Final,
Slogan: Bana yorum verin saygıdeğerbirtanecikokuyucularım
—
"Pekala..."
Ellerini, beni arasına aldığı mutfak tezgahından çekip, bıkkınlıkla yüzüme baktı.
"Şey Jungkookie?" Diyip bende ellerimi mermerden çektim. "Bana yemek yapar mısın?"
Güldüğünde dudaklarının kenarında oluşan -çok belli olmayan- gamzesinde bakışlarım kaldığında, kafamı iki yana sallayıp bakışlarımı gözlerine çıkarttım.
"Jennie dalga geçmiyordu demek ki..." Diyerek ciddileştiğinde, tek elini tekrar mermere yaslamıştı. "Sandviç yer misin?"
Kafamı onaylayarak sallayıp gülümsediğimde, masaya oturup onu izlemeye başladım.
Buz dolabını açıp, biraz arandıktan sonra, buzdolabından ekmek çıkarıp yüzüme anlamsızca baktı.
"Ekmek neden buzdolabında?"
Omuzlarını silkip, "Nam Joon'un işi olmalı." Diyerek mırıldandım.
Peki, bir kaç gün öncesinde ekmeği buzdolabına aslında ben koymuştum. Nam Joon, Jennie ve ben genelde dışarıdan yemek yerdik ve hiç birimizin yemek hakkında bir bilgisi yoktu.
Evet, buzdolabına ekmek konulmadığını bilmeyecek kadar bilgimiz yoktu.
Buzdolabından bir kaç bir şey daha çıkarıp tezgaha koydu ve buzdolabının kapağını kapattı.
Dakikalar sonunda dudaklarını aralamıştı, "Annem, her hafta sonu bizimle ilgilenirdi. Hafta içleri pek görüşebildiğimiz olmuyordu zaten. Kardeşimle hep onu izlerdik, ne yaptığını veya nasıl yaptığını... Çoğu şeyi de ondan öğrendik." Diyerek, biraz önce çekmecede olduğunu belirttiğim bıçağı eline aldı.
Ekmeği kestikten sonra bırakıp, elini yıkadı ve hazırladığı malzemeleri içine koydu.
"Annen neden babana karşı çıkmıyor?" Diye mırıldandığımda derin bir nefes verdi. Sormamam gereken bir şeyi sorduğumu kelimeler ağzımdan çıkarken anlamıştım.
"Aynı fikirdeler çünkü." Diyip hazırladığı sandviçi önüme koydu.
Daha sonrasında karşıma oturdu.
"Sen yemeyecek misin?" Diyip sandviçimden bir ısırık alıp, kaşlarımı çattım.
Kafasını iki yana sallayıp, öylesine bana bakmaya başladı.
Omuzlarımı silkip, hiç bir özelliği olmayan fakat birleşimine hayran olduğum sandviçten bir ısırık daha aldım.
"Ne koydun buna ya?" Diyerek ağzımdakilerle homurdandığımda yüzünü buruşturdu.
Karşısında oturan bana doğru eğilip eliyle çenemi yukarıya kaldırdı ve kapanmasına neden oldu. "Ağzında bir şey varken konuşma."
"Peki."
+
"Karşıdaki kafe olmalı." Diyerek o tarafa, Jungkook'u gerimde bırakarak hızlı adımlarla ulaştım.
Kafenin camından içeriye bakarken bir anda aklıma Jungkook'un kardeşini tanımamam geldi. Ne diye camdan tanımadığım birini arıyordum ki?
Ellerimle saçlarımı karıştırıp yanıma yaklaşan Jungkook'a elimle içeriyi gösterdim. "Buradakilerden biri olmalı galiba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ❦ RoséKook 1 [✓]
Fanfiction"Erkek evi naz evidir kızım, ağırdan satıyorum kendimi." [ İlk Rosekook mizah kitabı! ] [jeongguk+roseanne] [ 19.01.03 #rosekook 1! ] [ #bangtanpink 1! ] Başlangıç: 15 Aralık 2018 Bitiş: 14 Mayıs 2019 Chatweat serimin ilk ki...