca sarılmış geliyor gerisini hatırlamıyorum gözümü açınca köyümüze gelmiştik ağaçtan düşünce hemen yaylada eve oradan eve gelmişiz.
Sabah yine köyde de aynı rutin.
işlere imsakta kalkıp namazdan sonra başladık işlere. ben de dışarı çıkıp oyun oynardım. dışarı çıkınca komşumuz gülşenin babası gelmişti askerden. bende anneme gülşenin babasının geldiğini söyledim. o da gelsin kızım napalım senin baban da gelir yakında dedi. ama ben arkamı dönüp ağladım annem de o günden sonra her ağladığımda döndü güneye diye gülmeye başlardı.
annem çok sert ve Bi o kadarda yumuşaktır.
bir keresinde köyde küfür diye biri vardı herkese çok küfür ediyor diye ona küfür diyordu bahçesinden elma çaldık oda herkesi bırakıp benim peşime düştü anneme kaçtık küfürde dağ gibi geliyor o zaman gözüme iri yarı bişey. Annemde beni kovaladığını göründe hemen koşup adamın yakasına yapıştı sen yarı yetim çocuğu üzmeye korkmazmısın be adam diye adamda korkup geri gitmişti.