yorumlarınızla çok mutlu oluyorum ve cevaplamayı çok seviyorum, lütfen mahrum etmeyin❤
Ellerim titrediği için dudağımdaki piercingi takmak üzere neredeyse kucağıma oturan Zayn'le beraber yatakhanedeki odamızdaydık. On dakika içinde Niall'ın çiçek aromalı duş jeliyle suyun altına girmiştim. Saçlarımı taramaya fırsatım bile olmamıştı ama her zaman ki gibi tel tel havaya yükseliyordu ve sevimsiz bir kirpi gibiydim. Zayn'den özür dilemesem bile kendimi bir şekilde onun yanında bulmuştum. Liam bana ütülediği siyah kotu verdiğinde ona hızlıca teşekkür ettim. Zayn üzerimden çekildiğinde siyah kota bacaklarımı sokmaya çalıştım ama kilo almış olmalıydım ki içine girerken çok zorlandım. Bir tayt gibi vücudumu sardığında yine kolsuz bir tişört giymiştim. Biraz parfüm sıktığımda aynanın karşısına geçtim. Ateşli görünüyordum, sadece pantolon biraz tuhaftı ama ona da yapabilecek bir şeyim yoktu. Bana gururla bakan oda arkadaşlarıma döndüğümde hepsi son derece terbiyesiz iltifatlar etti. Onlara bok gibi davranmama rağmen hızlıca hazırlanmam için bana yardım etmişlerdi ve bu biraz kötü hissetmeme sebep olmuştu.
"Pekâlâ ceketini ve çantanı al," dedi Liam ve takvimden yazılı bir şeye baktıktan hemen sonra önüme bir kutu koydu: "Bugün hava yağışlı olacak, kutudaki botları giy."
"Sağol," dedim botları giyerken. Doğrulduğumda bana bakan üç göze de ılımlı bir sesle "Hepinize," dedim. "Teşekkür ederim."
"İyi eğlen ve her şeyi bize anlat," dedi Niall keyifle kaşlarını yukarı ve aşağı hareket ettirerek.
Ona gözlerimi devirdim ve yatakhanenin acil çıkış merdivenlerinin önünde beni bekleyen nostaljik üstü açık arabaya hayranlıkla baktım. Bu sahip olduğum tüm spor arabalardan bile daha güzeldi. Şanslı İngiliz piç, diye geçirdim içimden. Harry ise kornaya bastı ve güneş gözlüklerini hafifçe burnunun ucuna indirip direksiyonun başından bana kapıyı açtı. "Gerçekten hızlıymışsın," dedi.
"İnan bana," dedim sırıtarak arabaya bindiğimde, "çok hızlıyımdır."
"Bunu bildiğim iyi oldu," dedi Harry arabayı çalıştırırken. "Kim bilir, ileride işime yarayabilir."
Pekâlâ, bu bir randevu değildi ama Harry az öncekine oranla parfüm kokuyordu ve hava güneşli olmamasına rağmen güneş gözlüğü takıyordu. Ona iltifat etmek istedim ama sanırım bir şey beni durdurdu. Ayrıca müzik odasında tüm o erotikliği ile beni etkilemişti ama hızlı bir çarşı izni olacağı için kendimi rahatlatmadan duştan çıkmıştım. Galiba şuan arkadaştık ama yanında bir türlü rahat olamıyordum. Klasik müziğin sesini duyduğumda başımı kaldırdım ama hemen sonra uğruna hayatımı vereceğim bir şarkı açtı, Boulevard of Broken Dreams.
"Green Day dinlediğini bilmiyordum," dedim heyecanla. Chopin'in ardından açması şaşırtmıştı çünkü bilirsiniz, Bay Mükemmel'in eski emo grupları bildiğini düşünmemiştim.
"Birincisi, eski emo grupları dinlerim." Kendini savunduğunda içten içe gülüşüme engel olamadım. "İkincisi, senin için açtım."
Yolu izle Louis, Harry'e bakma, Harry'e bakma.
"Teşekkürler," dedim basitçe. "Demek doktor, ha?"
"Evet," dedi. "Kimse müzisyen olmama izin vermeyince hayat beni kocaman bir doktor yapmaya itti." Omuzlarını silktiğinde insanların onun müzisyen olmasına izin vermemesine duyduğum "o aynı hisleri" belli etmemek için çok çabaladım.
"Müzikle insanların kalbine dokunamayınca bende insanların kalbine başka yollarla dokunmayı tercih ettim."
Kalp doktoru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one step closer
Poetrylouis asi bir özgürlükler prensi ve aşk nedir bilmiyor; harry ise ona bunu öğretmekte kararlı (zor yollarla bile olsa...) ya da -; au : louis'in tek isteği zorla geldiği yatılı okuldan kovulmaktır ve bunun için müdirenin oğlu harry edward styles'ı k...