parkrosie_young 'a ithafen ❤️
—Ellerim hala Jungkook'un belindeyken, Jungkook'ta sıkılmış bir şekilde dirseğini omzuma yaslamıştı.
Yaklaşık on beş dakikadır sarılıyorduk ve etrafta oturanlar değişik bir ifadeyle bize bakıyordu.
Tabii bu bakışların asıl yönü, Jungkook'un koyu kumral tutamlarının alnında bıraktığı gölgede mi yoksa geniş omuzlarının lehine miydi bilemem.
Gözlerimi yummuş sıcaklığıyla gülümserken, Jungkook'un sıkılmışça homurdanmasıyla "Odun." Diye fısıldamaktan alı koyamadım kendimi.
Gözlerimi açıp, havaya doğru baktığımda, uçağın sesini yeni fark etmiştim. Saçlarımızı savuran rüzgarın bize Yeşilçam filmlerinin klişesini yaşattığını düşünsemde bu uçaktan kaynaklanıyordu.
O slow havayı yakalamak için sadece parayla vantilatör almamız lazımdı.
Uçağı fark ettikten yaklaşık bir dakika sonra ondan ayrıldım. Elimi havaya kaldırıp gök yüzünü gösterdim. Diğer elimlede gözümü isabetleyen güneş ışınları için kaşlarımın üstünde bir kalkan oluşturdum, "Şunu görüyor musun?" Diyerek sırıttım.
Arkasını dönüp kafasını yukarı kaldırdı, sonra yüzünü buruşturup bana döndü.
"Ups, biraz fazla sarıldık galiba. Uçak gitti." Diyerek güldüğümde, kendini tutamayıp o da gülmüştü.
"Sanırım gitti." Dedi mırıldanarak.
"Suratını asık görmeyi sevmiyorum." Dedim bir anda ciddileşerek, bu halini sevmemiştim.
"Sanki kaç kere gördün beni?"
"Bilmem saymadım." Diyerek kolunu tuttum ve çekiştirmeye başladım. "Bana ne olduğunu anlatacak mısın? Ama neyse sen eve gidip dinlen." Diyerek elimi kolundan tekrar çektim.
"Eve gitmem." Dedi yüzünü daha fazla asarak.
Bu sefer dayanamayıp, işaret parmağımı ve baş parmağımı dudaklarının kenarına koyup gülümsemesi için yukarıya doğru kıvırdım.
Elimi çekmeden, "Neden?" Dedim kaşlarımı çatarak.
Yaptığıma karşılık bayık bakışlarla yüzüme baktığında parmaklarımı dudaklarından çektim.
"Sağ ol, Çünkü gitmek istemiyorum." Diyip sıkıntıyla derin bir nefes verdi.
"Bize gel o zaman?" Diye bir teklif sundum önüne.
"Size mi geliyim?" Diyerek kaşlarını havaya kaldırdı.
"Hmm? Bize gel?"
"Ailen sorun çıkartmasın?" Dediğinde güldüm.
"Arkadaşlarımla kalıyorum."
"Deneyelim." Dedi omuz silkerek.
"Ne demek canım, hiç önemli değil."
"O zaman gidelim."
Ona karşılık ben de güldüğümde bir kaç saniye dudaklarımda kalmıştı bakışları.
"Çok güzel dudaklarım var değil mi?" Diyerek tekrar güldüğümde yüzünü buruşturdu.
"Ne değişik kızsın sen ya?" Diye mırıldandı, siyah arabaya doğru yürürken.
Fakat ön koltukta bir şöför vardı. "Sanırım ailen sana hiç güvenmiyor." Dedim şöföre bakarak.
"Ailemle doğru dürüst konuştuğum bile olmadı ki benim?" Diye mırıldandı arka kapıyı açıp otururken.
![](https://img.wattpad.com/cover/170503208-288-k551811.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ❦ RoséKook 1 [✓]
Fanfiction"Erkek evi naz evidir kızım, ağırdan satıyorum kendimi." [ İlk Rosekook mizah kitabı! ] [jeongguk+roseanne] [ 19.01.03 #rosekook 1! ] [ #bangtanpink 1! ] Başlangıç: 15 Aralık 2018 Bitiş: 14 Mayıs 2019 Chatweat serimin ilk ki...