Hikaye 49: Dostluk

806 40 6
                                    

Birinci Dünya savaşından kalma bir hikaye. Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu.

"Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?"

"Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen.

"Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma." Asker ısrar etti. Teğmen:

"Peki git. Git o zaman." İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı, koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:

"Sana değmez, hayatını tehlikeye atmaya değmez demiştim. Bak, haklı çıktım. Bu zaten ölmüş."

"Değdi teğmenim" dedi asker.

"Nasıl değdi?" dedi teğmen. "Bu adam ölmüş görmüyor musun?"

"Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz yaşıyordu. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için."

Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı teğmene:

"Geleceğini biliyordum!.." demişti arkadaşı. 

Başarı ÖyküleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin